top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Sen anlattıkça, biz de çiçekleniyoruz

Aynur Kulak, Rafik Schami’nin Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor adlı kitabı üzerine yazdı: "Rafik Schami’nin edebiyatı, Doğu’nun anlatı geleneklerini Batı’nın yazılı kültürüyle harmanlarken; bizlere anlatmanın, dinlemenin ve paylaşmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor."



Rafik Schami’nin Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, sadece Orta Doğu’nun ya da göçmenlerin hikâyesi değil kesinlikle. İnsan olmanın ortak yönlerine dokunan, dillerin ve sınırların ötesine geçen evrensel bir çağrı. Anlatmak, dinlemek, anlamak ve empati kurmak… Bu evrensel değerler, çöl gibi kurumuş ruhlarımızda yeniden hayat bulma imkânı sunuyor herkese. Rafik Schami’nin edebiyatı, Doğu’nun anlatı geleneklerini Batı’nın yazılı kültürüyle harmanlarken; bizlere anlatmanın, dinlemenin ve paylaşmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor.


Rafik Schami’nin Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor (Almanca özgün adıyla: Wenn du erzählst, erblüht die Wüste) kitabı öncelikle ismiyle son derece mistik, büyülü. Arap dünyasına dair bir anlatı olabileceğini sezinliyoruz kitabın ve daha ilk sayfaları itibariyle bunun doğru olduğunu anlıyoruz. 1946 yılında Şam’da doğan ve 1971 yılında Almanya’ya göç eden Rafik Schami, kültürler arası anlatıların, sözlü geleneklerin ve sürgün temalarının ustaca işlendiği eserleriyle tanınıyor. Biyografisinin detaylarını okuduğumuzda Suriyeli bir yazar olarak hem Arap hem de Alman edebiyat dünyasında kendine özgü bir yer edinmiş olduğunu görüyoruz. Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, yazarın bu çizgisinin en belirgin örneklerinden biri olarak okurlarıyla buluşuyor.  


“Çoğu insan yazarlık hakkında yanlış bir düşünceye sahiptir. Yazar her şeyi tek başına başaran bir kişidir onlar için. (…) Hayır, yazarlar tek başına değildir. Hikâyesini veya romanını yazarken her nerede yaşarsa yaşasın bütün kıta ve zamanlardan pek çok insanın desteğini alır. Fantezisini, yazma becerisini uyaran, ön çalışmalarla ön koşulları hazırlayan insanlar vardır çevresinde.”

Rafik Schami’nin bu cümleleri onun yazar kimliği perspektifinin ne kadar açık olduğunu gösteriyor bize. Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, her bölümdeki farklı başlıklarından dolayı hikâyeler okuyormuşuz hissi veren bu 462 sayfalık roman, kendisinin yazarlık tanımında yaptığı üzere, tam manasıyla bütün kıta ve zamanlardan pek çok insanın desteğini alarak, onların hikayelerinin yolculuğunda yazıldığını yerinde dil kullanımı ve yaratılan atmosferle güçlü bir şekilde hissettiriyor bizlere. Kitap, klasik anlamda bir roman olmaktan çok, modern bir masal koleksiyonudur bu yüzden. İç içe geçmiş anlatılar, geçmişten günümüze uzanan halk öyküleri, fabllar ve efsanelerle örülmüş bir roman okuyoruz. Her biri bağımsız bir hikâye gibi görünse de, tematik olarak birbirine bağlılar ve her bir hikaye anlatmak, anlatılmak, hatırlamak ve iyileşmek için var. 


Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, Binbir Gece Masalları’ndan ilham alıyor. Bir karakter anlatmaya başladıkça yeni bir hikâye doğuyor ve bu hikâyeler başka hikâyelere kapı aralıyor. Bu anlatı zinciri, hem Doğu Edebiyatı’nın sözlü anlatı geleneğini yansıtıyor hem de okuru hayal gücüyle örülü, evrensel bir zaman-mekân düzlemine taşıyor. Hikâyeler boyunca doğu kültürüne özgü efsanevi ve mistik öykülerin iç içe geçtiği; anıların, acının, sevincin, hüznün, neşenin, dersler çıkarmanın birbiriyle sürekli harmanlandığı bir atmosfer oluşuyor.


“Çok uzak olmayan bir zaman önce Salih adında bir sultan yaşıyordu. Salih’in ülkesi dünyanın en büyük altın madenlerine sahipti. Salih gençlik aşkı Halime ile evlendi ve çok geçmeden Halime’nin sıhhatli bir kız bebek dünyaya getirmesi onları sevince boğdu.” 


Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor’da baskın olan tema, hikâye anlatmanın dönüştürücü gücü. Kitap boyunca şu düşünce hâkim: Bir insan hikâyesini anlatabildiği sürece yalnız değildir. Bu anlamda anlatmak, sadece bir iletişim biçimi değil; aynı zamanda güçlü bağlar kurarak bir varoluş biçimi, bir direniş, bir iyileşme yöntemidir. Birbiri peşi sıra aktarılan hikâyeler böylece doğuya dair bir tarih anlatısını da önümüze serer, kazıdıkça yeşeren, yeşerdikçe köklenen bir tarih anlatısına dönüşür Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor.  


“Geçmişimiz hakkında geleceğimiz hakkında bildiğimizden daha azını biliyoruz. Ancak bilgisizliğimiz herhangi bir şeyin imkansızlığına kanıt olamaz.” diye yanıtladı Sultan Salih gülümseyerek. “Palmira, Roma’ya bile kafa tutan Suriyeli Kraliçe Zenobia’nın merkeziydi. Şecerrüddür ve Sitt al-Mülk Mısır’da hüküm sürdüler. Arwa olarak da bilinen Seyyida al Hurra Yemenli bir hükümdardı, ayrıca bizim coğrafyamızda hüküm süren Berberi Kraliçesi Dihya, Asurlu hükümdar Semiramis ve daha nicesi de güçlü kraliçelerdi.” diye yanıtladı Sultan.” 


Kadınların ön planda olduğu bir hikâyeler bütünü Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor. Sözlü anlatının inceliklerini kadın karakterler söz konusu olduğunda daha net görebiliyoruz. Kadınlar incelik, gizem, kıvraklık kazandırıyor tüm hikâyelere ve en önemlisi de aidiyetlik duygusu güçlü şekilde hissetmemiz sağlanıyor. Çünkü diğer yandan sürgün olmak da  Rafik Schami metinlerinin en önemli teması olarak işleniyor. Memleketinden uzak kalmış bir yazar olarak köklerini, anadilini ve geçmişini sorguluyor Rafik Schami. Karakterleri de çoğu zaman kimlik arayışında, aidiyetle sürgün arasında sıkışmış bireyler oluyor bu sebepten


Zulüm ve adalet ve elbette doğu edebiyatı, sözlü ve yazılı geleneğini söz konusu olduğunda yüzde yüz karşımıza çıkan aşk ve umut  Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor’un diğer çok önemli temaları. Zulüm ve adalet çerçevesinde otoriter sistemler, yozlaşmış yöneticiler ve halkın çektiği acılar sıkça dile getiriliyor; ancak anlatılar yalnızca eleştirel değil, aynı zamanda dirençli ve yaratıcı. Bu yüzden çoğu hikâyede, çölün kuraklığına rağmen açan bir çiçek gibi, umutsuzluk içinde yeşeren bir aşk ya da küçük bir umut ışığı kesinlikle bulunuyor.


Kahramanları Sultan Salih, Sultan Yasemin, Öykücü Karam ve Nedime Nura olduğu kitapta tek bir ana karakterden söz edemeyiz. Bunun yerine her hikâyede farklı bir kahramanla karşılaşıyoruz: hikâye anlatan yaşlı bir dede, adalet arayan genç bir kadın, yoksulluk içinde dürüstlüğüyle yaşayan bir adam… Bu karakterler idealize edilmez; zayıflıklarıyla, arzularıyla ve çelişkileriyle insanidirler. Hikâyeleri yönlendirir, dağıtır ve bütünler. Doğu kültürü ve elbette bu kültürün edebiyata yansıması her sınıftan insanın insani özellikleriyle tasvirini bulur. Schami, karakterlerini sıradan insanlardan seçip, onlara masalsı bir ağırlık kazandırırken, bu yönüyle kitabın her bir öyküsü, okura “herkesin bir hikâyesi vardır ve bu hikâyeler çölü bile çiçeklendirebilir” fikrini hissettirmesi adına önemlidir.


Rafik Schami’nin dili şiirsel; betimlemeleri canlı, karakterleri renkli, diyalogları ise doğal ve akıcı. Masalsı atmosferi kurmak için sıklıkla mecazlara, alegorilere başvuruyor. Önemli bir ayrıntı; metinlerini Almanca yazıyor olsa da, eserlerinde Arap anlatı geleneklerinin etkisi yoğun biçimde hissediliyor. Bu da onun dilini ve anlatımını eşsiz bir kültürel karışım hâline getiriyor. Kitabın çevirisi de bu noktada önemli. Türkçeye çevrilirken hem bu şiirsellik hem de kültürel zenginlik korunmaya çalışılmış. Anlatının büyüsünü yitirmeden aktarılmış olması, eserin etkisini artıran önemli etkenlerden. Tüm bu dilsel ayrıntılar, nitelikli ve akıcı çeviri için Levent Bakaç’a teşekkür ederim. 


Rafik Schami’nin Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, sadece Orta Doğu’nun ya da göçmenlerin hikâyesi değil kesinlikle. İnsan olmanın ortak yönlerine dokunan, dillerin ve sınırların ötesine geçen evrensel bir çağrı. Anlatmak, dinlemek, anlamak ve empati kurmak… Bu evrensel değerler, çöl gibi kurumuş ruhlarımızda yeniden hayat bulma imkânı sunuyor herkese. Sen Anlatınca Çöllerde Çiçekler Açıyor, yalnızca masallardan ibaret değil. Eser, anlatının iyileştirici gücüne, hafızanın kurtarıcılığına ve insanın içsel yolculuğuna dair güçlü bir edebi manifesto. Rafik Schami’nin edebiyatı, Doğu’nun anlatı geleneklerini Batı’nın yazılı kültürüyle harmanlarken; bizlere anlatmanın, dinlemenin ve paylaşmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor.



SEN ANLATINCA ÇÖLLERDE ÇİÇEKLER AÇIYOR

Rafik Schami

Ayrıntı Yayınları, 2025

Çeviri: Levent Bakaç

Tür: Roman

464 s.


Comments


bottom of page