Cesur ve aydınlık: Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey
Barış Gülcü, Sepin Sinanlıoğlu'nun kaleme aldığı Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey üzerine yazdı: Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey, çocuk edebiyatının hakkını verirken, öyküde yaşam döngüsü izleğini kullanması onu benzer kitaplardan ayrıştırıyor.
Barış Gülcü
“…
Ufak bir iş deme, Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir
…”
NAZIM HİKMET
Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey, o “yemyeşil dalın” kırılmasının acısını unutan yetişkinlerin dünyasındaki çocuklara o acının değerini hatırlatıyor.
Hikaye az bilinen gizemli bir doğa olayından yola çıkıyor. Monark kelebekleri kuş misali mevsimlere göre Kanada-Meksika arasında göç eder. Buradaki gizem bu göç döngüsünü ancak birkaç kelebek jenerasyonunun tamamlayabilmesi. Öykü bu gizemi çocuklara apaçık anlatmak gibi bir gaye taşımıyor. Onu daha da derine gömüp ipek otunun üzerindeki yumurtadan tırtıla, kozadan kelebeğe dönüşümü gösteriyor. Sonra da mihenk taşı olmuş kitaplara özgü cesur hamlesini yapıyor: Yaşam döngüsü içindeki ölümü de diğer evreler gibi olağanlaştırıyor. Yağmurun şarkısıyla gözyaşı döken Noa’nın, ölüme hayret etmesi kitabı çocuğuna okuyan yetişkine cesaret veriyor. Hatta ikinci yaşam döngüsünde ölü kelebeklerin arasında uykuya dalan Noa’nın kulağına yine onlar fısıldıyorlar: “Olan biten bu, Noa.”
Bazı kitaplar çocuk kitabı- yetişkin kitabı bariyerini kaldırmaya çok yakındır. Akla ilk gelen örnek Küçük Prens değil mi? Ama “resimli çocuk kitabı” çocuk kitabıdır. Bu kitabın da o bariyeri kaldırmak gibi bir derdi yok ama kullandığı dil, çocuk-yetişkin ayrımı yapılamayacak kadar kapsayıcı. Sepin Sinanlıoğlu, çocuk edebiyatında olması tercih edilen kelime ve cümle tekrarlarını yaparken öyküdeki yaşam döngüsü izleğini kullandığı için benzer kitaplardan ayrışıyor.
Kitabın çizimlerine ayrıca değinmemek mümkün değil. Serhat Gürpınar öyküye derinlik kazandırmış, metnin özgünlüğü kadar resimlerin özgünlüğü de hemen dikkat çekiyor. Kitabın başındaki kırık kalpler ilerleyen sayfalarda kırmızı izlere dönüşerek Noa’yı takip ediyor. Çıplak ayaklı, hayret bakışlı Noa imgesi çocukların aklında yıllarca kalacaktır.
Resimli çocuk kitaplarında karşılaşmaya pek alışık olmadığımız Stephen Jenkinson imzalı önsöz; yetişkinleri okuyucu bir ses olmaktan çıkarıp, çocukları ile birlikte ‘hayret etmeye’ bir davet olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın sonunda Monark kelebeklerinin açık öyküsü yetişkinler için özetleniyor. Hem yetişkinlere hem de çocuklara onlarca eğitim veren yazarın; öykünün katmanlı versiyonunu çocuklar, daha anlaşılabilir halini büyükler için koyması da manidar tabi…
Kitaplık sahibi bir çocuk ne kadar büyürse büyüsün vazgeçmediği, yukarıda bahsettiğimiz mihenk taşı kitapları vardır. Bu kitabı okurken iki çocuk klasiği akla geliyor: “Vahşi Şeyler Ülkesinde” (Where the Wild Things Are) ve “Ayı Olmayan Ayı” (The Bear That Wasn't). İlk bakışta bir çocuğun kaldıramayacağı kadar karanlık görünür, kitabı çocuğunuza okurken bir tedirginlik yaşarsınız. Oysa Max’in dönüşte onu başucundaki sıcak yemeğin beklemesi, ayının onca hengâmeden sonra gökyüzünde izlediği göç eden kazlar bu kitapları diğer pek çok öyküden daha aydınlık yapar, bu nedenle onlarca yıldır okunmaya devam ederler. “Noa, Monark Kelebekleri ve Her Şey” kelebeklerin yine geleceğini müjdeleyerek rafta bu kitapların yanında kendine yer açıyor.
NOA, MONARK KELEBEKLERİ VE HER ŞEY
Sepin Sinanlıoğlu
Doğan ve Egmont Yayıncılık
Çizimler: Serhat Gürpınar
40 s.
Comments