top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Yemek kitapları üzerine...

Akatça ilk yemek tariflerinden "30 dakikada sofrada" gibi programlara, gurmelerden kadını mutfağın başına atayan kültürel kodlara, okurda ilham yaratanlardan sofraları birer şölene çevirenlere... Asuman Kafaoğlu-Büke, Litera Edebiyat için yemek kitapları üzerine yazdı: "İyi yemek kitapları aslında yemeğin paylaşarak güzelleştiğini, aile ve dostlarla sofrada oturmanın yenilen yemekler kadar önemli olduğunu gösterenlerdir."


1980’li yıllarda yemek kitaplarına meraklı olanlar hatırlayacaktır, o yıllarda güzel kitap bulmak kolay değildi. Birkaç tanesinin dışında genelde baskı kalitesi düşük, ucuz kâğıda basılmış renksiz, resimsiz kitaplar yayımlanırdı. Bunlar da kitapçıların arka raflarında tozlanmaya bırakılmış olurdu. Sorun sadece kalitesiz baskıları değildi üstelik, birçoğunun yazarı profesyonel lokanta aşçısı olduğundan, tarifler evde denemeye uygun olmazdı: Aşırı yağlı, aşırı tatlı ve aşırı büyük miktarlarda.


İlerleyen on yıllar içinde çok şey değişti ve yemek kitapları yok satmaya başladı. Artık sadece yemek kitapları değil, beslenme, diyet, zayıflama ve bir dolu bağlantılı konularda kitaplarla yeni bir dönem başlamıştı. Yemek sadece yemek değildi artık, doktorlar, yaşam koçları, kültür araştırmacıları gibi çok geniş yelpazede yazar el atmıştı kitap piyasasına. Bu gelişmeler kısa zamanda televizyona da yansıdı ve birbiri ardına yemek programları o denli arttı ki, sonunda sadece yemek konusunda uzmanlaşan televizyon kanalları kuruldu.


4 Bin Yıllık Yemek Tarifi


Yemek tarifleri vermek insanlığın eski bir alışkanlığı. İ.Ö. 1700 yılından kalma Akatça bir tabletin üzerindeki yemek tarifi, bu geleneğin ne denli eskilerden kalma olduğunu gösterir bize. Mezopotamya’dan kalan tablet belki bir ilkti ama daha sonra lüks düşkünü Romalılar konuya el atınca gurme lezzetler üzerine araştırma ve yazılar gelmeye başladı.