top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Yalova’da içinde çocuk ruhu taşıyan herkese kapılarını açan YUKİ Kitabevi…

Seda Aksoy Evren, Litera Edebiyat için bağımsız kitapçılarla yaptığı söyleşilere, YUKİ Kitabevi ile devam ediyor.


ree

Bu tatlı mekanın açılışa hazırlık aşamalarını sosyal medyadan keyifle takip ettim ve detayları kurucusu sevgili Şimal’e sordum. 



ree

1) "Yuki" fikri nasıl ilk ne zaman oluştu? Kuruluş hikayenizi duymayı çok isteriz.

Yuki aslında benim çok uzun yıllardır hayalim olan bir oluşum. İlk zamanlarda bir çocuk kitapçısı olarak yoktu zihnimde. Üniversite yıllarımda daha çok yetişkin kitap-kafe odaklı fikirlerim vardı. (Daha çok öykü- hikâye kaleme aldığım bir dönemimdeydim.) Daha sonra çocuk edebiyatı alanına yönelince aklıma düştü bu tarz bir kitabevi fikri. Aslında kuruluşunun net bir hikâyesi var mı ben de emin değilim. Uzunca zaman hayal edilmiş fikrin bir anda kiralık bir dükkan olarak karşıma çıkışı diyebiliriz. Bir süre daha eczacılık yapmayacağıma herkesi inandırabildikten sonra yolda yürürken karşıma çıkan dükkanı arayıp kiralamamızla başladı her şey. Yapabilir miyiz, olur mu, olmaz mı derken dükkanın içini dizayn ederken bulduk kendimizi. Biraz deli cesaretiydi ama çok da keyifliydi. Sonrası sevdiklerimin desteğiyle çorap söküğü gibi ilerledi. Yuva ve kitap kelimelerinden Yuki kelimesini bulduk ve Japonca’da da ‘iyi şans’ anlamına geldiğini öğrenince ‘İşte bu!’ dedik.

 


ree

2) "Yuki" dendiğinde en çok hangi özelliğin aklına gelmesini istersiniz?

Öncelikle yuva olma özelliğinin akla gelmesini isterim. Kitaplar insanın yuvasıdır bana göre. Buraya giren herkesin de kendini bir yuvada hissetmesi en büyük temennim. Tabii ki bir kültür merkezi olarak akla gelmesini de oldukça istiyorum. Hepsinin zamanla şekilleneceğine inanıyorum. Umarım kapıdan içeri adım atan herkesin çok keyif aldığı bir yer haline gelir Yuki.

 

3) Türkiye'de bağımsız bir kitapçı açmak gibi iddialı bir işe girişmenin ne gibi zorluklarını yaşıyorsunuz? 

Biraz deli işi olduğunun farkındayım. Dükkanı tuttuğum an da farkındaydım. Çok hayalperest yaşayabilen bir insan değilim. Elbette kiralar, her şeyin çok maliyetli olması, ekonomik zorluklar vs. hepimiz için zorlayıcı. Biz de bunların zorluklarını yaşıyoruz. Ama şuna eminim ki hangi işi yapıyor olsaydım bu zorlukları bir yerinden yaşayacaktım. En azından sevdiğim yerde ve işte çabalarım diyerek girdim bu yola. Umutsuz durumlar yoktur sonuçta, umutsuz insanlar vardır. Canım Atam’ın söylediği gibi umudumu hiç kaybetmedim, dilerim ki kaybetmem.

 


ree

4) Mekanınızda bir hafta nasıl geçiyor? Bize anlatır mısınız?

Şu sıralar, yeni açılmamız dolayısıyla, tanışmaya gelen çok fazla oluyor. Çok da mutlu oluyorum. Özellikle sosyal medyada karşılarına çıktığımız için gelip tanışmak, görmek istiyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor. Hafta içleri biraz daha sakin oluyoruz, hafta sonu daha yoğun. Hatta şehir dışından gelenler oluyor. Öyle güzel bir mutluluk ki, tarifi zor. Ben biraz tez canlı olduğumdan herkese her şeye yetişmeye çabalıyorum. Umarım başarabiliyorumdur. Şimdilerde internet sitemiz açıldı. Oradaki siparişlerle ilgilendiğimiz de bir süreç başladı. Yoğun ama keyifli diyerek özetleyebilirim sanırım.

 

5) Çocuklara okuma alışkanlığı öğretmek isteyenlere tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Okumaya zorlamaktansa birlikte bir okuma rutini yaratmanın kıymetli olduğuna inanıyorum. Çocuğun gördüğünü yapacağını ve hayatına katacağını düşünenlerdenim. Bir de kitap seçiminde çocuğu özgür bırakmak da başka önemli bir nokta bana kalırsa. Biz açılalı bir ay gibi bir süre oldu ama kitabevine giren ailelerin ilkokulda okuyan çocuklarına resimli kitap okuyamayacaklarını çünkü artık büyüdüklerini anlattıkları sohbetlere denk geliyor ve çok üzülüyorum. Halbuki görsel okumanın hayatın her noktasında önemli olduğunu düşünüyorum. O sebeple okuma alışkanlığın tek boyutlu olmadığına inanıyorum. Dilerim bir gün tüm okurlar resimli kitap okuyacaklarını yaşların hiç bitmeyeceğini keşfederler.

Yorumlar


bottom of page