Ruhlara çakılan bir tür kıvılcım
Sevim Şentürk, ödüllü yazar Elle McNicoll’un verdiği mücadelede boyun eğmeyi reddeden bir kızın heyecan verici hikayesi Bir Tür Kıvılcım üzerine yazdı: Elle McNicoll’de, içerden bir kişi olarak, nöroçeşitliliğe sahip bireylerin hikayesini anlatmaya amaçlıyor. Tek derdi var: Farkındalık oluşturmak.
Sevim Şentürk
Çocuk edebiyatını yakından takip edenlere bir müjde: 1992 doğumlu İskoçyalı yazar Elle McNicoll’un, dünyada yayınlandığı günden itibaren çok ses getiren kitabı A Kind of Spark, Bir Tür Kıvılcım adıyla, Timaş Yayınları tarafından Türkçeye kazandırıldı. Daha ilk kitabıyla çok satanlar listesine giren yazar McNicoll, Londra’da yaşıyor ve kendisini ‘nörodiverjan’ olarak tanımlıyor. Peki, nörodiverjan nedir ve bunun kitapla ne ilgisi var? Kısaca açıklayacak olursak, nörolojik farklılıklar gösteren kişilere deniyor. Otizm, disleksi, dipraksi, DEHP, diskalkuli ve hatta tourette... Günümüzde adını daha sık duymaya başladığımız bu gelişimsel farklılıklar artık pek çok çocuk ve ailenin gündeminde.
Elle McNicoll’de, içerden bir kişi olarak, nöroçeşitliliğe sahip bireylerin hikayesini anlatmaya amaçlıyor. Tek derdi var: Farkındalık oluşturmak. Doğrusunu söylemek gerekirse amacına ulaştığını görüyoruz. İlk kitabı Bir Tür Kıvılcım’da, iki otizmli kardeşin yaşadıkları üzerinden meseleyi, fantastik etkileyici bir kurguyla 10 yaş üstü okurların gündemine sokuyor. Ve bunu yaparken geçmişten de besleniyor! Çünkü nöroçeşitliliğe sahip kişilerin, yaşadıkları zorbalıkların daha da kötüsü, tarihin tozlu sayfalarında saklı...
“Olağanüstü Yeni Bir Yetenek”
Adını ilk kez duyanlar için genç yazar, the Guardian tarafından şöyle tanımlanıyor: “Kuşaklar boyunca genç ve yaşlı okuyuculara ilham verecek olan çocuk kitaplarında kuşkusuz olağanüstü yeni bir yetenek.” Çok haklı bir yorum bu. Ele aldığı konu ve kurgu bakımından, Türkçeye Gizem Şakar marifetiyle çevrilen Bir Türk Kıvılcım, okuyanların hâlâ birbirlerine mutlulukla bahsettiği İçimdeki Müzik kıvamında bir anlatı.
11 yaşındaki Addie, kitabın asıl kahramanı. Yaşadıkları kasabada bir zamanlar büyücülükle suçlanan ve ‘cadı’ olarak adlandırılan ve zamanla öldürülen kadınların varlığından haberdardır. Aslında bu sözde cadılar; yukarıda da değindiğimiz gibi insan beyninde normalleşme, öğrenme, dikkat ve diğer zihinsel işlevleri etkileyen farklılıkların patolojik olmadığını savunan bir konsept olan ‘nöroçeşitlilik’ sahibi bireylerdir. Kendisi de benzer yetiye sahip olan kahramanımız, keskin empati yeteneği sayesinde onların anısına sahip çıkmaya karar verir. Doğru bildiklerinden asla vazgeçmeyerek! Sosyal medyalı zamanlarda, Orta Çağ cadıları muamelesi gören kadınların sesine ses ilave eden ve farklılıkları olan kişilerin de hikayesine değindiğinden bu roman, tarihsel background barındıran ve bence oldukça devrimci bir eylem.
“Senin Beynin Çok Büyük, İçinde Her Şeye ve Herkese Yer Var”
Anlatının diline dönersek; sadece kendisi gibi otistik ablası, Addie’nin hissettiklerini ve yaşadıklarını gerçekten anlar. Burada araya girip şu bilgileri paylaşmam gerekiyor: Bir Tür Kıvılcım, bugüne kadar on iki ülkede yayımlandı. Ve şimdiye kadar Blue Peter En İyi Kitap Ödülü ve Waterstones Çocuk Kitapları Ödülü’nün de dâhil olduğu birçok saygın armağana layık görüldü. Öyle ki neredeyse tüm dünyada ilgiyle okunan kitap, BBC İngiltere tarafından televizyon serisi olarak yayınlanacak. Kendisi de otizmli olan yazar Elle McNicoll, farklı çocukların hayatta birçok şeyi başarabileceklerini, cesaret ve ilham verici bir dille anlatıyor ki bu çaba her türlü alkışı hak ediyor olmalı zannımca. Yine hikâyenin Addie’nin gözünden anlatılması, otizmli bir çocuğun yaşadığı zorlukları anlamayı kolaylaştırıyor, okurların empati geliştirmelerini sağlıyor. Önyargıların insan ilişkilerine etkileri hakkında düşündürüyor. Parantezi kapadıktan sonra şu soruyu soralım: Peki Addie, kasabasındaki insanların ona karşı bakışına meydan okuyup geçmişte öldürülen kadınların itibarının iade edilmesi için verdiği mücadeleden galip çıkabilecek midir? Sayfaları çevirirken; onunla birlikte sonuca ulaşmak için siz de emek veriyorsunuz sanki. Ve bu birliktelik hâli oldukça sahici, samimi ve kendiliğinden oluyor. Kitaptaki şu diyalog, gündelik hayatın telaşı ve karmaşasında, bir Gülten Akın mısrası gibi konuyor. Hani şair, “Ah, kimselerin vakti yok/Durup ince şeyleri anlamaya” diyor ya, öyküdeki konuşma da biraz böyle sanki: “Keşke herkes gibi olsaydım.” “Hayır, öyle olmak istemezsin.” diyor anında. “Hayır Addie. Diğer insanların zihinleri küçüktür. Senin beynin çok büyük. İçinde her şeye ve herkese yer var. Diğer insanlar gibi olmak istemezsin.”
“Doğru Bildiklerin İçin Mücadeleden Vazgeçme!”
Özetle, Bir Tür Kıvılcım, Addie’nin yaşadığı sorunları ve uğradığı zorbalığı okurlarla paylaşırken aslında uygun bir eğitim, sevgi ve anlayış ile otizmli bir çocuğun da herkes gibi bir hayat sürebileceğini gösteriyor. Engelli bireylerin aileleri, arkadaşları ve öğretmenleriyle olan ilişkilerini incelikle anlatıyor. Korkularımızla yüzleşmenin önemini vurguluyor. Akıcı bir dile ve güçlü bir anlatıma sahip. Cadılara bir nevi iadei itibar eden son bölümdeki şu sahne sizce de çok güzel değil mi: “Juniper’la gurur duyuyorum. Burada yaşamayı her zaman sevmişimdir. Herkesin sizin kim olduğunuzu, ailenizin kim olduğunu bilmesini her zaman sevmişimdir. İnsanların köyü yaşanacak, hoş bir yer hâline getirmeyi önemsemelerini seviyorum. Juniper artık iyi. Sadece hoş değil. İnsanlar alkışlıyor ve fotoğraflar çekiyor. Aileme el sallayıp yolun sonunda bekleyen Audrey ile buluşmak için koşarak oradan uzaklaşıyorum. Kurabiye pişirmek ve Cadılar Bayramı kostümlerimizi hazırlamak için onun evine gidiyoruz. Ayrıca Audrey’nin büyükanne ve büyükbabasını ziyaret edebilmesi, benim de akvaryumu görebilmem için bir Londra gezisi planlıyoruz. Cadılar Bayramı’nda akşamki rotamızı çoktan planladık: Yani hangi evlere uğramayacağımızı ve en iyi ikramları hangilerinin vereceğini. Elbette cadı kılığına gireceğiz.”
Evet, son söz ve yazarın mesajı açık aslında: doğru bildiklerin için mücadeleden vazgeçme, bu uğurda kimseye boyun eğme!
BİR TÜR KIVILCIM
Elle McNicoll
Timaş İlk Genç Yayınları, 2022
Çeviri: Gizem Şakar
Comentários