top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

2021'de Ahmet Büke'nin en sevdiği kitaplar

Ahmet Büke'ye sorduk: 2021'de okuyup en sevdiği kitapları Literaedebiyat için paylaştı


Ahmet Büke



Ertuğrul Faciası, Behçet Necatigil Necatigil yeniden ve yeniden hayran olduğum edebiyatçılardan. Onun zamanına yetişememek hep üzüldüğüm şeylerdendir. Ertuğrul Faciası da o kadar güzel bir radyo oyunu ki, deniz edebiyatımızın en iyi eserlerinden. Kitabın sonunda Necatigil’in bir mektubu var. İnsan bu mektuba nasıl yanıt bile vermez acaba? Dünyada sanatçısına bu kadar ilgisiz kalan başka kamu idaresi olmamıştır. Deniz Ağacı, Yaman Koray Su gibi, has edebiyat. İnsanın hikâyesi. Türk Edebiyatının klasikleri arasına girebilecek bir kitap, sessizlik kıyısında kalmış gibi. Yeniden basılıyor Yaman Koray'ın kitapları. Soluganlar arasında bekliyor okurunu... Tanrı'nın Terk Ettiği Deniz, Derek Lundy, çev. Hülya Leigh, Naviga Yayınları Vendee Globe yarışı kaba olarak üç bölümden oluşuyor: Atlantik-Güney Okyanusu-Atlantik. Yelkenciler şimdi kuzeyden güneye doğru iniyorlar. 40. paralele geldiklerinde rotalarını doğuya çevirecekler ve Ümit Burnunu geçerek Horn Burnuna doğru gidecekler. 40-50 ve 60. paraleller boyunca yani Güney Okyanusunda yol alacaklar. Yüzyıllarca denizciler bu enlemlere isimler verdiler: Kükreyen Kırklar, Öfkeli Elliler, Çığlık Atan Altmışlar. Bu denizler Tanrının terk ettiği sular olarak da bilinir. Rüzgârın şiddeti tahammül sınırlarını zorlar. Dalgalar inanılması zor yüksekliklere tırmanır. Bugüne kadar tespit edilmiş en yüksek dalga 120 feet (yaklaşık 40 metredir). Buz dağları ve balina sürüleri tekneleri sürekli tehdit eder. Eski denizciler buraya "ölü adamın yolu" demişler çünkü asırlarca denizcilerin mezarlığı olmuş. Dünyada herhangi bir kara parçasında en uzak olacağınız mesafe (Antartika'nın Dart Burnu ile Pitcairn Adası arasındaki 1660 millik ara) bu yol üzerindedir ve bu mevkideki bir denizcinin karaya olan uzaklığından daha ötede sadece astronotlar vardır. Denizcilerin Güney Okyanusu rüzgar gücüyle aşmaları 6-7 hafta sürer. En iyiler, en tecrübeliler, en inatçılar tek başlarına bu geçişi yapabilir. Bu sularda ipler doğanın elindedir. Sıklıkla başa gelen bir ölüm kalım anında yapabilecekleri tek şey dayanmak ve ümitlerini kaybetmemektir. Çünkü en iyi ihtimalle yardım bir kaç güne ulaşır. Denizin Kanatlı Perileri, Yelkenliler, Yücel Köyağasıoğlu, Naviga Yayınları Yücel Köyağasıoğlu, “mimar, yazar, tekne tasarımcısı, tekne yapımcısı, kaptan, denizcilik hocası”. İşini sanat seviyesinde yapan, bizde az bulunan insanlardan. Kitabı sadece denizciler için değil tarih ve edebiyat tutkunlarının da başucunda durabilir. Bütün bu ayrıntıları toplaması, tek tek çizmesi, geleceğe saklaması çok değerli. Çok önemli bir başvuru ve kaynak kitap denizcilik kültürü için. Kalyon devri başlayınca alçak top güverteleri nedeniyle kısa boyluların Bahriyeli olması tercih edilir olmuş. Kadırgalarda boylu poslu, sağlam yapılı kürekçi geçer akçe iken rüzgâr devrinde ufak tefekler makbul olmuş. İlk Defa Tek Başına, Kaptan Joshua Slocum, Spray’in Seyir Defteri, çev. Hülya Leigh, Naviga Yayınları Solo yelken ile dünya turunun atası sayılan büyük denizci Kaptan Slocum’un kült kitabı İlk Defa Tekbaşına bir asırı aşkındır dünya denizcilerine ilham vermeyi sürdürüyor. Türkçeye yazıldıktan 113 yıl sonra kazandırılan kitabın çevirmeni de çok usta bir Türk denizcisi Hülya Leigh. Kitabı okuyacakların bir şansı da yine bizim için anlamı çok büyük bir ismin Türkçe baskısına bir önsöz yazmış olması: Sadun Boro. Spray’in seyir defterini 1948 yılında İngiltere’de okumuş. Kitabın ona sonraki yıllarında çıkacağı yelkenle dünya seyahati için ilham verdiğini düşünmek yanıltıcı olmayacaktır.

Kaptan Slocum, Kanada’da denizci bir ailenin ve çevrenin çocuğu olarak 1844 yılında doğmuş. Daha 14 yaşında iken evden kaçarak bir balıkçı teknesinde aşçı yamağı olarak çalışmaya başlamış. Ama o kadar kötü yemekler yapmış ki, hayatını kurtarmak için karaya dönmek zorunda kalmış. Slocum yetişkinlikte de denizden hiç kopmamış ve iyi bir denizci olarak bir denizci deyimiyle “loçadan kıçüstüne kadar yükselmiş” yani çekirdekten yetişerek kaptanlığa erişmiş.

bottom of page