top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

"İlk aklına geleni değil tam tersini yap."

Nagihan Kahraman, çocuk ve gençlik edebiyatındaki çalışmalarıyla tanıdığımız Gökçe Özder ile yeni kitabı Elişi Kenti’nden Jules Verne Adası’na üzerine söyleşti.


Çocuk ve gençlik edebiyatındaki çalışmalarıyla tanıdığımız Gökçe Özder ile yeni kitabı hakkında söyleşeceğiz. Gökçe, Türk dili ve edebiyatı alanında uzmanlığı olan ve birçok mecrada öykü, eleştiri gibi çeşitli türlerde yazılar kaleme alan genç bir yazar. Benim de üniversitede aynı bölümden arkadaşım aynı zamanda. Kendisini TRT Çocuk Dergisi’nden ve ilk kitabı Bizim Kerpetencibaşı Emekli Oluyor’dan tanıyoruz. Şimdilerde babil.com internet sitesi için editörlük ve metin yazarlığı yapıyor. Geçtiğimiz günlerde de ikinci kitabı Elişi Kenti’nden Jules Verne Adası’na Timaş İlk Gençlik’ten çıktı. Kendisi ile bu son kitabı ve genel olarak çocuk edebiyatı hakkında konuşacağız.



Merhaba Gökçe, seni genellikle çocuk edebiyatı ile ilgili alanlarda görüyoruz. Öncelikle seni çocuk edebiyatına yönlendiren ne oldu?

Merhaba Nagihan. Öncelikle kitabımla ilgili ilk söyleşiyi seninle yapmak benim için büyük mutluluk, bunu söylemeden geçmek istemedim. Soruna gelecek olursam, aslında çocuk edebiyatına ilgim lisans yıllarına dayanıyor. O dönem çocuk ve gençlik edebiyatı dersi almıştım. Hatta belki birlikte bile almış olabiliriz bu dersi, anımsayamadım. Pelin hoca bu derste Türkiye’de çocuk edebiyatının akademik düzeyde çok çalışılmayan bir alan olduğunu vurgulamıştı. O ara akademik çalışmalarımı bu alanda mı yapsam düşüncesi geçti içimden. Sahiden de o günden sonra ucundan kıyısından çocuk edebiyatına dair çalışmalarım oldu. Öyle ki yüksek lisans tezim bile bir yönüyle çocuk edebiyatıyla alakalıydı. Şu an doktorada çok farklı bir konu çalışıyorum. Akademik olarak çocuk edebiyatından biraz uzaklaşmam gerekti. Öte yandan henüz lisans bitmeden TRT Çocuk Dergisi’nde çalışmaya başlamam benim çocuk yayıncılığına bir şekilde girmeme ve bir daha da çıkmamama sebep oldu. Böyle söyleyince şikâyetçi olduğum düşünülmesin. Aksine TRT Çocuk Dergisi’yle birlikte, daha öncesinde yetişkin dergilerine yazdığım yazıları bu sefer çocuklar için yazmaya başladım. Sonrasında bu alanda epey piştim, o beni bırakmadı, ben onu bırakmadım. Bugünlere geldik.



Bu senin ikinci kitabın ve bir yandan da çalışıyorsun. Bu senin için nasıl bir süreçti? Hem tam zamanlı bir işte çalışıp hem de kitap yazmanın zorlayıcı yanları oldu mu?

Bu kitabı 2018’de yazdım ben aslında. O dönem TRT Çocuk Dergisi’nde tam zamanlı çalışıyordum. Yüksek lisansım yeni bitmişti. İş dışında meşgalem yoktu ve doğrusu bu benim için pek görülmüş bir şey değildi. Kafamda epeydir dolaşan çocuk romanı yazma fikrini o dönem nihayet gerçekleştirebildim. Tam zamanlı bir işle birlikte yazmak zor gibi görünse de insan sıkışık dönemlerde daha iyi üretebiliyor aslında. Sabahları erkenden uyanıp bir saat kadar çalışıyordum. Böyle böyle beş ay gibi bir sürede bitirdim romanı. Şu an yaklaşık 1,5 senedir ikinci bir roman üstüne çalışıyorum. Tam zamanlı bir işim olmamasına rağmen bir türlü nihayete erdiremedim. Bu işler hiç belli olmuyor o yüzden.