top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Bir yıla sığabilecek ihtimallerin kitabı

Yazarın fotoğrafı: LiteraLitera

Caner Almaz, Nanae Aoyama'nın 2007 yılında kaleme aldığı, Japonya’nın en prestijli ödüllerinden Akutagawa’ya layık görülmüş eseri, Yalnız Kalmak İçin Mükemmel Bir Gün üzerine yazdı: "Yirmi yaşındaki hayatı yeni tanımaya başlayan genç bir kadınla yetmiş yaşındaki hayatının sonlarındaki yaşlı bir kadının aynı evi paylaşarak geçirdikleri bir yılına konuk oluyoruz."



Yirmi yaşındaki hayatı yeni tanımaya başlayan genç bir kadınla yetmiş yaşındaki hayatının sonlarındaki yaşlı bir kadının aynı evi paylaşarak geçirdikleri bir yılına konuk oluyoruz.

Nanae Aoyama'nın 2007 yılında kaleme aldığı Hitori Biyori (dilimize Yalnız Kalmak İçin Mükemmel Bir Gün olarak çevrilmiş) adlı eseri, Japonya’nın en prestijli ödüllerinden Akutagawa’ya layık görülmüş. Yayımlanmasının üzerinden yirmi yıla yakın bir süre geçmesine rağmen hem Japonya’da hem de dünyanın farklı ülkelerinde hâlâ ilgiyle okunan Yalnız Kalmak için Mükemmel Bir Gün kısa ve duru bir anlatı olmasına karşın büyük bir ilgiyle karşılandı. Özellikle İngilizceye çevrilmesinden sonra, adının ve kapak tasarımının da etkisiyle pek çok okurun ilgisine mazhar olduğunu söylemek güç değil. Anlatının içeriği de onu işleme yöntemi de az ve öz mantığıyla ortaya konduğundan pek çok soruya cevap verir nitelikte.


Kitap genç bir kadının büyüme hikayesini olabildiğince minimal bir halde anlatıyor. 20 yaşındaki Chizu'nun öğretmen olan annesi, iş için ülke değiştiriyor ve Çin'e gidiyor. Henüz çocukken ayrıldıkları baba hikâyede hiç yer almıyor. Annenin Chizu’yu da yanında götürmek istediğini anlıyoruz ancak karakterimiz hayatı anlama ve ayaklarının üzerinde durma gayesinde. Tokyo’ya gidip çalışmak, para kazanmak istiyor. Annesinin üniversiteye gitmesini istemesini reddediyor. Çözüm olarak da Tokyo'da tek başına yaşayan çok çok uzak bir kuzeninin yanına taşınıyor.


Yirmi yaşındaki hayatı yeni tanımaya başlayan genç bir kadınla yetmiş yaşındaki hayatının sonlarındaki yaşlı bir kadının aynı evi paylaşarak geçirdikleri bir yılına konuk oluyoruz. Mevsim döngüleri boyunca her iki ana karakteri de yakından tanıyoruz. Ginko kendi halinde yaşayan, kedilere düşkün, az konuşan, az tüketen ama bir yanıyla kayıp gitmiş yaşamının farkında olan bir kadın. Hayata tutunuyor. Kendi yaş grubundan insanların katıldığı atölyelere gidiyor, sosyalleşiyor. Bir erkek arkadaşı var. Chizu’ysa yirmi yaşının verdiği sonsuz özgüven ve gençlik enerjisiyle her şeyle dalga geçme kabiliyetine sahip. Ginko’nun yaşıyla, yaşamıyla, sevgilisiyle olan ilişkisiyle uğraşıyor. Ev arkadaşına yaşı üzerinden zorbalıklar yapıyor. Onun yaşamıyla kendi yaşamını kıyaslayarak bir yarış içerisinde tutuyor. Tüm bu zorbalıklara rağmen ev sahibemiz oldukça olgun, hatta Chizu’yu seviyor. Bunu bizzat söylemese de bunu bir şekilde hissettiriyor. Onunla zaman geçiriyor, yemekler hazırlıyor, hayatına ve ilişkilerine dair ufak, minimal, anlamca yoğun tavsiyeler veriyor.

Chizu dik başlı ancak kırılgan. Üniversiteyi bir zaman kaybı olarak görüyor. Tüm eğitim hayatını para kazanma uğraşının hazırlığı olarak görüyor ve zaman kaybı olarak niteliyor. Eğitim almadan da para kazanabileceği işlerde çalışıyor. Bu kavram kargaşaları içinde yarı zamanlı işler buluyor ve tatmin edici olmayan ilişkiler yaşıyor. Bir sevgilisi onu alenen aldatıyor. Yeni hayatında tanıştığı başka bir erkek arkadaşıysa onu tanıdıkça ondan uzaklaşıyor. Hiçbir şey aynı kalmıyor.


Chizu, yaşam ve ilişkileri katmanlanır ve zorlaşıyorken bu süreçte kuzeni Ginko'nun günlük rutinlerini gözlemiyor ve kendi yaşamını onunkiyle yer yer kıyaslıyor. 

“Bu kadın benden elli yıl daha uzun yaşamıştı. Muhtemelen elli yıllık geçmişini hiçbir zaman bilemeyecektim.”


Yirmi senelik yaşamında büyük bulantılar ve yorgunluklarla hırpalanmış halde hissederken, kendinden elli yıl fazla yaşamış ev arkadaşının dirayetini çözmeye çalışıyor.

“Hiçbir zaman düzgün bir hayat yaşayamayacağımı hissediyordum. Elde ettiklerimi terk ediyordum, terk ediliyordum ve terk etmek istediklerimden asla arınamadan, hayatım tüm bunlarla dolu bir şekilde yaşıyordum.”

Annesi Çin’den evlenme ihtimaliyle dönüyor. Chizu terk edilmiş halde mutsuzlukla sarmalanmış bir vaziyette ne yapacağını bilemiyor. Ginko’nun yaşama sadakati, annesinin yeniden evlenme arzusu… Tüm bu yaşlı kadınların yaşama bağlılığı aklını bulandırıyor. Bazı kararlar alması gerektiğinin bilincine varıyor. Hayat acılarıyla yaşanmaya devam ediyor.

Nanae Aoyama, olabildiğince dar alanda bireyin bunalımını göstermeyi çok iyi başarıyor. Yüz yirmi sayfada mevsim döngüsünü tamamlıyoruz ve başladığımız noktadan çok farklı bir yere ulaşıyoruz. Aldığı ödülün hakkını taşıyan bir kitap Yalnız Kalmak için Mükemmel Bir Gün. Bir yıla sığabilecek ihtimallerin kitabı diyebiliriz.



YALNIZ KALMAK İÇİN MÜKEMMEL BİR GÜN

Nanae Aoyama

Beyaz Baykuş Yayınları, 2024

Çeviri: Merve Sever

Tür: Roman

120 s.

Comments


bottom of page