Perdesi çekilen evler
Melih Elhan, Benan Bilek’in Gece Tuşları adlı kitabı üzerine yazdı: "Kitabı bitirince neyi kaybettiğimizi ve bunun neye yol açtığını sayfalarda ilerledikçe daha da iyi anlıyoruz."
Melih Elhan
Apartmanlar, apartmanlardaki kutularda yaşayıp giden bizler. Hangimiz yaşadığımız apartmanlara farklı bir gözle baktık, apartmanımızdan bir hikâye çıkarmayı düşündük? Hangimiz o büyük koşuşturmacada biraz durup sakinleşerek apartmanımıza baktık? Orada oturanları bir hikâyenin kahramanları olarak gördük. Sonuçta hepsinin bir hikâyesi yok mu? Onların hikâyeleri bir yazarın kaleminden bir kitaba niçin sızmasın? Apartman bir hikâyenin kişilerinden biri olabilir mi? Hatta ana karakteri?
Benan Bilek’in “Gece Tuşları” kitabı, bu cümlelerin üzerine düşünen, buradan yola çıkarak kendi cümlesini kuran bir kitap.
Yazar, birbirlerine müzikle, iplerle, resimlerle (sanat ve zanaatla) bağladığı hikâyelerle kurmuş yapıyı. Ana karakter Dilek apartmanı. Yan karakterler ise bu apartmanın belli zamanlarda orada konaklamış sakinleri. Bilek, her karakteri bir şekilde apartmanla ilişkilendirmiş. Söz konusu apartman, kimi için bir yaşam alanını kimi için bir çalışma alanını temsil ediyor. Hikâyelerde yaşananlar bu alanlarda geçiyor, bu kapalı alanlarla sınırlı. Kitap, bir iç mekân hikâyeleri toplamı. Bu mekânların kapılarını yazar, okur için tek tek açıyor. Bizi tanıklığa çağırıyor. Her hikâye bir dairenin kapısını aralıyor.
Karakterlerin ayrıntılı olarak anlatılması onların hayatına nüfuz etmemizi kolaylaştırıyor. Sayfalarda ilerledikçe mahallelerimizde ortak alanları paylaştığımız farklı mesleklerden orta sınıfa mensup kişilerle karşılaşıyoruz. Bize tanıdık gelmelerinin sebebi, çocukluğumuzda yaşadığımız apartmanlarda böyle teyzelerimiz, amcalarımız, ablalarımız, abilerimiz olmuş olmasıdır. Sanki yazar oturup bizi yazmış, sanki biz oturup kendi apartmanımızı yazmışız hissi veren hikâyeler karşısındayız. Bunu sağlayan da temiz bir Türkçe, süse kaçmayan sade bir anlatım. Dili, okurla arasına mesafe koymayan, üstten bakmayan samimi bir dil.
Benan Bilek, apartmanlara dışardan baktığımızda gördüğümüz sıcak yuva görüntüsünün aldatıcı olduğunu gösteriyor bize. Her hikâye bunun bir yanılsama olduğunu vurguluyor. Yazar adeta evlerin perdelerini çekiyor ve çıplak gerçeği gösteriyor bize. Perdelerin arkasında farklı hikâyeler var çünkü. Hikâyeler, dışardan baktığımızda güllük gülistanlık bir görüntü veren evlerin içinde yaşanan bambaşka bir gerçeği -yalnızlıklar, hastalıklar, aile içi şiddet, mutsuzluk, sevgisizlik – anlatıyor.
Kitapta anlatılan apartman maalesef günümüze ulaşamamış geçmişte kalmış bir apartman. Bunun geçmişte kaldığını, şimdi yaşanmayan ancak hatıralarda kalan komşuluk ilişkilerinden anlıyoruz. Birbirinin aldığı nefesten haberi olan komşuluktan biri ölse duyanın çok sınırlı kalacağı komşuluğa geçiş yapılalı uzun zaman oldu. Komşuluk ilişkilerinin aşınması yalnızlığımızı da arttıran bir faktör. Giderek daha da yalnızız. Komşuluk ilişkilerini koruyamayarak buna sebep olan bizleriz. Bu kitap bunu da hatırlamamıza vesile oluyor. Acıtıcı ama gerçek bu; komşuluk sözlüklerimizden düşeli beri yapayalnızız. Kitap bunun üzerine de düşünmemizi sağlıyor. Neyi kaybettiğimizi ve bunun neye yol açtığını sayfalarda ilerledikçe daha da iyi anlıyoruz. Kitabı bitirdiğimizde ruhumuzda duyduğumuz boşluğun sebebi de bu, başka bir şey değil.
Bu kitap, yaşadığımız apartmanlara farklı bir gözle bakmamızı sağlayabilir. Anlatılabilecek hikâyelerden biri de neden orada saklı olmasın. Sonuçta hepsinin yazılmayı bekleyen bir hikâyesi yok mu?
GECE TUŞLARI
Benan Bilek
DKY Yayınları, 2022
128 s.
Comments