"Dünya sizce de cennet gibi bir yer olamaz mı?"
Yiğit Uysal, Nihan Uycan Özen ile ilk romanı Deniz’in Ormanı odağında söyleşti: "Deniz’in Ormanı okuyucusuna 'kendi hayatının kahramanı sensin, dümen sende' diyor."
Yiğit Uysal

Deniz’in Ormanı spiritüel konulara meraklı, yeni bakış açılarını seven her yaştan okuyucu kitlesi tarafından heyecanla okunacak bir ilk kitap, sizin ilk romanınız. Öncelikle tebrikler. Kitabın yayınlanması nasıl bir süreçti sizin için?
Sizin de dediğiniz gibi ilk kitap olma heyecanıyla Deniz’in Ormanı benim için çok özel. Adeta üçüncü çocuğum gibi ve bu haliyle de aynen bir çocuğun anne karnında büyüme, doğuma hazırlanma, doğum ve sonrası gibi süreçlerini bana hakkıyla yaşatan bir ilk eser oldu.
Kitabımı 2018 yılının Kasım ayında bitirmiştim. Ama o zamanlar, roman yazmak demenin asıl bundan sonra başladığını bilemeyecek kadar acemiydim. Tanınmayan biri olarak romanımı gönderdiğim yayınevlerinin bazıları bana hiç yanıt dönmezken bazıları da hikâyenin iki ayrı zaman, üç farklı mekânda geçişi ve zaman zaman ileri atlamalı yazış şeklimden rahatsız olduklarını belirten geri dönüşlerde bulunuyorlardı. O zamanlar bu yorumları pek anlayamıyor ve açıkçası yayınevi editörlerinin okuyucunun zekasını küçümsedikleri yönünde bir kanıya kapılıyordum. Üslubumu eleştiren de oluyordu. Benim üslubuma zaman zaman sızan ve Deniz’in Ormanı’nın “duru işiti” anlarının dili olan nüans, kimi okuyucuya farklı geliyordu. (Kalbi buralara açık olan okuyucular o bölümleri inanın farklı bir kanaldan okuyorlar şimdi. Ben yazarken ne hissetmişsem aynısını onlar da hissediyor. Bunu bana geri dönüşte bulunan sayısız okuyucudan duydum çok şükür.) Günümüzde dijital platformların da hayatımıza girmesiyle Türk okuyucusu, Türk seyircisi farklı kurgulara kendini açtı aslında. Belki de 2018 için benim romanımda geçen reenkarnasyon, karma öğeleri, aşkın tekamülü gibi kavramlar okuyucuya yeniydi bilemiyorum.
Velhasıl 2022 Haziran ayına kadar, inişli çıkışlı bol arayışlı bir macerada çok şükür ki yolum Doğan Solibri ile kesişti. Yayınevim, editörüm, tüm ekip beni anladı. Her adımı takım çalışmasıyla müthiş bir uyum içinde gerçekleştirdik ve her şeyden önemlisi beni hep güvende hissettirdiler. Ve Deniz’in Ormanı nihayet doğdu.
Ne kadar zamanda yazdınız kitabı? Yazarken belli bir ritüeliniz var mıydı?
Kitabımı yazmaya başladığım gün 21 Aralık 2016, bitirdiğim gün 01 Kasım 2018. Yani iki yıldan daha az bir sürede genel hikâyeyi kurgulamış, fena denemeyecek şekilde de yazmıştım. Bu arada bugün de 21 Aralık, kitabımın altı yıllık döngüsü tamamlanıyor. Bu röportajı sizinle bugün yaptığım için ayrıca mutluyum. Dört yıl kadar yayınlatmak için uğraşmışım ama en doğru yerden çıktığı için şimdi çok mutluyum.