top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Yaşıyorum O Halde Yok’um

Yavuz Arkın, Mine Söğüt'ün son romanı Başkalarının Tanrısı üzerine yazdı: "Kitabın onun beklentisi tam tersi; aşağıdan yukarıya."


Felsefenin ana problemi “varlık” sorunudur, Mine Söğüt, Başkalarının Tanrısı romanında bunun tam tersi “yokluk-hiçlik” üzerine kafa yormuş. Kitapta sahneye giren her karakter bunu iliklerine kadar hissettiriyor bize, bazılarının yokluğu fiziksel bazılarının ki ise çok daha derinlerde bulunuyor.



Söğüt şehirleşme adı altında bize dayatılan bir olguyu da gönlümüzün karanlık noktalarına kadar sokuyor; otoritenin hor görüp yıkıp geçtiği küçük binaların altındaki hayatları kazıyıp çıkarıyor. Yerine devasa plazaların, AVM’lerin, rezidansların dikildiği bunun yanında yıkılan hayatları yaşıyoruz. Tezatlarla çevrili bu hayatın içinde neler yok ki; yalnızlık, bireysellik-nihilizm, masumiyet, şehirleşme, otorite, aşk bunlardan bazıları.


İstanbul’un sokaklarını Mucizesiz Şair Musa ile dolanıyoruz; bu sayede hikâyenin dili yer yer şiirsel-felsefik-derin, arada Mine Söğüt devreye girdiğinde dil biraz daha sertleşiyor. Vatanları sokaklar olan insanlar bizimle beraber; Efsun Abla, Adnan Abi, Devran, Hülya – evi olmasına rağmen hayatı sokaklar- ve ufak Matruşka. İnsanlık tarihi sokaklarda başladı sokaklarda devam ediyor.


“Ben doğumu ve ölümü düşünüyorum, onlar hayatta kalmanın yolunu. Benim aklımda olanlar ve olmayanlar, onların aklında olacaklar ve olmamışlar. Ben hep şimdiki zamandayım, onlar hep gelecek zamanda.” Syf. 9

O sokakların Mucizesiz Musa’sı

Romanın ana karakterlerinden ve anlatıcımız olan şair Musa, tanrısız bir peygamber edasıyla kıvrak sözcükleriyle sokakların kutsal kitabını yazıyor. Aldığı anlık bir karar ile yersiz ve yurtsuz bir vatandaş oluyor kendisi.


Musa şehrin popüler bir peygamberi olamasa da hepi topu 5 tane havarisi oluyor, birisi ufak bebek Matruşka. Dünyanın umudu o, nasıl ki matruşka tek tek açılıyor, her çıkan birbirinin ufak bir kopyası, her biri birer umut, hayatta bir gün daha fazla kalmanın umudu. Umut aile gibidir, sizi bir arada tutar, ailenizi seçme şansınız olsa belki de bağlarınız daha kuvvetli olacak demişti Shoplifters filminin başrol oyuncusu baba. Kitaptaki karakterler de birbirlerini seçmişlerdir tek farkla biraz da zorunlu olarak. Sokakta yaşayanların düsturudur biraz da hayattan ne kadar az beklentiniz olursa mutlu olmaya daha da fazla yaklaşırsınız.



O sokakların Efsunlu Ablası

“Efsun Abla kesik bacaklarına 'uçlarım' diyor.

Uçlarımı tut.

Uçlarım yara oldu.

Uçlarım acıyor.

Uçlarıma çaputlar bağla.

Uçlarımdan öp beni.

Uçlarımı kucakla.” Syf. 13.


Musa’nın tam tersine mistik olmayan sokakların Efsun Ablası sokakların diliyle konuşuyor bizimle; sert, tavizkar, olabildiğince sert, sokakların aşkı da diyebiliriz bir yandan. Onun hiçliği fiziksel; buna rağmen bu yoksunluğunu aşan bir kadın.


Beşini birden hesaba katarsak ailenin lideri rolünde, hayata ve sokaklar konusunda en tecrübelisi kendisi çünkü; önce aşkı sonra bacaklarını kaybetmiş. Aşk ve beden aynı bedende bulunmanın imkansızlığın abidesi olur, sokakların canlı heykeli.


O sokakların bomboş hafızası Adnan Abi

İnsanın-lığın kaybolan hafızasıdır Adnan Abi, kim olduğunu kendisi de bilmez. Arkadaşları bazı tahminlerde bulunur; insanlığın hafızasının kayboluşu gibi, adaletin kayboluşunu da kendisine teslim edercesine gelir en büyük tahmin, peki ya gerçekler?


O sokakların aşkı Hülya

Hülya, bakışları gibi anlatır kendisini, içlerinde evi olan tek karakter kendisi olsa da işi gereği hayatı sokaklarda geçer.


O sokakların kendisi Matruşka

Ekibin en genç üyesi ufacık bebek Matruşka’dır, bu ismi ona kendileri verir. Daha önceleri hayatta belirli bir amacı olmayan insanlara amaç verir, umut verir. Peki umut onları nelere nerelere sürükleyecektir. Ne kadar peşinden koşarsak koşalım umut bizden kaçar mı? Kaçan mı kovalanır kovalanan mı kaçar?


Her zaman olduğu gibi yazarın dili oldukça sert, yer yer hayal ve gerçek arasında giden sahneler gözümüze çarpıyor.


Her ne kadar yazar bu kitap ile insanlık durumumuzu gözümüze gönlümüze soksa da bir umut içerdiğini de söylemeliyiz. Başkaları gibi yukardan bir beklentisi yok, onun beklentisi tam tersi; aşağıdan yukarıya. Belki de bu yüzden yazdığı gibi sokakların kutsal kitabı; öyle değil mi?


BAŞKALARININ TANRISI

Mine Söğüt Can Yayınları, 2022

Tür: Roman

160 s.

bottom of page