Eğin’den İstanbul’a akan yıllar
Zafer Köse, Kemaliye'nin eski adı Eğin'in bir roman kahramanı gibi yer aldığı, Lütfi Özgünaydın'ın Gurbet Zamanı (Eğin Üçlemesi 3) adlı romanı üzerine yazdı. "Kasabadaki esnafın günlük hayatını nasıl yaşadığı, halıcılıkla ilgilenen insanların beklentileri, kaygıları, önceki kuşaklardan kalan alışkanlıkları, bunların hepsinin bir araya gelişiyle, kendi başına bir özne olarak Eğin’in serüvenini okuyoruz romanda."
Zafer Köse
Eğin, etrafındaki dağlarıyla ve coğrafyasının diğer özellikleriyle kapalı bir yerleşim birimidir. Ama içinde hep açık görüşlü insanlar yaşamıştır. Uygar bir kasabadır. Çünkü bu küçük sayılabilecek kapalı alanda Rumlar, Ermeniler, Kürtler ve Türkler, bir arada yaşama değerlerini geliştirmiştir. Sünniler ve Aleviler, birbirlerine hoşgörüyle yaklaşmıştır.
Farklı kültürlerin etkileriyle Eğin’de yaratılan türküler acılıdır. Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Anadolu’nun her yerinde yaşanan göçler, bu kapalı bölgedeki hayatı da derinden etkilemiştir.

Eğinlilerin Kurtuluş Savaşı’ndaki kararlı tutumlarından ve Atatürk’e duydukları yakınlıktan dolayı, 1922’de kasabanın adı değişmiş, Kemaliye olmuştur. Mehmet Sadık Eti, 1937 yılında, Kemaliye belediye başkanlığına seçilmiştir.
Normalde bir roman için olumsuzluk sayılabilecek, fazlalık duygusu verebilecek bu tür bilgiler, Gurbet Zamanı isimli romanın içeriğine dâhildir. Çünkü Eğin, bu romanın kahramanlarından biri olarak canlanır. Kasadaki esnafın günlük hayatını nasıl yaşadığı, halıcılıkla ilgilenen insanların beklentileri, kaygıları, önceki kuşaklardan kalan alışkanlıkları, bunların hepsinin bir araya gelişiyle, kendi başına bir özne olarak Eğin’in serüvenini okuyoruz romanda.
Bir gün, bu kapalı coğrafyadan tren geçmeye başlar. Kasabadaki insanların İstanbul’a uzanan serüvenlerine ve Eğin’in yaşadığı dönüşüm hikâyesine, işte bu demiryolu vesile olur.
Artık insanlar şehir dışına daha çok gidip gelirler. Dışarıdan tüketim malları da ulaşır onlara, kendi ürettiklerini de uzak