Mihrabım diyerek
Ayşegül Turan, Sinem Sal'ın Bizim Zamanımız adlı romanı üzerine yazdı: "Bizim Zamanımız; sesli güldüren, içine ağlatan bir kitap. Sayfalar çok kısa sürede tükense de cümleler uzun süre sizinle kalıyor."
Ayşegül Turan
Ece Temelkuran, Bizim Zamanımız için "...bu ne güzel bir ritim! Ne tatlı, aksak ve edalı bir dil" deyince, kitabı daha arka kapağını okumadan satın almıştım. İyi ki almışım. En son 2014'te Elif Key’i keşfettiğimde böyle sevinmiştim.
Yıllar önce Hürriyet’teki köşesinde Ayşe Arman yazmıştı; Alya’nın bir ödevi var birimleri öğreniyor: "1 kol kaç öpücük?" Sinem Sal’ın da böyle bir dili var Bizim Zamanımız’da: Aşılmadık ama tanıdık. Cümlelere taklalar attırıyor. Düğmeyi beklenmedik bir şekilde başka bir iliğe ilikliyor ve oluyor! Geçen yılları farklı parametreler, ruh hallerini şarkılar üzerinden özetlemeyi seven biri olarak ben bu dile kalbimden vuruldum!
Roman, 1999 yılının son üç ayında ve 2000’in ilk iki ayında geçiyor. Bunu, milenyuma girme heyecanının anlatıldığı satırlara kadar fark etmedim. Çünkü yaşadığımız zaman, her zaman takvimin gösterdiği zamanı tutmayabiliyor. Bizim köy mesela Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşıyor. Kuzey Kıbrıs’ın yerlisi 1980'lerde. O yüzden belki daha ilk sayfada şu satırın altını çiziyorum: "Sonra Doğan’ı kaybettik. İnternette. İnternet sınırları yok eden bir organizasyondur. Müjde Ar öyle demişti 32. Gün programında." Bizim Zamanımız, benim zamanıma denk geliyor.
Hasköy’de annesiyle yaşayan, babasından kalan bir tuhafiye dükkânı ile geçinen Mihrap’ı konu ediniyor roman. Ankaralılar Hasköy deyince çoktan Fruko kavşağına ışınlansa da Hasköy; İstanbul-Hasköy. Anne kızın konuşmaları yer yer 90larda yayınlanan televizyon dizisi Sıdıka’yı, yaşadıkları yer ve bahsedilen komşuluk ilişkileri de bir diğer 90lar dizisi Şaşıfelek Çıkmazı’nı hatırlatıyor. Romanda o yılları hatırlatan unsurlar bunlarla sınırlı değil:
"Mahallenin en kötü top oynayan oğlanı olduğunu anlamama beş sene, Levent Yüksel’in Med Cezir albümünün çıkmasına on iki sene vardı."
Bir diğeri:
"Rejoice reklamlarındaki kadınlar gibi mutlu. Elif, yumurtanın İpana’yla fırçalanmış yarısı kadar beyaz ve parlak. ACE’yle yıkanmış bir çarşaf kadar sağlam ve kendinden emin. Benimse bir canım var. Ona yediremem."
Mihrap, bu ülkeyi ve insanını çok iyi tanıyan bir karakter:
"Buyurun dediler, buyurdum. Yumruk yaptım. Şimdi rahat bıraktım. Bitti. Eliniz çok hafifmiş dedim ki bana sonuçları erken versinler."
"Memur bey mesai saatlerinde emir kulu, mesai saatleri dışındaysa Allah’ın bir zavallı kulu."
Ve sevince iki kişilik seven biri:
"...Manzara demek her şey demek. Manzara değerlenince, ev de değerleniyor. Ben de güzel manzaraya bakıyorum. Dalyan’a. Ona baktıkça değerleniyorum. Hayat doluyorum, çiçeklerime bunca su yetiyor hemen açılıyorum, üç oda bir salonum genişliyor Dalyan bana gülümseyince, bir mesaj aldığım anda güneş görüyorum, Mihrabım dediği anda yazları serin, kışları sıcak oluyorum... Dalyan bana sarıldığında caddelerim genişliyor, park sorunu yaşanmıyor, doğal gaza geçiyorum, ona buna faydam oluyor iş sağlıyorum... Dalyan mesaj attığında Paris kulelerine meydan okurcasına yükseliyorum. Dalyan beni çağırdığında Sezen Aksu’nun evine konuk oluyorum. Dalyan bana kahve ısmarladığında yılbaşı ikramiyesi oluyorum. Kendi kendime çıkıyorum... Dalyan beni öptüğünde, milenyuma giriyorum."
"Ne var ne yoksa konuşasım, bildiğim tüm kelimeleri cümle içinde kullanasım geliyor."
Bu hissin bir adım öncesinin şarkısını Nil Karaibrahimgil yapmıştı: "Hakkında her şeyi duymak istiyorum, bu aşk değil de nedir?"
Kitapta bolca, kitabın Spotify listesinde olmayan o şarkıdaki gibi neş’e ve keder var. Gözleriniz parlarcasına gülerken göğsünüze öküz oturan anlar oluyor:
"Nasıl hissettiniz ayrılınca?"
"Siz deyin Sezen Aksu, ben diyeyim Gülden Karaböcek"
Bizim Zamanımız; sesli güldüren, içine ağlatan bir kitap. Sayfalar çok kısa sürede tükense de cümleler uzun süre sizinle kalıyor. Kitabın bir roman olduğu gerçeğini birkaç saniye rafa kaldırırsak; Bizim Zamanımız "olayı olan" bir durum hikayesi gibi. Aynı zamanda "filmi çekilecek kadar durumu net" bir olay hikayesi de. Bizim Zamanımız bir "his" hikayesi aslında. "Çok" hissedenlerin buluşma noktası.
BİZİM ZAMANIMIZ Sinem Sal
Kara Karga Yayınları, 2021
Tür: Novella
216 s.
Comentarios