top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Ya dünyanın bildiğimiz, gördüğümüzün dışında bir başka yüzü de varsa?

Nagihan Kahraman, Meltem Dağcı'nın ilk kitabı, Dünyanın Öteki Yüzü üzerine yazdı: "Kitabı, özellikle kara mizahla yüklü, toplum eleştirisinin olduğu gerçek dışı öykü tarzını edebiyatımızda merak edenlere öneririm."



Bir olayı ya da durumu öykü olabilecek en kısa hali ile anlatmak, sayfalarca yazmaktan çok daha zordur her zaman. Bu, yeni bir tespit değil elbette. Edebiyatta küçürek, minimal ya da kısa kısa öykü denen türün saygın örnekleri bunu açıkça göstermektedir. Dünya edebiyatında da short story olarak geçen bu tür 20.yüzyılla birlikte adından daha da sık söz ettirmeyi başarmış ve modernizmle birlikte hayatın bir mecburiyeti gibi bir konuma gelmiştir hatta. Modern dünyanın karmaşası içinde yoğun ve daha katmanlı anlatılar yoluyla var olan durumları anlatmak, artık kendine alan bulmak ve yaratmak durumundadır. Ancak nedense bunu, sosyolojik bir mesele ya da bir duygu durumuna uygulamak kolayken ve sıkça da görülürken bir bilim kurgu metninde ya da ütopik ve distopik anlatılarda pek karşımıza çıkmaz. Fantastik metinler de öyledir mesela. Acaba bu tür metinler için çok daha uzun girizgahlara ihtiyaç duyduğumuzdan mı ileri gelir bu? Elbette bunun da hem dünya edebiyatında hem de yerli edebiyatta istisnaları var. Geçtiğimiz günlerde çıkan bir öykü kitabının içindeki kısacık öyküler bunları düşünmeme sebep oldu. 


Meltem Dağcı'nın Dünyanın Öteki Yüzü adlı kitabından bahsediyorum. İthaki Yayınları’ndan çıkan bu öykülerin geneli için bilim kurgu ya da ütopik/distopik tarzda denebilir. Kendisini öyküleri, yazıları hatta yaptığı söyleşiler ile çeşitli dergiler ve internet sitelerinden tanıdığınız Meltem Dağcı'nın ilk kitabı bu. İçinde aynı minvalde yazılmış toplam on iki kısa öykü yer alıyor. Kitap adını herhangi bir öyküden değil de öykülerin genelinin durduğu yerden alıyor. Ya dünyanın bildiğimiz, gördüğümüzün dışında bir başka yüzü de varsa? Evet, bu öykü kitabında var.


Yazarın bilim kurgu, ütopya /distopya, fantazya üçgeninde duran bir çizgisi var. Okuru karşılayan ilk öykü "Arta Kalan" örneğin, Rüya Görme Merkezi(RGM) denen, rüya göremeyenlerin gittiği bir yerde geçiyor. Erkeklerin de doğum yapabilmesinin mümkün ve hatta elzem olduğunu anlatan ve nispeten feminist bir noktada duran "Damızlık Birliği", organ değiştirmenin mücadelesinin verildiği "Yeraltı Odaları", yetmiş yaşına gelen bir kadının ölümünü seçebildiği "Genita'nın Batı Yakası" bunlardan sadece birkaçı. Elbette bazıları fantastiğe, bazıları da bilim kurgu türüne daha yakın. Ancak bulundukları ortak payda, dünyanın karanlık ve tekinsiz bir tarafına işaret ediyor olmaları.  


Öykülerde kullanılan kişi isimleri, gerçekle bağ kurulamayacak şekilde afaki ve uçlarda seçilmiş. Wo, Mun, Lamuş, Oziborn, Me gibi... Yazarın kurduğu bazı akrabalık ve yakınlık ifadeleri de yine bunlara benziyor: anneteyze, kardeşeşi, rahmetanne şeklinde.


Öykülerde mekanlar da oldukça önemli. Bu kurgusal mekanlar yine isimler gibi gerçekte bir yerle bağ kurulamayacak kadar "kurgusal". Örneğin "Bir Kar Tanesi"nde Kış Mühendisleri, Iza üssünde çalışıyorlar. "Kağıt Yiyen" adlı öykü Minhunter Eyaleti'nin ilerisindeki Collum'da, "Kimlik Avcısı" Batı Arazisi'ndeki Kunt Kervansarayı'nda, "Zehir" ise Çi Bölgesi'nde geçen öyküler. Buraların haritada dünyanın tam olarak hangi noktasına denk düştüğünü söylemek mümkün değil. Bu da bir nevî, her yer olabilir, anlamı taşıyor esasında. Öte yandan öykülerde, bilim kurgusal kısımlarda özellikle, gerçek dünyanın çarpıtılarak yeniden kurulması şeklinde tanımlamalar da geçiyor. Özellikle bunu "Yeraltı Odaları"nda bolca görüyoruz. Örneğin, OTS(Organ Transfer Sistemi), GVA (Genetik Veri Aktarımı cihazı) gibi.


Bu tarz kullanımlara George Saunders okurları oldukça aşinadır. Meltem Dağcı'nın öykülerinde de yer yer Saunders esintileri hissediliyor. Bu kara mizahla yüklü, toplum eleştirisinin olduğu gerçek dışı öykü tarzını edebiyatımızda merak edenler Kerem Işık'ın öykülerine de göz atabilir. Toplum Böceği bu minvalde yazılmış en iyi öykü kitaplarından biri. Tüketim toplumunun ya da genel olarak toplumdaki başka meseleleri eleştiren, Black Mirror dizisinde izlense şaşırılmayacak öyküler insanı hem ürpertiyor hem de inanılmaz bir edebi ve kurgusal haz veriyor okura. Türün ve konunun sevenlerine ısrarla öneririm. İyi okumalar.


DÜNYANIN ÖTEKİ YÜZÜ

Meltem Dağcı

İthaki Yayınları, 2023

Tür: Öykü

bottom of page