Yaratıcılık Ritüelleri 48 / Duygu Akın: “Kültürü kültüre aktarmak zaman zaman yaratıcılığın sınırlarını zorlayan bir uğraş.”
- Semrin Şahin
- 17 Nis
- 3 dakikada okunur
“Çözüm bulamadığımda kendime ‘şimdiye kadar hiç bakmadığın bir yerden bak bakalım’ diyorum.”
Semrin Şahin Yaratıcılık Ritüelleri söyleşilerinde bu hafta Duygu Akın'ı ağırlıyor.

Yaratıcı sanatlarda akışta kalmanın, kendimizi yaratma anının içinde tutarak, sürüklenmeden kalabilmenin ne kadar zor olduğu bilinen bir gerçek. Bizi “an” a döndürecek bazı küçük totemler, seremoniler, bazı ritüellerin olmasının yaptığımız çalışma üzerinde odağımızı canlı tuttuğuna dair çalışmalar mevcut. Bu anlamda birçok yazarın, çevirmenin günlük yazma alışkanlıkları olduğunu da biliyoruz. Çeviriye başlamadan önce yaptığınız ritüeller var mı?
Ritüelim yok ama günün mutlaka ağarmış olması, karnımın mutlaka tok olması ve çay ya da kahvemi mutlaka içmiş olmam gerekiyor. Bir de kulaklıklarım kulağımda olmalı ve ara verdiğimde dilediğim müziği dinleyip, filmi/diziyi izleyebilmeliyim.
Dr. Seuss olarak bilinen yazar ve illüstratör Theodor Seuss Geisel, geniş bir şapka koleksiyonuna sahiptir. İlham gelmediğinde, dolabının başına gider, koleksiyonundan seçtiği bir şapkayı takar ve fikir bulmayı beklermiş. Ne hikmetse mutlaka parlak bir fikirle şapkayı başından çıkarırmış. Siz yaratım tıkanması yaşıyor musunuz ve bu tıkanmayı aşmak için neler yapıyorsunuz?
Çoğu insan bilmese de çeviri de önemli ölçüde yaratıcılık gerektiren bir iş. Farklı bir kültürün ürünü olan bir eseri, kendi dilinize demiyorum, kendi kültürünüze aktarmak, içinde gizli çok sayıda sorun ve zorluk barındıran bir süreç. Bu zorluklarının bir kısmının üstesinden bilgiyle, donanım ve tecrübeyle geliyorsak, bir kısmının da tamamen yaratıcılıkla geliyoruz. Zira kültürü kültüre aktarmak zaman zaman yaratıcılığın sınırlarını zorlayan bir uğraş ve tıkanma da sıkça yaşanabiliyor. Bizim mesleğimizde tıkanma, çözüm üretmekle alakalı. Orijinal metinde karşınıza çıkan bir şeyi, kendi dilinize aktarırken sizi zorlayan bir noktada çözüm üretmeniz gerekiyor demektir bu. Ben böyle durumlarda bir süre kendimi zorlayıp sonra tamamen başka bir uğraşa kayıyorum. Çoğu zaman geri döndüğümde aradığım çözüm bir anda bir yıldız ışıldamış gibi karşımda duruyor. Çözüm bulamadığımda ise kendime “şimdiye kadar hiç bakmadığın bir yerden bak bakalım” diyorum. Metne/soruna o ana kadar baktığım tüm açıları silip atarak, hiç düşünmediğim bir açı yakalamaya çalışarak bakıyorum. Bu da çok defa işime yaradı.
Yaratıcı çalışmalar yaparken hiç engellerle (iş ortamı, zamansal sorunlar, yazdıklarınızın görünür olmaması gibi engellerle) karşılaştınız mı? Bu engellerle nasıl mücadele ettiniz? Tam aksine sizi destekleyen ve yolunuzu açan kişiler oldu mu?
Çalışma ortamım benim için yıllarca büyük bir engel teşkil etti. Evimde çalışıyorum. Gürültüden, ışıktan, dış faktörlerden, sıcaklıktan ve dikkat dağıtıcı etkenlerden çok etkileniyorum. Ortamımın tümüyle sessiz, sakin ve loş olması gerekiyor. Bu şartları bir araya getirmek yıllarımı aldı. Evde çalışmanın yalnızlaştırıcı, yıldırıcı yanlarından da çok çektim. Bunları aşmak için kendimi sosyalleşmeye, aktifleşmeye, daha iyi beslenmeye vb çok zorladım, çünkü evden çalışmak size bunların tam tersini dayatıyor.
Çevirmenliğe başladığınız dönemdeki duygularınızla şimdi hissettikleriniz aynı mı? Bu süreçte çevirmenliğinizde nasıl yol aldınız?
Çevirmenliğe başladığım zamanki duygularımla şimdiki duygularımı kıyasladığımda, bazı şeylerin hiç değişmediğini, bazı şeylerin ise kökten değiştiğini görüyorum.
İşe başladığımda, o güne dek yaptığım tüm işlerde olduğu gibi idealist bir yaklaşımım vardı. Titizlikten, meraktan, ince ince dokumaktan, işi zamanında telsim etmekten asla taviz vermeyen biriydim. Bu hemen hiç değişmedi ve sanırım başarılı olduysam, bunun önemli bir payı var.
Öte yandan, işe başladığım yıllarda kişisel ihtiyaçlarımı fazla önemsemiyor, bunların ciddi sıkıntılar ve kayıplar oluşturabileceğini düşünmüyordum. Ne var ki sosyalleşmeden verdiğim kayıplar, hareketsiz oturmanın verdiği zararlar, aralıksız saatlerce çalışmanın psikolojik ve fiziksel sorunları zamanla gözümde netleşti. Geç de olsa bu konularda önlem almaya başladım ve bir hayat tarzı değişikliğine gittim. Çalışma saatlerimi azaltıp sosyalleşmeyi arttırdım, egzersiz ve beslenmeye daha çok önem verdim yakınlarıma daha çok vakit ayırmaya başladım.
Yazar Julia Cameron “Sanatçının Yolu” adlı kitabında yazarların güçlerini toplamaları için sabah sayfalarından söz eder. Sabah uyanır uyanmaz yazmayı tavsiye eder. Siz sabah mı yoksa gece mi yazıyorsunuz? Çeviri rutininiz nedir? Çeviri yaparken elinizin altında tuttuğunuz kitaplar var mı?
Söz etmeden geçemeyeceğim, hepimizin bilip takdir ettiği sevgili çevirmen Eren Yücesan Cendey bana sabah çok erken saatte, henüz hava aydınlanmadan işinin başına oturup, öğleden sonra saatlerinde günlük çevirisini bitirdiğini söylediğinde çok imrenmiştim. Ne de olsa günün geri kalanı ona aitti. Bunu duyunca ben de onun gibi çalışma, erken kalkıp işe oturma kararı aldım. Gelgelelim hiçbir konuda bu kadar tez ve bu kadar devasa bir başarısızlığa uğramamışımdır.
Sabah insanı olmadığımı çok net bir şekilde kendime bir kez daha kanıtladım. Gün ağarmadan kalktığımda büyük bir iç bunaltısı hissediyorum, depresif duygular sarıyor içimi, tekrar yatıyorum. Kalktığım erken saatlerde ise aklımı işe verecek bir zihin açıklığına, ne yaparsam yapayım erişemiyorum. Bu yüzden o saatleri egzersizle değerlendiriyorum.
Ben ancak öğlen saatlerinde çalışmaya başlayabilen biriyim, fakat gece on, on bire kadar çalışmaya devam ettiğim çok olmuştur. En verimli saatlerim ise akşamüstü saatleri.
Belli bir rutinim yok, elimin altında çay/kahve, minik tatlı atıştırmalıklar tutuyorum. Hepsi bu.
Ben yaratmış olsaydım dediğiniz bir yapıt (tablo , öykü, şiir, beste vs…) var mı? Nedeniyle birlikte bu yapıtın sizin için anlamını açıklar mısınız?
O şekilde düşünmedim ama ben çevirseydim dediğim yazarlar var. Ursula K. Le Guin’in tüm eserlerini ben çevirmiş olmak isterdim. Tür olarak da yıllardır söylerim, hiç bilimkurgu çeviri teklifi gelmedi, en sevdiğim türdür. Bu tür kitaplardan çeviri yapmak isterdim.
Ücretsiz rastgele görüntülü gabile chat ve gabile sohbet uzun zamandır romantik bağlantılar arayan kişiler için popüler bir çevrimiçi alan olmuştur.https://gabilessohbet.blogspot.com/