top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

‘romantik poemist!’

tan doğan yazdı: "eşdeyişle bir düşü, düşünü, düşüngüyü yaşama geçirmek söz konusuyken, salt 'romantik' yanında 'duygusal' kalmak, o kuramın doruğuna özlemle bakmak gibi olur ki, bu da zaman-uzam bağlamında en fazla bir 'hoşluk' demektir."



vakt irişti mi ne 'romantik komünist'ten 'romantik poemist'e? bir düşüngünün şiirsel hâli gibi bir konumda, sanki komünizm gibi şiir de bitti de, romantiklerince rûhu sürdürülüyor izlenimi yok değil!


kavramsal söylem ve dahi bakış yadsınamaz bir gerçek olsa da, kılgısal durum, eylemsel tavır, uygulayımsal işlev bir değil elbette, ideali kuram-devim birlikteliğiyken. eşdeyişle bir düşü, düşünü, düşüngüyü yaşama geçirmek söz konusuyken, salt 'romantik' yanında 'duygusal' kalmak, o kuramın doruğuna özlemle bakmak gibi olur ki, bu da zaman-uzam bağlamında en fazla bir 'hoşluk' demektir. 

neliği mi kalmıyor, öznesi mi yitiyor, özdeği mi eriyor ne, 'rûh kadar kalmak'ta soluk alabiliyor ancak, ona inanan ya da tapan ya da 'tanrı' bilenlerce 'şiir' ki, şimdilerde 'öyküleşmiş' bir hâlde çırpınmalarda?!

'insanlığın kurtuluşu' ya da günü-yarını görünen, zamanla toplumsal, evrensel hatta bütünsel özgürlük, eşitlik, kardeşlik yeryuvarına ulaşmanın umudu ilân edilen; hak ve emeği savunan, sanata değer veren bir düşüngünün insanları şimdilerde nasıl 'romantik' diye anılıyorsa, 'şiir'in varlığını ve dahi 'aslâ yok olmayacağı'nı dilleyenler de, bire bir örtüşmese de, benzer bağlamda anılır olacak gibi: ' romantik poemist!'

bir düş, 'geçmişe özlem', diyelim bir umut olarak kimilerince görülen/yaşatılan 'romantik komünizm' denli, dil, biçem, biçim, imge, söylem benzeri bağından koptu-kopacak olan, handiyse 'öykü-şiir'e dönüşen bir sanat dalının, yazın türünün 'romantik poemizm' olarak anılmasına ramak kaldı dense yalan olmaz ki, bunun karamsar ve kötümser bir tavırla açık-seçik ya da doğrudan ilintilenmesi üzerinde düşünülecek bir konu, dahası olgu olması yoksanacak bir 'gerçek' olmasa gerek.

'şiir'in dününün betimlenip incelenirken  bugününün de irdelenmesi bir saltık koşul hem sanat hem yazın hem de 'insan' ve 'insanlık' adına gibi görünüyor [şiir kitaplarının alınırlık ve okunurluk(!)oranı, şiir dergilerinin basım-yayım sayısı sorunsalı ve de uygulayımbilimsel alanda yer alan 'şâir' ve 'şiir'in niceliği-niteliği konumu da yadsınmamalı elbet.]

"şiir bitti, şiir öldü-yok oldu!" diyenler gibi "şiir var, şiir bitmez, şiir ölmez-yok olmaz!" diyenlerin sözde tartışmalarını dillemek yerine, bir olgu ya da gerçek olarak, bir yazın türü bağlamınca 'şiir' sanatının içinde bulunduğu konumu düşünsel boyutta ele almak azımsanamayacak bir çaba olsa gerek ki, bunda - anbean azalan- salt 'şâir'lere, 'şiir eleştirmenleri'ne değil, 'şiirsever'lere de az 'iş' düşmüyor. her kitabı 'kitap' bilmek gibi her şiir yazımını! 'şiir'den saymak nasıl olası değilse, tarihsel sürece dayanıp ve de 'gelecekçi' yapıya ya da 'yarın'a durup her "şâirim!" diyeni de 'şâir' saymak ya da kılmak da olası değil ["bizde her üç kişiden dördü şairdir." diyen aziz nesin'in saptaması hâlâ gündemde ki, 'bilgisayarağı'na bakıldığında, bu saptamayı 'her üç kişiden on dördü' diye değiştirmek olası sanki! (elbette herkes kalem oynatabilir, klavyenin tuşlarıyla 'oyun' oynabilir/oyalanabilir; içini döküp, derdini dilleyip yazabilir, ne ki yazdığı şiirimsiden, kendisi şâirimsiden öteye geçemez, yazdığı 'şiir', kendi de 'şâir' olamazken.

'gençlik hevesi' çağınca duygu dökümü söz konusuyken, coşkularca ya da yaş aldıkça 'hayata tutunma'nın bir eylemi olarak görüldükçe 'şâirlik!', 'şiir'e de az zarar vermez değil. bunu 'o'na  nasıl anlatmalı ki, 'okur' konumunda kalsın hiç değilse?)]

'insan' ve 'insanlık' için 'şiir'in ve' şâir'in anlamını, değerini dillemek bir başka başat 'konu.' kaygı başka, soru(n) şu: anamalcılık (kapitalizm) ile ilintili çağcıl-sonrası, yenici-öte(post modernizm) üzerine düşünüp, bunun 'şiir sanatı' bağlamınca 'güncel' etkisini irdelemenin kaçınılmazlığında bir -'üye'siymişçesine- 'romantik poemist' (coşumcu şiirci/şiirsever) olanlardan söz açmak olası mı? yoksa her şey yolunda da, bir 'sanrı/sayrı hâli'mi bu? 'söz' sizde...

Comments


bottom of page