top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

Tükenen Arzunun Yarattığı Atık Dağları

Esra Açıkgöz, İthaki Yayınları’nın Minima serisi kapsamında çıkardığı Atık üzerine yazdı: "Kitap, bir an önce gözümüzün önünden kaybolması için kapı önüne koyduğumuz çöplerden dijital atıklara, harcanan yaşamlardan uzaya bıraktığımız hurdalara kadar konuyu her yönüyle ele alıyor."


Esra Açıkgöz


Türkiye, 2019 ve 2020 yılında Avrupa’dan gelen plastik atıkların en büyük alıcısı oldu. 1 milyonu aşkın plastik atığın üçte birinden fazlası, İngiltere'den geldi. Ocak-Kasım 2021 arasında İngiltere, Türkiye'ye 117 bin 678 ton plastik atık ihraç etti. Greenpeace’in Adana’da yasadışı oluşturulan plastik döküm alanlarıyla ilgili hazırladığı “Atık Oyunları” raporu, durumun vahametini gösteriyor. Buna göre, plastik atıkların yasadışı yakılmasıyla ortaya çıkan ağır metal, dioksin, furan ve kalıcı organik kirleticilerin toprağa, suya, havaya ve besin zincirine karışması; erken doğum tehlikesi, kalıtsal hastalıklar, kanser gibi sonuçlara neden oluyor.


Yeni sömürgecilik anlayışı “atık”lar üzerinden ilerleyedursun, önünde sonunda kabullenilmesi gereken bir gerçeklik her gün kendini hatırlatıyor; artık “uzak” diye bir yer yok. Küresel ısınmanın sonuçları günlük yaşantımıza daha fazla yansıdıkça, atıklarımız da bize kolektif şekilde ürettiğimiz facialar olarak geri dönüyor.


NESNELERİMİZLE ARAMIZDAKİ DOKUNAKLI İLİŞKİ…

İthaki Yayınları’nın Minima serisi kapsamında yayınladığı, Brian Thill’in yazdığı, Gökçe Çiçek’in Türkçe’ye kazandırdığı Atık, işte tam da bu konuya eğiliyor. Antroposen Çağı’nın en büyük sorunlarından birine, “atık”a odaklanıyor. Sözü edilen sadece evimizin dışına bırakıp kolayca kurtulduğumuzu düşündüğümüz çöplerimiz değil, çok daha fazlası; Arzularımız ve artık arzulamadıklarımız, harcadığımız zaman, bizi harcayan yıllar, sanal dünyada bizi bir yerlere konumlandırdığı için diğerlerinin aksine onlarla yaşamaktan zevk aldığımız “dijital atık”larımız, müzelerde sanat eseri olarak bizi büyüleyen bir zamanların “atık”ları, uzayda savrulan uydu enkazları, insanlığın dünyaya meydan okurken kendini yok etme yolundaki ahmaklığını en iyi gösteren raydoaktif atıklar…


“Atığı sadece bir çöp veya tehlike olarak görmek yerine, istenmeyen nesnelerimizle aramızdaki dokunaklı ilişkiye verdiğimiz yetersiz ve geçici bir isim olarak düşünmek daha iyi olacaktır” diyor Thill onu tanımlarken, “Atık, harcanmış, dönüşüme uğratılmış veya ertelenmiş arzunun bir ifadesidir ve bu nedenle asıl-nesnedir. Atık hakkında konuşmak şimdiye dek var olmuş veya bundan sonra var olacak tüm nesneler hakkında konuşmaktır. Diğer taraftan, herhangi bir nesne hakkında konuşmak da onun nihai, yok edilmiş durumuna yönelik bir jesttir. Atık, tüm nesneler artı zamandır.”