“Bizi İnsan Yapan Nedir?”
Deniz Poyraz, Oxfordlu hukukçu Rasha Barrage'nin kaleme aldığı, Bir Solukta Antropoloji adlı kitabı üzerine yazdı: "Eser, en etkili ve önemli antropologlar ile fikirler arasında bir beyin fırtınası yaparak, bizi dünya anlayışımızı gözden geçirmeye davet ediyor."
Deniz Poyraz
“Nerelisin?”
Bilhassa ülkemizde ne kadar yaygın ve oldukça da basit bir soru gibi görünüyor, değil mi? Ancak sorunun kendisi bir farklılığın tanınmasına işaret ediyor ve cevap yaşadığınız sokaktan doğum yerinize kadar uzanabiliyor. Hatta birkaç asır önceye, atalarınızın kökenine kadar gidebilir. Oysa 20. Yüzyıl’a kadar bu soru sadece dünyanın en zengin ve en güçlü kişilerine, yani seyahat etmelerine ve “ev” olarak gördükleri yerlerden çok uzakta yaşayan insanlarla tanışmalarına el verecek kaynağa ve ayrıcalığa sahip olanlara sorulabiliyordu.
Yine de eğer bir “antropolog” gibi düşünmüyorsanız, bu sorunun anlamını ve genişliğini gözden kaçırabilirsiniz. Antropolojiye ve onun ülkeler, çevreler, kültürler, diller, tarih ve hatta uzak gelecek boyunca kökenimize ve insan olmanın ne anlama geldiğini anlamaya yönelik sonsuz arayışına ilham veren şey merak etmek, karşılaştırmalar yapmak ve bağlantılar kurmaktır. Geçtiğimiz ay Say Yayınları etiketiyle yayımlanan Bir Solukta Antropoloji adlı eser, en etkili ve önemli antropologlar ile fikirler arasında bir beyin fırtınası yaparak, bizi dünya anlayışımızı gözden geçirmeye davet ediyor. Kitabın yazarı Rasha Barrage, Oxfordlu bir hukukçu. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nda yer almış bir araştırmacı. Antropolojiye ilgisi de belki buradaki çalışmalarından kaynaklı.
“Antropoloji” kelimesi Yunanca insan anlamına gelen anthropos ve inceleme/çalışma anlamına gelen logia kelimelerinden gelmekte. Basitçe söylemek gerekirse, antropoloji insanlığın incelenmesi. Peki bunun felsefe, tarih veya sosyoloji gibi insanlığa odaklanan diğer disiplinlerden farkı ne? Yazar Barrage bu soruyu,
“Antropolojiyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik, doğa bilimleri, sosyal bilimler ve beşerî bilimleri kapsayan çoklu bakış açılarını bir araya getirebilmesidir,”
şeklinde yanıtlıyor. Antropolojinin tarihçesi incelendiğinde, ilk çalışmaların genellikle, Akdeniz’de seyahat ederken karşılaştığı insanların farklı kültürleri ve yaşam tarzları hakkında yazan 5. Yüzyıl Yunan tarihçisi Heredotos’a atfedilmekte olduğunu görüyoruz. Tarihler olarak bilinen dokuz parşömeni, halkların ortak ve farklı yönlerini gözlemleme konusunda eşsiz kabul ediliyor. 14. Yüzyıl’da İbn Haldun ve “İslâm’ın Marco Polo’su” olarak adlandırılan İbn Battuta gibi âlimlerin daha sonraki çalışmaları, kültürel duyarlılık ve tarihsel bağlam gibi modern antropolojiyi karakterize eden kavramların ilk kez tanınmasını sağlamış durumda.
19. Yüzyıl’a gelindiğinde, Avrupa ve Amerikan antropolojisi, Batı dünyasındaki toplumlar, kültürler ve fiziksel özellikleri ile Amerika, Afrika, Orta Doğu ile Asya’daki insanlar arasındaki benzerlik ve farklılıkları ele almaya odaklanıyor. Antropolojinin 19. Yüzyıl’ın sonlarında kaydettiği büyük ilerlemeler önemli ölçüde bir bilim insanının çalışmaları sayesinde olmuştur: Charles Darwin. Yaygın inanışın aksine, evrim fikrini o icat etmedi. Ancak Darwin, evrimin işleyiş mekanizmasını, yani doğal seleksiyonu ilk bulan kişiydi. Ancak Darwin’den bağımsız olarak, etnosentrizm olarak bilinen, kültürel ve ırksal farklılığa bağlı “ötekileştirme” durumu, 21. Yüzyıl’da antropolojinin itibarini zedelemeye ve başını ağrıtmaya devam ediyor.
Neticede okurlar bu kısa eserde, antropolojinin “günahıyla sevabıyla” ne olduğu ve günümüz yaşamına nasıl uygulandığı hakkında daha derli toplu bir fikre sahip olacaktır. Antropoloji hâlâ geçmişte kim olduğumuzu ve yarın kim olabileceğimizi anlamak için insan uygarlığının büyüleyici tarihsel ağını çözmeye çalışıyor. Eserin arka kapak yazısında dendiği gibi, “Bizi insan yapan nedir?” sorusu ilginizi çekiyorsa, antropolojinin önemli noktalarına ışık tutan bu tarihsel ve bilimsel yolculuğa katılabilirsiniz. İyi okumalar…
BİR SOLUKTA ANTROPOLOJİ
Rasha Barrage
Say Yayınları, 2023
Çeviri: Nilüfer Şen
120 s.
Comments