top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

“Edebiyat metinleri en baştan itibaren en önemli yol göstericilerimiz oldular.”

Aynur Kulak, Kumbara Görsel Sanatlar Tiyatrosu’nun kurucusu Vural Bingöl ile iki güçlü sanat disiplini olan tiyatroyu ve edebiyatı, yeni sezonu ve uyarlama edebiyattan yola çıkarak sahneleyecekleri yeni oyunların tamamını, Tutunamayanlar özelinde konuştu.


ree

2025 Eylül ayı itibariyle 2024-2025 tiyatro sezonunun ikinci yarısı başladı. Sahneler perdelerini açtı. Yeni oyunlar ve tekrar sahnelenecek oyunlarla birlikte yoğun bir dönem bekliyor tiyatro seyircisini. Ardı ardına duyuruları gelen edebiyat eserleri uyarlamaları ise tiyatro sahnelerinin yeni sezonu adına önemli olacak. 


Kumbara Görsel Sanatlar Tiyatrosu’nun Vural Bingöl yönetmenliğinde 1 Eylül’de prömiyerini gerçekleştirdiği edebiyatımızın modern klasikleri arasında yerini alan Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar eserinin uyarlaması bu yılın dikkat çekici önemli oyunları arasında yerini aldı. Serkan Atar’ın tek kişilik çarpıcı performansıyla tiyatro sahnesine uyarlanan Tutunamayanlar, Selim Işık’ın kişisel hikayesi gibi gözükse de sağlam bir sistem eleştirisi sunması adına en önemli modern metinlerimiz arasında yer almakta. 


KGS’nin kurucusu Vural Bingöl’ün uyarladığı ve yönettiği Tutunamayanlar’la birlikte KGS bünyesinde yine edebiyat uyarlaması olacak üç yeni oyun daha tiyatro seyircisiyle buluşacak. Vural Bingöl ile iki güçlü sanat disiplini olan tiyatroyu ve edebiyatı, yeni sezonu ve uyarlama edebiyattan yola çıkarak sahneleyecekleri yeni oyunların tamamını Tutunamayanlar özelinde konuştuk. Buyurun lütfen. 

 

Kumbara Görsel Sanatlar Tiyatrosu bu sezon edebiyat uyarlaması tiyatro oyunları daha çok olsa da izlesek dediğim bir dönemde dikkatimi çekti. KGS ne zamandır var? Yola çıkma süreçlerinizi ve sebeplerinizi anlatır mısınız? 

KGS olarak 2010 senesinde kurulduk. Tiyatro sevgisi elbet kurulma sebebimiz. Sanatın önemli disiplini edebiyat metinlerinden yola çıkarak, bir diğer disiplin tiyatro sahnesini bir araya getirmek baştan itibaren en önemli motivasyon sebebimiz oldu. İki disiplini birbirinden ayırmamız mümkün değil zaten. Böylece KGS’yi hayata geçirmiş olduk. Çok zor bir tiyatroyu kurmak, sonrasında tüm imkanları ve imkansızlıklarıyla yürütebilmek. Her şeye rağmen bizi motive eden tek unsur sahnelediğimiz oyunların seyircisiyle buluşturmak. Her yeni oyunu bu  motivasyonla sahneleyip, devam eden oyunlarımızı bu motivasyonla sahneye koymaya devam ediyoruz.


İlk olarak hangi oyunlarla sahne almaya başladınız? Gördüğüm kadarıyla baştan itibaren edebiyata dair önemli metinlerle rotanızı oluşturuyorsunuz.

Edebiyat metinleri en baştan itibaren en önemli yol göstericilerimiz oldular. Kumbara Görsel Sanatlar olarak ilk Viktor Hugo’nun klasik eseri Notre Dame’ın Kamburu’nu sahneye müzikal olarak uyarladık, sekiz senedir devam eden bir müzikal oldu Notre Dame’ın Kamburu. Sonra Çingeneler Zamanı müzikalini sahneledik, biliyorsunuz Emir Kusturika’nın kült filmidir. Sonra  yine bir edebiyat eserinden yola çıkarak Drakula’yı sahneye müzikal olarak uyarladık.

Şimdi 2024-25 sezonu itibariyle hem yeni bir şeyler ortaya koyalım istedik hem de ekonomik koşullardan dolayı, ekibimizle birlikte dedik ki biraz daha küçük prodüksiyonlara yönelelim, bu çerçevede neler yapabiliriz, hangi kıymetli eserleri uyarlayabiliriz diye konuştuk. 


Hangi edebiyat metinlerini uyarlamakta karar kıldınız?

Bizim dört tane tiyatro sahneleriyle buluşturacağımız edebiyat uyarlaması projemiz var. Bunlardan ilki Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar eseri olacak. Sonra Shakespeare’in Hırçın Kız’ı gelecek, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı yer alacak üçüncü olarak. Dördüncü  projemizde ise daha konuşma aşamasında olduğumuz için şimdilik dillendirmiyoruz. Toplamda dört projemiz yeni sezonun başlamasıyla birlikte hayata geçecek. 


Eserlerin her biri hem çok kıymetli hem de zor eserler. Hem okuması zor anlamında söylüyorum bunu hem de kompak hale getirip sahnelemek anlamında. Bu noktada sizin edebiyatla olan bağınızı konuşmak istiyorum. En başta iyi bir okur olmak tüm projeleri gerçekleştirmek adına önemli bir etken, öyle değil mi?

Romanlara aşık bir adamım. Roman okuru olmak, anlatılan hikaye iyi yazıldıysa, hikayenin içinde yol almak tüm öğretilerden daha öğretici. Özellikle yaz aylarında otururum ve belirlediğim romanları okurum. Notlarımı alırım. Eşimle, dostlarımla, ekibimizle fikirlerimi paylaşırım, istişarelerimizi yaparım. Bu anlamda sanata dair olarak edebiyat hep var hayatımda ve asla vazgeçemeyeceğim bir disiplin olarak var. 

Şimdiye kadar sahnelediğimiz edebiyat metinlerinin her biri de çok kıymetli, bu yüzden üzerlerine çalışıp sahneye koyarken titizlikle çok çalıştığımız projeler oldular. Hem karar aşamasında, hem üzerine çalışırken, provalarda, hem de sahneye koyduktan sonra da elimizi üzerlerinden çekmeyeceğimiz oyunlar oldu her biri.     


Tam da bu noktada şunu da konuşmak istiyorum sizinle. Tutunamayanlar ya da Suç ve Ceza’nın hikayeleri çok güçlü ve iyi anlatılmış edebiyat metinleri. Aynı zamanda sahneye konmaya elverişli yapılarından dolayı mı tercih ettiniz bu metinleri?

Aslında sahneye konması çok zor metinler bunlar. Aylarımızı aldı sadece düşünmek. Sonrasında devam eden süreçte bu muhteşem eserleri sahneye nasıl uyarlayabiliriz, nasıl bir yol izlersek hakkını tam olarak verebiliriz, içimize nasıl siner konuşmaları ve fikir alış verişleri yapmak da aylarımızı aldı.  Ne yaparsak yapalım uzun vadeli düşünüp, uzun vadeli yaparak hayata geçirmek istiyoruz çünkü. Biz bundan iki veya üç sene sonra neleri sahneleyebiliriz planlaması yapan bir  ekibiz. Zaten projelere dikkat ettiyseniz, Drakula’dan tutalım, Tutunamayanlar’a, Hırçın Kız’dan, Suç ve Ceza’ya, sistem eleştirisi yapan eserler seçiyoruz. Bu bile başlı başına zorlu süreçleri beraberinde getiriyor


Evet, mesela ilk prömiyerini yapacağınız Tutunamayanlar, Selim Işık’ın bireysel kaybolmuşluğu üzerine gibi dursa da, aslında büyük bir sistem eleştirisinin romanı, öyle değil mi? 

Elbette. Tutunamayanlar aslında bu dünyada gerçekten hayata tutunamamış, bir yere sahip olamamış istediği yerlere erişememiş, iç dünyasını tam olarak yansıtamamış kişilere ayna tutuğu için çok kıymetli. Oğuz Atay öyle bir metin yazmış ki bana göre dünya eseri. Türkiye’de en çok okunan roman. Kalemi çok zor fakat aynı zamanda da çok özgün. Romanı konuştuğum birçok kişi en fazla yüz ellinci sayfasına kadar gidebildik dediler fakat bu eşiği atlayıp okumaya devam edenler, muhteşem bir eser okuduk dediler. Sabrı ve sebatı elden bırakmaksızın okunması önemli eserler arasında kesinlikle. Romanın sonu bir trajediyle bitiyor evet, fakat Selim Işık karakteri o kadar çok şey öğretiyor ki, sistemin aslında nasıl işlediği ile ilgili o kadar önemli şeyler söylüyor ki, Oğuz Atay bu anlamda metnin tamamını ince ince çok güzel işlemiş; güneşin batma hali bile sistemde tutunamayan her ayrıntıya dahil şekilde betimlenmiş. 

Seçtiğimiz diğer eserlerde de sistem eleştirisini hakkını ince işçilikleriyle tam anlamıyla verebilen, seyirciyle bu anlamda gönül rahatlığıyla buluşturabileceğimiz metinler seçmek istedik. Tutunamayanlar böyle, Drakula böyle, Hırçın Kız böyle, Suç ve Ceza keza öyle. Notre Dame’ın Kamburu mesela, müzikleri çok güzel diyor herkes ama aslında ciddi bir sistem eleştirisi koyuyor önümüze. Biliyorsunuz insanları Ortaçağ’da olmadık sebeplerden öldürüp, yakıp, korkunç cezalara mahkum etmişler. Hırçın Kız mesela, sadece hırçın, şirret bir kızın hikayesi değil anlatılan, biraz dikkatli okunup üzerine düşündüğümüzde hikaye bize büyük bir sistem eleştirisi sunuyor.


Biraz sonra Tutunamayanlar’ı sahnede izleyeceğiz. 724 sayfalık bir eseri sahneye koyarken, yani kompak hale getirirken, -bir perdelik bir oyun ve tek kişilik bir performans izleyeceğiz- nelere dikkat ederek ön plana çıkarmak istediniz?

Evet tek perdelik bir oyun izleyeceğiz ve oyuncu arkadaşımız Serkan Atar’ın tek kişilik performansıyla izleyeceğiz. Özne olarak  Selim Işık karakterinin hikayeyi domine edeceği bir performans olacak, çünkü aslında Turgut Özben özne gibi dursa da, bütün mesela Selim Işık’ta. Diğer karakterleri de göreceğiz tabii, fakat Tutunamayanlar’ı domine eden hayat Selim Işık’ın hayatı. Hikayeye derinlemesine girdikçe bunun gerçeklik boyutlarıyla daha fazla karşılaşmaya başlıyoruz. Bu hikaye temelde tutunamamaktan mütevelli olarak Selim Işık’ın trajedisi ve bu anlamda Türk toplumunun depresif yapısının tüm temel dinamiklerini, tetiklenen şartları, noktaları çok iyi yansıtıyor.


Neden tek kişilik bir performansı tercih ettiniz? 

Bu hikayenin uyarlaması ya solo performans olacaktı ya da Günseli ile, Turgut ile, Albay ile, hatta Olrik ile tüm karakterleri sahneye taşıyacaktık. Fakat metnin bütününe baktığımızda sadece Selim Işık karakterinin varlığı anlatılmak istenen hikayenin bütününe hizmet ediyor zaten.   Belirttiğim gibi diğer karakterleri de hiç görmeyecek değiliz, göreceğiz zaten, fakat tutunamayan asıl özne Selim ve onun temsil ettiği her ayrıntı adına sistemin kendisi ve ülke gerçekleri. 


Türkiye’de tiyatro yapmanın zorluklarını, daha ziyade nasıl ayakta durduğunuzu ve devam etiğinizi de konuşmak istiyorum. Çünkü önemli eserleri sahneye müzikal olarak koyuyorsunuz ve devlet desteği olmadan, sadece seyirci desteğiyle.  

Şimdi biz üç tane büyük müzikalin altına imzamızı attık evet ve her biri de uzun vadeli projeler oldu ve tüm bu müzikallerin bir maliyeti oluyor, Sahnesi, düzenlemesi, kostümleri, ışığıyla tüm maliyetler tiyatronun en önemli gerçekliği. Bu anlamda sürdürülebilir projeler üretmek hem çok önemli hem de çok zor oluyor. Maalesef devlet desteği de söz konusu değil fakat seyirci desteği ve tiyatroya gösterilen ilgi hiç tahmin edilmeyen boyutlarda. Özellikle ülkemizin çeşitli şehirlerine yaptığımız turnelerimize gösterilen ilgi çok güzeldi. İlk başta turneler yapsak mı yapmasak mı diye düşünmüştük ama iyi ki yapmışız. Muş’a gittiğimizde mesela o kadar kıymetli tepkiler aldık ki, eşim organizasyonlarla ilgileniyor, gerçekten buraya gelecek misiniz diyerek ağlamışlar telefonda. Hatta 25 kişilik ekibimizi evlerinde misafir etmek istediler. Yani tiyatrolara ister İstanbul’da olsun ister diğer illerimizde seyircinin desteği tam. Bizlerde tüm zorluklara rağmen tiyatro severlerden, seyircilerimizden  güç alarak ilerliyoruz.

Yorumlar


bottom of page