İnsan eliyle köpek olmak
Naz Taylan yazdı: "Köpeğin Dünyası, Jessica Pierce ve Marc Bekof tarafından yazılmış ortak bir çalışmanın ürünü. Bu iki köpeksever ve onları hayatlarının birer parçası kılan insanın temel derdinin ne olduğu aslında kitabın alt başlığında kendini açık ediyor: Köpeklerin insansız bir dünyada yaşadığını hayal etmek."
Kitabı dokuz bölüm halinde okura sunan ikili kitabın alt başlığını birinci bölüm olarak sunuyorlar. Bu bölümden başlayarak temel soruları olan “köpekler insanlar olmadan hayatta kalabilir mi?” ile yola çıkıyorlar. Hatta bu sorunun nasıl ortaya çıktığını okura en başta ileterek:
“Her ikimiz de yıllarca hayatta kalma becerileri oldukça tartışmalı görünen köpeklerle yaşadığımız için, bu soru üzerinde defalarca düşündük ve köpeklerimizin bize ne kadar ihtiyaç duydukları konusunda ciddi bir şekilde tartıştık. Ancak bilim gazetecisi Alan Weisman’ın fütüristik eko-fantezi kitabı The World without Us (Bizsiz Dünya) ile karşılaşana kadar ikimiz de “Köpekler insanlar olmadan hayatta kalabilir mi?” sorusunu ciddi bir şekilde düşünmemiştik. Weisman okurlarına sorar: “Birdenbire yok olduğumuz bir dünyayı hayal edin. Yarın?”1 İnsanların soyu tükendi, ancak her şey ve diğer herkes kaldı. Evinize ne olacak? İşten markete, spor salonuna, köşedeki lokantaya koşturup durduğunuz şehre? Şehrinizi çevreleyen ekosistemlere? İnsan istilasının yoğun baskısından kurtulduktan sonra tüm gezegene? Ve ikimiz de ‘Peki ya köpekler?’ diye düşündük.”
Elimizdeki bu kitap da, bu düşünce ve sonrasında ürettikleri soruların -onları hem bilimsel çalışmaların ve verilerin izini sürerek hem de kendi gözlem ve deneyimleri ile harmanlayıp- bütün olasılıklarıyla “insansız dünyanın sonrası”na dair bu insan eliyle evcilleştirilen bu canlıların akibetinin ne olacağına dair düşüncelerini temellendirme arzularının bir neticesi sonuçta.
Kamusal alan içerisinde, sokakta/mahallede aramızda yaşayan köpekleri yaşam alanlarından toplatılarak, izole bir halde toplama /ölüm kampı olan barınaklara hapsetmenin ve hayatta kalmalarını sağlayacak gerçekçi çözümlerin uzağında bir toplu kıyıma varacak olan uygulamaları öngören yasanın meclisten geçtiği şu günlerde bu kitap insanın tedavülden kalktığı bir gezegende farklı popülasyonlarla sayıları bir milyarı bulan köpeklerin nasıl neler yaşayabileceğine dair varsayımlar barındırıyor. Yani özetle bizim kendimize yoldaş yapıp evcilleştirdiğimiz köpekleri kendi varoluşlarının getirdiği hayatta kalma edimlerini yok edip sonra da toplum için bir “tehlike”oldukları gerekçesiyle, binlerce yılların bir arada yaşama pratiklerini yok sayarak ölüm fermanlarını çıkaran insanların karşısında köpekleri toplamamaları için nöbete duranların içlerinden geçen bir cümle olma olasılığı çok yüksek: İnsan bitsin bu dünyada!
İşte yazarlarımız tam da bu noktadan girişiyorlar bu çalışmaya.” Weisman’ın “insansız dünya” düşünce deneyimine köpek bakış açısıyla baktık ve köpeklerin doğanın bir parçası haline geldiği, köpek faaliyetleriyle dolu bir dünyayı hayal ettik.” Bunun için de bir deneye giriştiklerini beyan ediyorlar: “Bu kitap, insansız bir gelecekte köpeklerin hayatta kalma ve evrimi konusunda bir düşünsel deneydir. (…)Spesifik olarak bizim deneyimiz: “İnsanlar ortadan kaybolsaydı köpeklere ne olurdu?” Yaklaşık 20.000 yıllık evcilleştirme sürecinden sonra sürecin aniden durduğunu ve köpeklerin tekrardan yabanileşmeye başladıklarını hayal edin.”
Bu kitapla denk geldiğimiz şu günlerde özelde köpekler genelde sokak hayvanları üzerinden gündem o kadar hararetli ki. “aşıla, kısırlaştır, yerinde yaşat” ilkesinin arkasında biriken vicdan sahibi milyonlarca insanın karşısında ben yaptım olducu bir anlayışla hayattan söküp alınan milyonlarca köpekten bahsediyoruz.
Köpeğin Dünyası’nın ilerleyen bölümlerinde bir gerçekliğin altını çiziyorlar:”Köpeklere ilişkin bilimsel anlayış son elli yılda büyük bir hızla gelişmiştir. Yine de köpek davranışları hakkında bilinenlerin çoğu, laboratuvarlarda tutulan köpekler üzerinde yapılan kontrollü çalışmalardan edinilmiştir. Serbest dolaşan köpekler üzerinde araştırma yapmak zordur; köpekler genellikle geniş bir yaşam alanına sahiptir, gelip giderler, yüksek ölüm oranlarına (genellikle insan kaynaklı) maruz kalırlar ve genellikle ne yaptıklarını görmenin zor olduğu alacakaranlıkta, şafakta ve karanlıkta hareket halindedirler. Serbest dolaşan köpekler genellikle ne vahşi hayvan (biyolojik olarak ilgi çekici) ne de yol arkadaşı (onları sevdiğimiz için ilgi çekici) olan ancak vahşi ve evcil arasında bir dünyada var olan sınırda yaşayan yaratıklar, “vahşi” kuduz istilasına maruz kalmış zararlılar olarak görüldüğünden” …. son yarım yüzyılında insan nüfusunun büyük bir artışla sekiz milyarı aştığı bu gezegende özellikle şehirlerde, metropollerde en önce gözden çıkarılan evcilin köpek olması?
Bu sorunun cevabını yine yazarların ağzından aktaralım: “Düşünsel deneyin gerçek değeri ve bizi bu kitabı yazmaya motive eden şey köpeklerin şu anda kim oldukları hakkında daha net düşünmemize yardımcı olabilmesi ve bunun da insan-köpek ilişkilerinin ahlaki hatlarını netleştirebilmesidir.”
Bugün meselemiz tam da bu. Görünen o ki Pierce ve Bekof’un hayal ettiği gibi yakın bir gelecekte toptan yok olmayacağız insan türü olarak dünyadan. Türün yaşlılarının ve zayıflarının küresel felaketlerle yaşam şansının günden güne azaldığı bir çağda güçlülerin, imtiyazlı olanların bu gezegeni terk etmek gibi bir düşünceleri elbette yok. Hatta insanı insana kırdıran vahşi kapitalimin ve onun öznelerinin; insana en yakın canlı olara köpekleri bir celsede insanın uzağına, ücraya kendi familyası arasında ilk atalarının vahşi prototiplerine dönüşmüş halde birbirini yok edeceği alanlara sürmesi, köpeklerin ve onların varlıklarını önemseyenlerin büyük çaresizliği değil mi?
‘Biyoloji alanında taksonomi, organizmaların ortak özelliklerine göre gruplandırılması anlamına gelir.Köpekler, kurtlar, çakallar ve çakallarla birlikte Canis ailesinin üyeleridir. Köpeklerin taksonomisine göre; memeler sınıfından, etoburlar grubundan olup familyaları köpekgillerdir; cinsleri köpek türleri kurttur. Köpeklerin kurtlardan nasıl ve ne zaman evrimleştiğine dai bilimsel sorular çoğaltılmaya devam ededursun; yazarların verdiği bilgi şöyle: “Araştırmacılar köpeklerin ne zaman evcilleştirildiğini kesin olarak belirleyememektedir, ancak DNA dizilimi ve arkeolojik veriler evcilleştirmenin 40.000 ila 15.000 yıl önce gerçekleştiğini göstermektedir.6 Köpekler açık ara farkla (yaklaşık 5.000 yıl) evcilleştirilen ilk hayvanlardır ve diğer hayvanların tarımın gelişmesinden sonra evcilleştirildikleri düşünüldüğünde, muhtemelen avcı toplayıcılar tarafından evcilleştirilen tek hayvandır.”
Kitabın bölüm adlarını özellikle dikkatinize sunmak istiyorum: Köpeklerin Durumu, Geleceğin Şekillendirilmesi, Beslenme ve Cinsellik, Aile Dost ve Düşman, İnsan Sonrası Köpeklerin İç Dünyası, Kıyamete Hazırlık, Köpekler Biz Olmadan Daha Mı Başarılı Olurdu?, Köpeklerin Geleceği ve Geleceğin Köpekleri. Her bir bölüm köpek denilen canlının ne olduğunu daha iyi idrak edebilmemiz için katmanlı bir sunu.
Köpeğin Dünyası, baştan sona farklı bir senaryo üzerinden “insansız dünya sonrası”nda köpeklerin “kim” olacağına dair bir deneysel düşünce kitabı, evet. Ancak kitabı bu deneyi merak ederek okumanızdan ziyade; bugün onlar hakkında daha fazla bilgiye sahip olmanın, insan eliyle yapılmış yapay bir nesne olarak düşünülen bu varlıkların yine insan türü tarafından evcilleştirerek hayatımıza ortak kılındığı andan itibaren insanın nasıl bir ikiyüzlülükle ve pragmatizmle onları kendi oluşlarından ayırarak neye dönüştürdüğünün farkındalığı için okusak. Kırsalda sürülerin başına koyduğumuz, fabrikalarda bekçi yaptığımız, doğal afetlerde birer kurtarıcı olarak kullandığımız, dezavantajlı grupların sosyalizasyonu için, nörolojik hastalıklarda birer terapi aracı olarak desteğini aldığımız bu canlıların bizim için asıl manâsı bizim insan oluşumuzu tescillemeleri.
Onların varlığına dair sevgi ve şefkat duyanlarla onların gölgesine bile tahammülü olmayanlar arasında bölünmüş bir ülke, bir dünya.
Keşke bu kitabın tahayyül ettiği gibi insansız bir dünyada köpeklerin ne olacağını kurgulamasak da kötü insanların olmadığı bir dünyada bu can yoldaşlarımızla nasıl bir arada mutlu olacağımızın düşünü doya doya kursak. Daha fazlasını da yapabilir miyiz peki? Yapabiliriz elbette. Bugün değilse ne zaman?
KÖPEĞİN DÜNYASI
Jessica Pierce ve Marc Bekof
Totem Yayınları, 2024
Çeviri: Nilgün Ersoy
232 s.
Comments