top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

"Küçük, zihinsel mektup zarfları"

Evrim Sayın, Carlie Sorosiak'ın kaleme aldığı Sevgiler Clementine adlı roman üzerine yazdı: "Gençlerle hayvan deneyleri, etik, ekolojik hassasiyet, sorumluluklarımız, kararlarımız ve daha birçok önemli anahtar kavrama dair sorgulama kaslarınızı çalıştırabileceğiniz duygu yüklü harika bir kurmaca."


Evrim Sayın


Kedi Olarak Hayatım'ın yazarı Carlie Sorosiak, merkeze yine hayvanları koyduğu bir romanla karşımızda. Sevgiler Clementine, Genç Timaş tarafından okura sunulan hassasiyet yüklü bir kitap. Hatta romana başlamadan, bu hassasiyet yükünü gerçekten taşıyabilecek miyim, diye düşünmeden edemedim. Romanda deney hayvanları konu ediliyor.


Yıllar önce, deney hayvanlarının laboratuvardaki kısa yaşam koşullarının anlatıldığı Hayvan Özgürleşmesi kitabını okurken kalbimin sıkıştığını, terlediğimi, kitaba ara vererek ilerlediğimi hatırlıyorum. O kitap kurmaca değildi, aynı içerikle kurmaca bir kitap olan Sevgiler Clementine ile karşılaştığımda içeriğe dair okuma deneyimimden ötürü çekindim ve kendimle kısa bir sohbetim oldu. Hayatta süregelen kötülüklerin çoğu insandan geldiği için, bunları görmezden gelmek demek yok etmek demek olmadığı için kendimi bir şekilde okumaya ikna ettim. Clementine'le tanışmam böyle uzun bir içsel yolculuğun sonunda gerçekleşti.


Clementine ve Hamlet, iki laboratuvar faresi. Hikâye Clementine'in üstüne kurulu ama Hamlet de bu hikâyenin ortağı. Romanda araştırmacılar, DNA'mızı değiştirerek memelilerde zekanın nasıl arttırılabileceği üzerine çalışıyor. Bu araştırmaların her biri fareler üzerinde çalışılıyor. Tabii ki gerçekte de romanda da aslında birçok fare bu araştırmaların nesnesi maalesef ve biz Clementine'le birlikte bu "çokluğun" anlamsızlığında boğuluyoruz. Yazar Sorosiak'un son sözünde de belirttiği üzere tavşanlar, fareler, şempanzeler, kediler, köpekler ve daha birçoğunun geçmişten beri bugün de bir yerlerde birer "nesne" yerine geçmesine karar veriliyor. Canlılığa aykırı bu uygulamalar tamamen antposen bir yaklaşımla insan türünün yararına işletiliyor. Avın zamanı olur mu mesela? Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin onların yararını gözeterek yapılanı olur mu? İçinden ölüm geçen bir eylemin "ama böyle daha acısız" şeklinde ifade edilebilecek bir yanı var mı hiç? Bu sorulara elbette farklı yanıtlar verilebilir, ben Celementine sayesinde bu sorularla yeniden yüzleştim. Bir şeyle daha yüzleştim. Ekolojik hassasiyetler geliştirmeye başladığımda ilk sorduğum sorulardan biriydi: Evimizde, sokağımızda beslediğimiz hayvanlar var ki bunlar genelde kediler ve köpekler. Görmediğimiz, bilmediğimiz laboratuvar ortamlarında türlü araştırmalar için telef edilen yüzlerce hayvanın varlığından haberdar değil miyiz? Bu çağda bundan haberdar olmamamız mümkün değil. Acaba görmeyince, bilmeyince vicdan azabından azade miyiz? Onlar için de yapabileceğimiz şeyler yok mu? Var! Sadece öncelemiyoruz, unutuyoruz, göz önünde değil diye çok da sorgulamıyoruz. Hayvanlar üzerinde deney yapan markaların varlığı ve bu konuya nasıl yaklaşabileceğimizle ilgili görüşlerimi en son detaylandırmayı düşünüyorum. Clementine'nin hikayesine haksızlık etmek istemem.


Clementine, hikayesini bize mektuplarıyla ulaştırıyor. Roman aslında mektuplar bütünü. Birinci mektuptan kırk dokuzuncu mektuba kadar Clementine'in zihnindeyiz. Bir hayvanın gözünden insanları, insanlığı, laboratuvarı, evi, dünyayı okuyoruz. Hem de bir laboratuvar hayvanının gözünden! Ne için orada tutulduğunu, ona neler yapacaklarını bilmiyor. Çok zeki olduğunu, insanların onun zekasını sık sık övdüğünü biliyor. İnsanlar için insanların zekasına hizmet edecek bir nesne olduğunu öğreneceği an çok da uzak değil. Araştırmacılardan Felix, onu bu ana sürükleyen insan. Ondan beklenilenlerin tam tersini yapıyor. Felix, bana kalırsa romandaki en önemli karakterlerden çünkü gerçek hayatta da sizden beklenilenin tam aksini yaparsanız etrafınızda çok insan kalmaz. Şaşırtıcı derecede dışlanıp yalnızlaştırılabilirsiniz. Yaptığınız işte yolunda gitmeyen bir şeyler vardır, etik olarak-insan olarak o noktada kalmakta zorlanıyorsunuzdur ama hayat sizden hiçbir şeyi değiştirmemenizi ister. İşte Felix hayattaki bu insanların karşısına da dikiliyor. Sadece kendisine saygısını kazanmakla kalmıyor, insanlığa da önemli bir ders veriyor. Felix, fareleri laboratuvardan gizlice kaçırıyor ve onları güvenli bir yere götürmek istiyor. Elinden gelen Hamlet ve Clementine'yi kurtarmak. Ancak laboratuvarda Clementine'in en yakın arkadaşı şempanze Rosie de vardır ve Clementineler giderken Rosie orada kalır. Artık Clementine'in yukarıda bahsettiğim mektupları kime yazdığını tahmin etmişsinizdir. Evet! Kırk dokuz mektup da arkadaşı şempanze Rosie'yedir.


Felix, Clementine ve Hamlet'i bir TV programcısı olan Pop'un evine, posta kutusuna bırakıyor. Pop'un torunu Gus ve Pop onlarla tanıştıktan sonra laboratuvar fareleri de şefkatle tanışıyor. Laboratuvarda görmedikleri bu şefkat duygusu onlara güven veriyor. Pop ve Gus tarafından korunduklarını bilmek onları rahatlatıyor. Gerçi Hamlet olan bitenin bu kadar farkında mı, pek emin olamıyoruz. Clementine, Hamlet'in kendisi kadar zeki olmadığını her fırsatta yineliyor. Televizyonda farelerin kaçırıldığı haberiyle ne yaşadıklarının farkına varan Pop ve Gus, telaşa kapılsalar da korksalar da onları laboratuvara geri vermeyi hiç düşünmüyor. O laboratuvarlarda hayvanlara neler yapıldığını bildiklerini, bunun hiçbir hayvana yapılmaması gerektiğini konuşuyorlar aralarında. Yürütülen araştırma gereği aranan en zeki fare Clementine'nin hangisi olduğuna karar verdikten sonra Clementine'le uyumlu bir iletişim sağlayan Pop ve Gus, insanları deney hayvanları konusunda bilinçlendirmek için bir plan yapıyor. Eski satranç oyuncusu ve TV programcısı Pop, satrancı Clementine'e iyice öğretip onu programına çıkarmaya karar veriyor. Bunun üzerine Clementine'le çalışmalara başlıyorlar. Onları saklamanın gerekliliği üstüne konuşurlarken, güvenliklerini sağlamanın onları saklamaktan geçtiği konusunda anlaşmışken Clementine'in nerede olduğunu dünyaya duyurmanın nesi mantıklı peki? Bu soruyu sormadan ve hakkında düşünmeden bu adlı adınca delilik elbette ama Pop'un kararını biraz sorgulayınca ben cesareti gördüm. Süregelen bir sorunu örneğe sıkışmadan, "sadece tek bir fare" demeden bütünsel düşünüp aşmaya çalışan Pop aslında tüm deney hayvanlarının sesi oluyor.


Clementine'nin hikayesinde Rosie, geride kalan. Laboratuvardan kurtulan Clementine ona ulaşacak mı? Yoksa mektupları yazmaya devam etse de onu unutacak mı? Bu romanda şempanze Rosie, Clementine ve Hamlet kadar şanslı değil mi yoksa? Bu soruların yanıtları Sevgiler Clementine'de, okur merakınızı korumak istiyorum. Son olarak yanıtların sizde olduğu, yukarıda da bahsettiğim "Biz neler yapabiliriz?" sorusunun üstüne gitmekte fayda var. Felix'in sorumlu tavrı bize çok şey anlatıyor aslında. Dünyadayız ve birbirimize karşı sorumluluklarımız var. Küçük gibi görünse de her birimizin hayata geçirmye çalıştığı sorumlu yaklaşımları dünyayı daha güzel bir yer yapıyor. Bu konu özelinde, hayvanlar üstünede deney yapmayan markaları tercih etmek sorumluluklarımızdan sadece biri. Hayvanat bahçelerindeki, yunus parklarındaki, laboratuvarlardaki hayvanları sorumsuz ilgimizle yalnızlaştırmak yerine hayvanlar üstünde deney yapan markaları yalnızlaştırmak gerekiyor. Yazar Sorosiak'ın da dediği gibi, "Sonsuza kadar eski yöntemleri sürdürmek zorunda değiliz."


Gençlerle hayvan deneyleri, etik, ekolojik hassasiyet, sorumluluklarımız, kararlarımız ve daha birçok önemli anahtar kavrama dair sorgulama kaslarınızı çalıştırabileceğiniz duygu yüklü harika bir kurmaca Sevgiler Clementine.

İlgilisine keyifli okumalar!


SEVGİLER CLEMENTINE

Carlie Sorosiak

Genç Timaş Yayınları, 2023

304 s.

bottom of page