Antik Yunan'dan günümüze felsefenin yolculuğu
Felsefe tarihinin Antik Yunan'dan günümüze uzanan yolculuğunu ele alan ve her bir cildinde çağının ruhunu etkilemiş düşünürlerin imzasını taşıyan, Felsefe Tarihi serisi yedinci kitaba ulaştı.
21. yüzyılın en büyük entelektüellerinden yazar, düşünür ve eleştirmen Umberto Eco ile Felsefe Tarihi alanındaki çalışmalarıyla tanınan akademisyen Riccardo Fedriga tarafından hazırlanan Felsefe Tarihi serisi, felsefenin başlangıcından günümüze kadar uzanan geniş bir zaman dilimini ele alıyor.
Her bir cilt ile farklı dönemlere veya felsefi akımlara mercek tutan Felsefe Tarihi serisi, felsefenin kuramsal gelişimi incelemenin yanı sıra farklı disiplinlerle ve yaşam kültürüyle etkileşimini de inceliyor. Okurlar için hayatın birçok alanını ve dinamiğini felsefe ile buluşturan seri, akademik nitelikte bir çalışma olmasına rağmen geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor.
Erişilebilirlik açısından kapsayıcı bir çalışma olarak Türkçeye Leyla Tonguç Basmacı tarafından çevrilen Felsefe Tarihi serisi, alanında uzman akademisyenler ve filozofların makalelerini bir araya getiriyor.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 1
“Felsefe tarihinin Yunanlarla başlamasının kültürel bir nedeni var. Batı dünyasının düşünce biçimini şekillendiren Yunan düşüncesidir ve yaklaşık üç bin yıldır nasıl düşündüğümüzü anlamak için Yunanların ne düşündüğünü anlamak zorundayız.
Batı düşüncesinin tamamı yanlış olsa bile, nereden geldiğimizi ve ne olduğumuzu anlamamız için o düşünce hakkında bilgi sahibi olmalıyız.
Aksi takdirde öğrencilere Yunan mitolojisini incelemenin bir âlemi olmadığını, çünkü bir yığın hayal ürününden başka bir şey olmadığını söylemiş oluruz, o zaman da Homeros ile Vergilius’un neden söz ettiğini anlamalarını engellemiş oluruz.”
Umberto Eco
Alfa Yayınları, 2020
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
328 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 2
Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde Aristoteles’in MÖ 322’deki ölümüyle başladığı ve Ptolemaios hanedanının son Mısır kraliçesi Kleopatra’nın MÖ 30’daki ölümüyle sona erdiği söylenir. Hellenistik çağda daha gelişmiş bir felsefi “okul” fikri ortaya çıkar. Platon’un Akademeia’sı ve Aristoteles’in Lykeion’u bazı açılardan birer felsefe okulu sayılabilirse de, Hellenistik çağda doğal dünya, mantık, epistemoloji ve etik alanında az veya çok ayrıntılı yorumlar sunan, birbirleriyle rekabet halinde çeşitli öğretiler geliştirilir. Bu düşünce okulları kurumsal açıdan az veya çok katı bir biçim edinir, başlarında ortak bir kararla seçilen bir lider veya skholarkhēs bulunur ve bu liderin ölümünden sonra onu izleyecek halefi de oldukça resmi bir prosedürle belirlenir. Bu dönemin başlıca iki okulu Stoacıların ve Epikourosçuların okullarıdır. Ancak Kynikler ile Kyreneliler gibi daha küçük okulların da var olduğu ve Platon’un Akademeia’sı ile Peripatetiklerin de varlıklarını sürdürdükleri unutulmamalıdır.
Alfa Yayınları, 2021
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
350 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 3
11 ile 13. yüzyıllar arasında Batıda siyasi ve toplumsal hayatta, sanat, ekonomi ve teknoloji alanlarında köklü dönüşümler göze çarpar. Felsefe de bu dönemdeki maddi ve entelektüel uyanışın bir parçasıdır.
13. yüzyıl ise tercüme ve yorum (translatio) hareketinin etkisini gösterdiği dönemdir. Bu hareket, Batının bir yandan Araplar ve eski Yunan karşısındaki felsefi gecikmesini telafi etme çabası, diğer yandan “skolastik” döneme bakışını değiştiren tartışmaların kaynağıdır. Tezlerin ve karşı tezlerin sunulması neticesinde bir sonuca ulaştırılan bu tartışmaların mekânı ise “üniversite”lerdir.
Ancak 13. yüzyılın sonlarında, bir açıklama modeli olarak kabul gören Aristoteles felsefesine güven sarsılır. Özellikle teoloji ile felsefe arasındaki zorunlu bağ kopar. 14. yüzyıla yaklaşırken, kültür hakikatlerin çoğulluğuna açılır. Avrupa bir yandan da Yüzyıl Savaşlarının ve vebanın gölgesindedir. 15. yüzyılda ise yeni bir duyarlılık şekillenir: hümanizm. Artık insanın her şeyin ölçüsü sayılacağı zamanlara gelinmiştir.
Alfa Yayınları, 2021
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
404 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 4
XV ile XVI. yüzyıllar arasında felsefi düşünce derin değişimlerden geçer. Copernicus’un Güneş merkezli evren anlayışı, Amerika’nın keşfi, Avrupa devletleri arasındaki yeni dengeler, Reform benzeri birçok gelişme de bu değişimin arka planını oluşturur. Bu dönemde Thomas More, Erasmus, Machiavelli ve Bodin gibi düşünürler özellikle önemli bir rol oynarlar.
Doğadaki güç ve yasalara duyulan ilgi de Rönesans’ın, bir önceki yüzyıldan miras aldığı konulardandır. Diğer yandan, duyular doğal olguların gözlemlenmesinde bariz bir üstünlüğe sahiptir. Giovambattista Della Porta, Gerolamo Cardano, Tommaso Campanella, Giordano Bruno bu doğrultuda, ama çok farklı bağlamlarda karşımıza çıkarlar.
Bilgi konusunda Aristotelesçi gelenekle apaçık bir kırılma ancak XVI. yüzyıl sonu ile XVII. yüzyılın ilk yarısında mümkün olacaktır. Bacon ve Descartes bu anlayış farklılaşmasının yöntemine kafa yorarlar. Descartes’ın yanı sıra Hobbes, Spinoza, Leibniz, Locke, Vico gibi filozofların yüzyılı olan XVII. yüzyıl, geneli itibariyle insanın evrendeki konumunu yeniden tanımlama arayışının yüzyılı sayılabilir.
Alfa Yayınları, 2022
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
404 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 5
Aydınlanma Çağı olarak tanımlanan, ama aslında birden fazla ruha sahip XVIII. yüzyılda, yalnızca geleneksel metafizik değil, insan zihni ile gerçeklik arasında tam bir tekabüliyet öngören anlayış da şiddetli bir eleştiriye tabi tutulur. Diderot, d’Alembert, Voltaire, Rousseau, Montesquieu gibi isimleri bir araya getirecek olan Ansiklopedi, bu eleştirel tutumun somut ifadesi olacaktır.
Bilgi teorisinde büyük çaplı bir dönüşüme yol açacak olan kişi ise Kant’tır: Yaptığı felsefi devrimle, düşüncenin merkezine bilinen nesne yerine bilen özneyi yerleştirir.
Kant ayrıca, XVIII ile XIX. yüzyıllar arasında bir köprü gibidir. Ancak bu köprü işlevi, kendisinden sonraki tüm felsefi tartışmayı koşullamasından ileri gelir. Nitekim neredeyse tüm XIX. yüzyıl felsefi tartışmaları, Kant’a cevap verme çabası olarak okunabilir.
Özellikle Fichte, Schelling ve Hegel’le anılan Alman idealizmini anlamak için gerekli referans noktalarından biri Fransız Devrimi ise, diğeri de Kant’tır. Ne var ki bu üç filozofu ortak bir modele indirgemek zordur. Fichte öznel ve etik bir idealizmi; Schelling estetik temelli; Hegel ise tin kavramına dayalı bir idealizmi temsil eder.
Alfa Yayınları, 2022
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
344 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 6
Sonsuz çelişkileriyle bize fazlasıyla yakın olsa da XIX. yüzyıl bütün ihtişamıyla karşımızda durmaktadır; hatta Eco’nun deyişiyle “bizde mahcubiyet yaratan otoriter babamız gibidir.” İlerleme fikrini ve tarihin önü alınamaz seyri kavramını bize sunan XIX. yüzyıl, tinin olduğu kadar maddenin, felsefenin ve bilimin erdemlerini yüceltir. Bir yandan kahramanlık anlatıları yaratırken, diğer yandan melankolik fikirlerle kendi sonunu hazırlar. Sayısız ütopyanın ev sahipliğinin getirdiği kibirle Tanrı’nın öldüğünü ilan eder. İnsan hayatının sonluluğuna ilişkin kafa yorması varoluşçuluğa temel hazırlar. Tarihe büyük hayranlık besler. Mantık ve matematik kavramları büyük bir dönüşümden geçer. Başka dönemlere kıyasla doğayı daha çok kontrol altına alır. Alp Dağlarında tüneller açılır. Buharlı makineler âdeta devrim yaratır. Kadın hareketi tüm ihtişamıyla ağırlığını hissettirir.
Bunlara benzer sayısız gelişmenin yaşandığı, yine Eco’nun “icat, cüret ve provakasyon” yüzyılı olarak nitelediği XIX. yüzyılın düşünsel arka planında ise Marx, Schopenhauer, Kierkegaard, Nietzsche, Darwin, Auguste Comte, Freud, Max Weber gibi, bir yüzyıla nasıl sığdıkları hayret uyandıran isimler yer almaktadır.
Alfa Yayınları, 2024
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
416 s.
Umberto Eco & Riccardo Fedriga - Felsefe Tarihi 7
XIX. yüzyıldan XX. yüzyıla olan dönemi niteleyen felsefeler birbirlerinden son derece farklıdırlar. Bu bakımdan, onları tek bir etiket altında toplamak ya da ortak paydalarını belirlemek kolay değildir. Dolayısıyla bu dönem felsefesinde geleneksel ve idealleştirilmiş insandan çok, çeşitli güç veya dürtülere sahip olan insan göz önünde bulundurulur. Bununla birlikte, XX. yüzyılda idealizm Croce ve Gentile tarafından, Marksizm de Gramsci, Frankfurt Okulu ve Lukacs tarafından çeşitli yönlerden yeniden ele alınır. Yeni-Kantçılık, tarihselcilik, fenomenoloji, Bergsonculuk, psikanaliz, yeni-spiritüalizm, varoluşçuluk, pragmatizm ise bu dönemde gelişen yeni akımlardır. Daha çok bu yüzyıla özgü bir ayrım olarak görülen analitik felsefe ile kıta felsefesi ise toptancı bir tutumun ötesinde bir zenginliğe sahiptirler. Kıta felsefesi, Marksizmin, Husserl’in, Heidegger ile Adorno’nun, Sartre ile Habermas’ın ve Foucault’nun bir arada yer aldığı, oldukça uyumsuz bir bütünü ifade eder. Russell, Wittgnstein, Quine gibi dil felsefecilerinin çalışmaları ise analitik anlayışın kanonları olarak bu zenginliğe eklemlenir.
Felsefe Tarihi serisinin sekizinci kitabı da önümüzdeki dönemde ALFA Yayınları'ndan çıkacak ve bu seri, Antik Yunan'dan günümüze felsefenin yolculuğunu yakından incelemek isteyenler için eşsiz bir başvuru kaynağı olarak kütüphanelerdeki yerini alacak.
Alfa Yayınları, 2024
Çevirmen: Leyla Tonguç Basmacı
Kapak Tasarım: Adnan Elmasoğlu
416 s.
Comments