Sonsuzluk bakış açısıyla (sub specie aeternitatis) okunan kitap: Taş ve Gölge
Ermeni mezartaşı ustası Avdo’nun hayatı üzerinden geçmişe yolculuğu içeren Taş ve Gölge üzerine Özlem Söğütlü yazdı: "Mezarlık, sadece ölülerin defnedildiği bir yer değildir."
Özlem Söğütlü
Burhan Sönmez’in Taş ve Gölge isimli son romanı, doğduğu yeri bilmeyen, ilk hatırladığı yer olan Urfa’dan Mardin’e, Mardin’den Haymana’ya, Haymana’dan Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’ne, oradan İstanbul’a göç eden Ermeni mezartaşı ustası Avdo’nun hayatı üzerinden görünürde seksen yıllık, gerçekte binlerce yıllık bir geçmişi anlatıyor. Seksen yıllık zaman diliminde gerçekleşen; halklar, inançlar, ideolojiler arasında derin kırılmalara yol açan olaylara -Dersim Askerî Harekâtı, İskilipli Atıf Hoca’nın, Adnan Menderes’in, Deniz Gezmişlerin idamı, 1977 1 Mayıs’ı, 12 Eylül gözaltı ve işkenceleri, Sivas Katliamı- yer verilmekle birlikte yazarın derdi, Cumhuriyet’in kuruluşundan 2000’li yıllara kadar gelen bir tarihi anlatmak değildir. Bu topraklar üzerine düşen, onu biçimlendiren, mayasını karan gölgelerden bahsetmektir. Taş üzerinde yaşanılan toprakları; gölge bu topraklarda insanlık var olduğundan beri yaşayan halkları, inançları, kültürleri simgelemektedir.

Romanın en damıtılmış halini Avdo’nun Kara Ağa için yaptığı siyah mezartaşı için söyledikleri oluşturmaktadır (s. 84): “Bu taşın içinde, şimdi çiftçi olsa da eskiden göçebe yaşayan, düze inse de kalbinde dağların rüzgârını taşıyan ve her duada, her hayalde evliyaların, azizlerin ve Ana Tanrıçaların bereketine yaraşan bir ruh var.”
Sistematik ve Olay Örgüsü
Yazar, akademik bir yazı kaleme alırmışçasına bir sistematikle bölüm başlığı açarak, bölüm başlıklarında mekân, yer ve yıl vererek romanın ilerlemesini sağlıyor. Bu sistematik hem okuma kolaylığı hem de olayları takip etme olanağı veriyor. Okur, önceki bölümle yeni bölüm arasında bir bağlantı kurabilmek için bir sembol, isim ya da bir tarihin izini sürmüyor. Okura bir dedektif misyonu yüklemiyor yazar; yorulmadan salt okur olarak yol almasını sağlıyor. Yeni bölümün başlığından hareketle nereden devam etmesi gerektiğini bilerek okumasını sürdürüyor. Böylece okurun olay örgüsünden kopmasının önüne geçiyor.
Sönmez, her bölümde karakterlerden bir veya birkaçını, bir olay üzerinden, olayın içine kültür, inanç, doğa, mekân yerleştirerek anlatıyor; bir anda bütün karakterleri okurun önüne yığmıyor. Her bir bölümde olay örgüsü bir ilmek daha atılarak ilerletiliyor. Önceki bölümdeki olay ve karakterin, yeni bölümdeki olay ve karakterle bağı kuruluyor; sonraki bölüm/bölümlerde ele alınacak olay için bir alan açılıyor, bir çengel atılıyor. Böylece merak duygusu sürekli diri tutuluyor.
Mekânın Mezarlık Olarak Seçilmesi
Romanın mihenk taşını, mekân olarak mezarlığın seçilmesi oluşturuyor. Mezarlık; yaşam-ölüm, yurt-yurtsuzluk, aidiyet-ait olamama, geçmiş-gelecek, inanç-inançsızlık diyalektiğinin güçlü bir biçimde belirmesini sağlıyor.