top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Başkalarının Tanrısı onların hikâyesi değil, bizim hikâyemiz…

Şule Tüzül, Mine Söğüt'ün son romanı Başkalarının Tanrısı üzerine yazdı: "Başkalarının Tanrısı, alışkanlıklarımızı, kabullendiklerimizi, doğru bildiklerimizi, doğru diye öğretilenleri, inançlarımızı, bugüne kadar kurduğumuz tüm tanımları ters yüz ediyor."


Mine Söğüt, kitapları, yazıları, söyleşileri, atölyeleriyle her defasında yaşama başka bir pencereden bakmamı sağlayan, umutsuzluğa düştüğümde elimden tutup kaldıran, yorulduğumda devam etme gücü veren, korktuğumda “Korkma!” diyen, attığım her adımda ve karşıma çıkan her şeyde “Neden?” dememi, yaşam tercihlerimi sürekli sorgulamamı, her türde iktidarların tuzaklarına karşı her daim temkinli olmamı sağlayan çok ama çok özel bir yazar. Varlığı benim için kocaman bir umut. Her yeni yazısı, her yeni kitabıyla kocaman bir ailenin bir parçası olmanın umudunu ve sevincini yaşıyorum. Ne kadar çok okunursa o kadar daha güzel bir dünyaya yaklaşacağımızı düşünüyorum.



Başkalarının Tanrısı, Mine Söğüt’ün son romanı, Nisan ayında Can Yayınları tarafından yayınlandı.

Başkalarının Tanrısı, umudumu ve gücümü tazeledi.

Başkalarının Tanrısı, alışkanlıklarımızı, kabullendiklerimizi, doğru bildiklerimizi, doğru diye öğretilenleri, inançlarımızı, bugüne kadar kurduğumuz tüm tanımları ters yüz ediyor.

Başkalarının Tanrısı, edebiyat ve hayatın nasıl ayrılmaz bir bütün olduğunun, ancak birbirlerini besleyerek var olabileceklerinin, yalan ve gerçeğin ve yaşamı belirleyen tüm tanımların ancak bu birliktelikle anlamlarına kavuşabileceğinin altını bir kez daha çiziyor.

Başkalarının Tanrısı, gerçek bir masal. Bir şehir çocuk doğuruyor. Martılar ihtiyacı olanlara yol gösteriyor. O kadar gerçek ki içinde geçen her şeye ama her şeye bizi inandırıyor. Başkalarının Tanrısı’nda geçen her şeyin gerçek yaşamda bir karşılığı var.

Başkalarının Tanrısı’nın kahramanları yanından geçip gittiklerimiz. Benden uzak olsun, dediklerimiz. Kokularını duymamak için nefesimizi tutup, görmeye dayanamadığımız için gözlerimizi kaçırdıklarımız. Tekerlekli sandalyede, sakatlığıyla orospuluktan emekli Efsun Abla. Adı gibi, büyüleyen bir kahraman. Şair Musa. Belki de şair değil bir peygamberdir sokaklarda aramıza karışan, Tanrısı olmayan bir dinin peygamberi. Hafızasını kaybettiği için geçmişi de olmayan Adnan Abi. Hayat kadınlığını yaşamın ona dayattığı tek seçenek olduğu için değil de kendisine ait tek tercih gibi yaşayan Hülya. Ve bir şehrin doğurduğu bir bebek, Matruşka. Sokak insanları… Sokakların kahramanları.

“Biz birbirimize bir şey sormadığımız için, biz diye bir şey var. Kimse kimsenin gerçeğiyle ya da yalanıyla ilgilenmiyor. Bu küçük klanda herkes o yüzden dilediği haliyle var olabiliyor.”

Başkalarının Tanrısı onların hikâyesi değil, bizim hikâyemiz…

Başkalarının Tanrısı, bir romandan çok bir şiire benziyor. Bunun nedeni romanın anlatıcısının şa