top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

“Romanda Hesaplaşma” ve 50 yıl sonra bir hesabın sağlamasını yapmak

Hasan Öztürk, Naci Çelik’in 1971 tarihli “Romanda Hesaplaşma” adlı kitabından yola çıkarak edebiyat ve eleştiri üzerine eski defterleri açıyor, eskimeyen tartışmaları yeniden gündeme getiriyor.

Hasan Öztürk

Romanda Hesaplaşma1, çeyrek yüzyılına varmamış bir sinemacının ses getirmiş kitabıdır. Kitabın yazarı, Naci Çelik (d.1947), film çalışmalarının öncesinde adını edebiyat eleştirileri ve dergiciliğiyle duyurmuşken sonrasında film ve belgesel yapımlarına yönelmiştir. Kitabın, yayımlandığı yıllarda ses getirmesinde, iddialı yargıları yanında yazarının ‘Tahirîler’ olarak bilinen Kemal Tahir okuluna kayıtlı olmasıyla “Türkiye Defteri”2 adlı, zamanında sözü edilmiş bir derginin yönetiminde yer alması da önemlidir. Devamı kitap olarak gelmemiş edebiyat yargılarının bugün için nesnelliği aşan afakîliği ve ön yargıyı geride bırakan karakuşî hükümleri bir yana kitabın, yakın bir zamanda yargıyla yüzleşen yazarını da yanıltan değerlendirmeleri vardır. İddialarıyla anılması gereken “hesaplaşma” kitabı, bir tarihtir artık.

Doğrusu, kıskanılacak bir gençlik cesaretiyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça söylemeliyim. Çeyrek yüzyılına varmamış bir yaştaki eleştirmenin, edebiyatımızda şöyle böyle yüz yıllık bir geçmişi olan ‘roman’ mülküne söz yerindeyse ‘destursuz’ girişi Romanda Hesaplaşma, tartışmasız bir Kemal Tahir kutsaması ve bu çabanın somutlaşması uğruna başkalarının yerle bir edildiği bir tür ‘hırpalama’ kitabıdır. Kitabın döneminin düşünce ortamına bakan herkesin sinemadan siyasete, edebiyattan yayıncılığa hemen her alanda Kemal Tahir adıyla karşılaşacağı açıktır. Hemen belirteyim, bu yazının derdi Kemal Tahir değil, başka bir şeydir. Naci Çelik de dergi, edebiyat ve sinema çalışmalarında çok şeyler öğrenmiştir ustasından, özellikle de roman konusunda, bunu kendisi de söyler. Bu yazıda üzerinde durmak istediğim; şairin, “Dünyayı iki şeyden/ İbaret bilirim ben;/ Biri, her şey olan sen!/Biri, sen olmayanlar!” dizelerini andırır biçimde, roman haritamızı “her şey” olan Kemal Tahir portresiyle kuşatabilmek için başka romancıları görmezlikten gelmek gayretkeşliğidir.

Naci Çelik’in Romanda Hesaplaşma kitabını dikkatli okuyanlar, eleştirmenin roman konusundaki buyurgan dilini bir yerlerden anımsayacaklardır. Bu dil, tartışmasız Cemil Meriç dilidir. Cemil Meriç’in roman, romanımız ve romancılarımızla ilgili yazılarını okumuş olanlar, iki keskin dilin benzerliklerini göreceklerdir. Adı geçen “hesaplaşma” kitabını okuduğumda -Cemil Meriç’in sözünü ettiğim yazılarını okmuş birisi olarak- dostu Etienne de La Boetie’nin Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev kitabını Montaigne’in yazdığına benzer bir kuşkuya kapıldığımı söylemeliyim.3 Neyse ki eleştirmenin kitabından bir yıl sonra kitap hakkındaki yazısında Cemil Meriç, “Arada bir horluyor” diyerek paylar Naci Çelik’i.4

Romanda Hesaplaşma kitabının içindekilere geçmeden1917 doğumlu Cemil Meriç ile 1947 doğumlu Naci Çelik’in roman, romanımız ve romancılarımızla ilgili yargılarındaki benzerliklerinden söz etmek istiyorum. Sözünü ettiğim benzerliğin, iki yazar/eleştirmen arasında tesadüfi ya da kişisel yakınlaşma olmayıp yetmişli yılların başında, “muhtıra” ile biyolojik ve ideolojik varlığı hayli örselenmiş bir kesimin rol almak istediği sahnede Kemal Tahir’in ve benzer başkalarının öncülük ettiği yeni bir zihniyeti yansıttığını düşünüyorum.

Naci Çelik ile Cemil Meriç’in edebiyattaki ortak tutkusu tartışmasız Kemal Tahir hayranlığıdır, her ikisi için de Türk romanı demek Kemal Tahir demektir. Her iki isim de Kemal Tahir’in büyük romancı olduğunu gösterme çabasındadır ve başka romancıların adlarını çoklukla hırpalamak ya da eleştirmek gerekçesiyle anarlar. Bu bağlamda iki ismin de hedefinde Yaşar Kemal vardır, romanlarının eleştirilmesinden çok itibarsızlaştırmadır romancıya yapılan. Neyse ki genç eleştirmen hakaret etmez yazarlara. İki ismin de edebiyata,