top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

“Yaşam karşısında duyduğum şaşkınlığı paylaşmak için yazıyorum.”


“Öyküleri bir sonuç, bir ders gibi değil de bir soru olarak görüyorum zaten. Ve sanırım temelde yaptığım şey de bakın ben bunları gördüm demek değil, yaşam karşısında duyduğum şaşkınlığı paylaşmak.”Aynur Kulak, Bir Günü Bitirme Sanatı'nın yeniden basılması vesilesiyle Banu Özyürek'le söyleşti.


Söyleşi: Aynur Kulak


Banu Özyürek ile Bir Günü Bitirme Sanatı ve Poz öykü kitapları odağında yapmış olduğum bu söyleşi insana, hayata karşı yaşama güdüsüyle yola çıkan insan çabasına, insanın doğasına ve arzusuna istinaden yapmış olduğu keşiflere dair insanın neye dönüştüğü/dönüşebildiği ile ilgili öyküler üzerine yapıldı. 2020’den sonra yaşam karşısında şaşırmaya devam edecek miyiz? Evet, elbette edeceğiz. Ve yaşamı, en mümkün yoldan, yani edebiyat yoluyla anlatmaya devam ederken yazılan öyküler yaşamımızın en ayrıcalıklı, en ince detayları olacaklar her daim. Banu Özyürek'le söyleşimize buyurun lütfen.



Niye yazıyorsunuz? Böylesine kaba bir çağda yaşarken, aklımız bizlere çıkış yollarını göstereceğine daha çok belirsizlikle karşı karşıya bırakıyorken yazmayı seçmek, öyküler, kitaplar kurtarıcı olabiliyor mu?


Aslında neden yazıyorum sorusunun tek bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Benim için yazmanın içinde pek çok şey var ve her biri belirli zamanlarda öne çıkabiliyor. Bazen kafama takılmış bir meseleyle birlikte edebiyat içinde yol alıp onu anlayabilmek için, bazen sorun ettiğim şeylere yeni biçimler vererek üzerlerinde hakimiyet kurabilmek ya da onlara başka gözlerle tekrar bakabilmek için (bir kurtarıcılığı varsa bu anlamda olabilir belki), bazen yazmanın hazzı için ama sanırım çoğu zaman söyleme ihtiyacı duyduğum şeyi benim için en mümkün yoldan söyleyebilmek için yazıyorum. Bu çabanın sonucu değil de kendisi bir çıkış yolu aslında benim için.


Öykülerin ana izleği olarak insanın yaşama çabasını ya da yaşayamama halini merkeze yerleştirmeniz ve insanın bu çabalar eşliğinde aşırı zorlanıyor oluşuyla yüzleşmesi durumu mu var? Öykülerin bütününden çıkan hissiyat olarak “çaba” (ya da yaşama konusunda zorlanmadan kaynaklanan “çaba”) izleği için ne dersiniz?