Gündelik hayatta kullandığımız kültürel geçmişler
Celal Şengör, “Cehaletten Kurtulma Sanatı, Ne Nedir?” adlı çalışmasında, hayatımızdaki en temel kelime ve kavramların ardındaki kültürel, tarihi, etimolojik anlamları araştırıyor. Caner Almaz yazdı.
Celâl Şengör, İlber Ortaylı ve Fatih Altaylı, ekranlarda beraber yaptıkları bilim yayınlarıyla televizyonlarda alışılagelmişin dışında konuları gündeme getirmeleriyle çokça insanı bilgilendirmelerinin yanı sıra kendilerine de hayran bırakmışlardı. Sonraları bu yayınlarına sosyal medya üzerinden devam eden bu ekip, yüklendikleri misyonla çok önemli bir iş yapmışlardı bana göre. Televizyonda bilim, sanat, felsefe, dünya tarihi, evrim ve daha pek çok konunun konuşulmasına, tartışılmasına vesile olmuşlardı.
Bu güzide ekipten Celâl Şengör, geçtiğimiz aylarda Masa Kitap etiketiyle Cehaletle Mücadale Sanatı isimli serinin ilk kitabını yayımladı. Bu ilk kitapta, ülkemiz ve dünya tarihinin en önemli insanlarına kendi bakış açısının yanı sıra bilinmeyen, unutulan, yanlış aktarılan pek çok noktaya da açıklık getirmişti. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Fuat Köprülü, Kâzım Taşkent, Hasan Ali Yücel gibi ülke tarihimizin yapı taşları gibi isimlerin yanında Cengiz Han, Fatih Sultan Mehmed, Timur gibi tarihin önemli hükümdarlarını ve Albert Einstein, Nikola Tesla, Isaac Newton, Carles Darwin gibi önemli bilim insanlarını sayfalarına konuk etmişti.
Geçtiğimiz günlerde çıkan serinin ikinci kitabı olan Cehaletle Mücadele Sanatı – Ne Nedir?’de Şengör, ilk kitapta isimler nazarında başladığı serüveni kavramlar üzerinde devam ettiriyor. Ekranlardan alışık olduğumuz kendine has üslubuyla, kâh eğlenceli kâh kasırga misali önüne düşen cümleyi bambaşka bir noktaya taşıyan bağlamlarla okurlarını adeta bilgi sağanağına maruz bırakıyor.
Önsözde bu çalışmanın temelini şöyle açıklıyor Celâl Şengör:
“Denilebilir ki Afrika’da açlıktan ölenler, Gazze’de açlığa mahkum edilenler, bir doğa olayıyla kütle halinde katledilenler hayatımızın her yerde ve her zaman pek de müreffeh olmadığını göstermektedir. Ancak bu talihsiz durumlar tamamen aptallığın ve cehaletin ürünleridir. …Bu kitabın amacı sizlere çevremizdeki bazı olaylar ve geliştirdiğimiz bazı kavramlar hakkında çok yüzeysel de olsa bilgi vermek fakat daha da önemlisi sizi düşünmeye teşvik etmektir. Eğitimin en önemli amacı bireyi bağımsız ve eleştirel düşünebilen insanlar haline getirmektir. Bu amaca ulaşmak konusunda zarar verecek şeyleri eğitime sokmak insanlığa ihanettir.”
Bu bağlamdan yola çıkarak tanımlamalarına başlıyor Şengör hoca. En başta deprem kavramıyla başlıyor. Ülkemiz ve deprem coğrafyaları hakkında bir kıyas yaparak, memleketimizde liyakatsizlik üzerinde duruyor. Cehaletin kurumlara sirayet edişinin hem bilime hem de insanlığa ihanetle eş değer olduğunun altını çiziyor. Sonrasında 4,5 milyar yıllık dünya hayatının evrimsel sürecine baş döndüren bir detaycılıkla tanımlamalar getiriyor. Bunları yok saymanın mümkün olamayacağını gösteriyor. Medeniyetin doğuşunu anlattığı, dilin ve dinin ortaya çıkışını aktardığı bölümler gerçekten zihin açıcı nitelikte bölümler. İbrani dinlerin efsaneler, masallar ve mitleri baz alarak kurulduğunu aktardığı bölümler oldukça ses getirecek metinler.
Hemen sonrasında bağıntılı olarak bilim ve felsefe başlıklarına geçiyor Celâl Şengör. Bu başlıklarda insanlığın gelişimini, ilerlemesini ve medeniyetin kuruluşuna bilimin, felsefenin etkilerini dönemsel olarak aktarıyor. Hemen ardından da “Bugün bildiğimiz astroloji baştan aşağı zırvadır ve bunun gazetelerimizde sürekli olarak yayımlanması da bu cehalete ayna tutmaktan başka bir şey değildir,” diye açıkladığı astroloji nedir bölümü geliyor.
Kapitalizm nedir başlığındaysa ana tanımını yapıyor ve şöyle diyor Celâl Şengör:
“Kapitalizm bundan ibarettir. Bunun içinde işçiye kötü muamele etmek, işçiyi kötü kullanmak, Kongo’daki zencileri çok zor şartlarda kobalt madenlerinde çalıştırmak gibi durumlar yoktur. Bunlar ahlâksızlıktır. Kapitalizm ahlâksızlığı içermez. Kapitalistler arasında müthiş ahlâksızlar olmuştur ama bu, kapitalistler içinde çok yararlı adamlar olduğu gerçeğini değiştirmez.”
Çok tartışma yaratacak, çok ses getirecek, üzerine çok konuşulacak tanımlamalar yapıp bağlamlar kullanıyor Şengör. Diğer yandan da kendisine dair, kendi yaşamına dair çıkarımlardan da geri durmuyor. Zenginlik başlığında şöyle diyor keza:
“Celâl Şengör zengin bir adam mıdır diye düşündüğümde kendimi orta zenginlikte bir adam olarak tanımlarım. Celâl Şengör yapmak istediği işte kendini tamamen tatmin edememiş bir insandır. Daha çok öğrenci yetiştirmek istemiş ancak Türkiye’nin imkânlarının kısıtlılığı yüzünden bu istediği gibi olmamıştır.”
Demokrasi, Osmanlıcılık, entelektülellik, köylü, üniversite, sanat ve cehalet nedir başlıkları altında yaptığı tanımlamalar hem ufuk açısı, hem ülke geçmişimize hem dünya görüşümüze dair derli toplu bir özet niteliğinde.
Aslında gündelik hayat içinde kullandığımız ufacık gibi duran kavramların, kelimelerin aslında ardında ne büyük manalar ve etimolojik, kültürel ve tarihsel geçmişler olduğunu bizlere gösteriyor kitap. Celâl Şengör, cehaletle gerçekten mücadele ediyor. Bunu bilgi birikimini okurlarına sunarak, dilini sakınmayarak ve seçtiği başlıkların altını sağlamca doldurarak gösteriyor.
CEHALETTEN KURTULMA SANATI – NE NEDİR?
A. M. Celâl Şengör
Masa Kitap, 2024
Tür: Deneme
186 s.
Comments