"Okurken 'birlikte yazarsanız' metinler çok daha uzun süreli bir etkiye sahip olur..."
2024 yılı içerisinde Ayrıkotu Kitap tarafından Avusturya Edebiyatından dilimize kazandırılan Deniz Esintisi isimli kitabın ödüllü yazarı Carolina Schutti ile Gerlinde Tamerl'in yaptığı röportajın çevirisini Seda Aydal yaptı.

meinbezirk.at'da yayınlanan röportaj, yazarın, Deniz Esintisi kitabıyla ilgili bilgiler veriyor.
Avusturya Edebiyatının önde gelen kadın yazarlarından olan Carolina Schutti, 2015'te Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü kazandı.
Çok sayıda kitap yazan Carolina’nın eserleri bugüne kadar 17 farklı dile çevrildi.
İlkbaharda “Meeresbrise” (Deniz Esintisi) adlı yeni romanınız Literaturverlag Droschl tarafından (Deniz Esintisi – Ayrıkotu Kitap) yayımlandı. Şimdi de bu yıl 4-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan Hafta Sonu Konuşmaları'na konuk oluyorsunuz. Bu yıl 45. kez gerçekleşecek olan bu sıra dışı edebiyat etkinliğinin ana teması köken konusu etrafında şekilleniyor. Edebiyatta köken meselesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Köken doğal olarak bir yandan “anavatan” ya da “doğum yeri” gibi anlamlara gelirken, diğer yandan da içinden geldiğiniz ve sizi karakterize eden sosyal çevre ya da aile ortamı anlamına gelmektedir. Bu da duruma göre birbiriyle rekabet eden örtüşmelerle sonuçlanır: Görünüş, isim, dil, konuşma tarzı, aynı zamanda ilgi alanlarımız ve jestler gibi küçük ayrıntılar kökenlerimiz tarafından karakterize edilir ve kim olduğumuzu az ya da çok belirler. İşte tam da bu değişimler ve yer değiştirmeler ilgimi çekiyor ve kitaplarımda yinelenen bir tema.
Romanın adı “Deniz Esintisi” yumuşaklık, Akdenizli bir yumuşaklık hissi vaat ediyor. Ancak romanda aslında iki kızın tecrit edilmesi, ihmal edilmesi ve anneleriyle olan dengesiz ilişkilerini ele alıyorsunuz. Kulağa neredeyse romantik gelen bu kitap adı romanın içeriğiyle nasıl örtüşüyor?
Birkaç sayfa sonra “Deniz Esintisi”nin bir sabun kokusu olduğu ortaya çıkıyor. Çoğu insan için kokular duygularla yakından bağlantılıdır ve özlemleri de tetikleyebilir. Bu durumda, “gerçek” denize duyulan özlem, kızlardan birinin cesaretini toplayıp daha iyi bir hayat için yola çıkmasına yardımcı oluyor.
Romanlarınızın bir özelliği de çok kısa olmaları. Bu kısalığı bilinçli olarak mı tercih ediyorsunuz yoksa özlülük tarzınızın bir parçası mı?
Her ikisi de söz konusu. Bu roman kızları anaokulu çağından ergenlik dönemine kadar takip ediyor. Kısa bölümler çocukluğumuzu hatırlama şeklimizi sembolize ediyor, yani parçalar halinde ve eksik olarak. Ancak bunun hakkında konuştuğumuzda anılar yeniden bir hikâyeye dönüşüyor.
Sadece mevcut romanınızda değil, “Patagonya” veya “Gökyüzü Küçük Bir Çember” gibi önceki romanlarınızda da okuyucuya her zaman çok fazla yorumlama alanı bıraktığınız fark ediliyor. Bu sizin için neden bu kadar önemli?
Kitaplarım okuyuculara kendi yaşam öykülerini, deneyimlerini ve arzularını kitaba taşımaları için bir davet olmalı. Okuyucuların kendilerini içinde buldukları boşluklara hava girmesine izin verirseniz, daha fazla hareket mümkün olur. Bunun dışında, okurken “birlikte yazarsanız” metinler çok daha uzun süreli bir etkiye sahip olur...
Şu anda ne üzerinde çalışıyorsunuz veya yazılarınızda bundan sonra hangi konuya odaklanmak istiyorsunuz?
“Deniz Esintisi” ciddi bir konuyu ele alsa da her zaman komik unsurlar ortaya çıkıyor. Bundan keyif aldım ve iki insanın birbirinin kurtarıcısı olduğu bir hikâye üzerinde çalışıyorum. Evet, bu kez içinde bir kedi değil, renkli bir fare olacak.
Carolina Schutti 1976’da, Innsbruck’ta doğdu ve hâlâ orada yaşamaktadır. Çok sayıda kitap yazan Carolina’nın eserleri bugüne kadar 17 farklı dile çevrildi ve 2015’teki Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’nü kazandığı Once I must have trod on soft Grass kitabı ile aldı. Bunun dışında kitaplarıyla çok sayıda ödül aldı.
DENİZ ESİNTİSİ
Carolina Schutti
Ayrıkotu Kitap, 2024
Çeviri: Gözde Alkaya Korkmaz
64 s.
Comentarios