top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıLitera

2021’de Altay Öktem’in en sevdiği kitaplar

Altay Öktem, 2021'de okuyup tavsiye ettiği kitapları Literaedebiyat ile paylaştı: "2021’de okuduğum, farklı yönleriyle beni etkileyen, kimini dil işçiliği kimini kurgu kimini anlattığı hikayenin zenginliği açısından çok önemli bulduğum onlarca kitap oldu. Hepsini sıralamak yerine, beni en fazla etkileyen yedi kitaptan söz etmek istiyorum. Ruhuma değme nedenleriyle birlikte…"



Nora İstanbul Bir Hiçtir, Lal Laleş / Ayrıntı Yayınları


Lal Laleş bu kitabıyla sadece bir destan yazmamış, bütün destanların insanın içine işleyen o hüzünlü, coşkulu şarkısını nakış nakış dokumuş içimize. Birçok aşkın cüzünü aynı anda duyabilen Nora, bir yanıyla bizim tarihimizin, bizim Konstantiniye’mizin, bizim denizimizin, avuç içi kadar kara parçalarımızın, kabuk bağlayan kalplerimizle çarpışmamızın dışa vurumu, bir yanıyla da nesnelerin uzun tarihi. Sadece insanın, doğanın, kuşların, dağların değil; insanın içinin destanı olarak okudum bu kitabı ve şiirsel anlatım olanaklarının sınırlarını zorlaması açısından önemli buldum.



Miras, Vigdis Hjorth / Siren Yayınları


Miras, alışkın olduğumuz dilsel coşkudan uzak, kuru ve mesafeli, yer yer sıradanlığa kaçan anlatımına rağmen çok güçlü bir etki yaratıyor okurda. Aile kurumunun iç yüzünün ve çürümüşlüğünün coğrafyadan bağımsız, evrensel bir gerçeklik olduğunu fark etmek de bu etkiyi pekiştiriyor sanırım. Elbette dil’le araya koyulan mesafe de buna dahil. Ben, mesafenin zaferi olarak gördüm ve çok sevdim Miras’ı.



Nikah Sarhoşluğu, Ferhat Uludere / Edisyon Kitap


Nikah Sarhoşluğu, 2021’de yayınlanan en dikkat çekici romanlardan biriydi bence. Bir evlilik alegorisi. Toplumsal yozlaşmanın ve sadece evlilik kurumunun değil, bütün kurumların, kurumlaşmanın ironinin gücüyle altüst edilmesi. Bu, aynı zamanda gülümsemenin de zaferi. Öylesine eğleniyoruz ki okurken, gereksiz yere anlam atfedilen her şey göz açıp kapanıncaya kadar anlamsızlaşıveriyor.



Elma Bahçesinden, Olav H. Hauge (Çev: Orhan Tekelioğlu) / Yitik Ülke Yayınları


İnsan, içinde yaşadığı kendi küçücük, sınırlı dünyasında mı şekillenir, yoksa o küçücük, sınırlı dünyasını kendisi mi şekillendirir sorusunun dolayı değil, doğrudan cevabı Olav H. Hauge’nin şiirlerinden oluşan Elma Bahçesinden adlı kitap. Yeryüzünün kuş uçmaz kervan geçmez bir bölgesinde doğup büyüyen, doğayla ve kendisiyle çarpışarak hayatta kalmaya çalışan bir bahçıvanın büyük bir şaire dönüşmesinin hikayesi. Elbette Orhan Tekelioğlu’nun duru Türkçesiyle yaptığı şiir çevirileri kadar Hauge’nin ömrünün geçtiği sarp fiyortlarla çevrelenmiş o coğrafyayı ve o kültürü ayrıntılarıyla açıklaması, kitabı daha da değerli kılıyor.



Müjdemi İsterim, Mert Balaban / İthaki Yayınları


Mert Balaban’ın öykülerini daha önce hiç okumamıştım. Bu yazarı tanımak 2021’in güzel sürprizlerinden biri oldu benim için. Son yıllarda genç öykücülerde benzer bir üslup, ortak anlatım imkânları ve benzer metaforlara rastlanıyor genellikle. Mert Balaban ise kendine özgü ve sıradanlığın dışında, başka bir öykü dili kurmuş. Bu yüzden önemsedim.



Devam Ağacı, Murathan Mungan /Metis Yayınevi


Her şeyin yozlaştığı ve geçmişle olan bağın bile isteye koparılmaya çalışıldığı günümüzde, bu kitabın kültürün devamlılığına yaptığı vurgu önemli her şeyden önce. Devam Ağacı da müthiş bir imge. Elbette, devam önemli ama neyin devamı sorusu her zaman sorulmaya değer. Murathan Mungan gibi çok yönlü ve derinlikli bir edebiyatçının farklı dönemlerde yaptığı konuşmaları ele alan böyle bir toplam, kültür hayatımız açısından bir zenginlik her şeyden önce. Her satırını dikkatle okuduğum için açık yüreklilikle diyebilirim ki, herkes her satırını dikkatle okumalı!



Öykü Yazmanın Sırları, Orhan Duru / YKY


İçinde bulunduğumuz bu postmodern zamanlarda, neredeyse eskimek üzere olan ama yerine yenisi gelemediğinden eskime imkânına erişemeyip Araf’ta kalan Tery Eagleton’un Şiir Nasıl Okunur, Kötülük Üzerine Bir Deneme adlı kitaplarının ardından Derrida’nın Yazı ve Fark, Deleuze’nin Anlamın Mantığı’nı okuduktan sonra, bilgiyi temize çekmişim, dingin bir limana demir atmışım duygusu yarattı bende Orhan Duru’nun Öykü Yazmanın Sırları adlı kitabı. Sadece öykü yazmanın değil, hangi türde olursa olsun yazmanın, hatta, yazmak bir yana, okur olabilmenin sırlarını bu denli açık ve yalın biçimde ortaya koyması nedeniyle uzun süre başucu kitabım olarak yanımdan ayırmadım Öykü Yazmanın Sırları’nı.

Σχόλια