Teknolojinin susturamadığı sorular
- Nagihan Denk
- 2 gün önce
- 5 dakikada okunur
Nagihan Denk, Robert Grant’ın genç okurlara yönelik romanı Felsefe Direnişi Ekibi üzerine yazdı: "Teknolojinin gölgesinde, sorgulama hakkını savunan bir grup çocuğun hikâyesi… Felsefe Direnişi Ekibi, hem gençlere hem yetişkinlere ‘soru sormadan yaşamak’ üzerine düşündürüyor."

Felsefe, insanlık var olduğundan beri olan düşünme biçimi; insanlar evrenin neyden meydana geldiğini keşfetmeye çalışırken bile felsefeden faydalanmışlar yıllarca. Su diyen, ateş diyen… Sonsuzluk, hava, sayılar, atom... Bunların hepsinin temelinde evrenin ana maddesi yani arkhe’nin somut bir karşılığını bulmaya yönelik merak vardır. Bunun dışında felsefeye konu olan pek çok başka mesele var elbette. Varlık, bilgi, ahlâk, adalet gibi kavramlar üzerinden doğan sorular filozofları meşgul etmiştir yüzyıllarca. Çünkü felsefenin temelinde soru sorma diğer bir deyişle sorgulama bulunur. Şüphe edilmeyen, sorgulanmayan bilgilerin birileri tarafından edinilmiş, kabul edilmiş bilgiler olduğu varsayılabilir. Bu sebeple bir çocuğa yetişkinliğe doğru ilerlerken birey olma yolunda kazandırılması gereken en önemli becerilerden biri sorgulayıcı düşünme biçimi olacaktır. Bu konuda son zamanlarda P4C yani Çocuklar için Felsefe (Philosophy for Children) anlayışı oldukça yaygınlaşmıştır. Bununla birlikte birçok kitap ve hatta radyo programları bile mevcut artık. Özellikle senelerce Açık Radyo’da (bugünkü adıyla Apaçık Radyo) yayınlanan, Özge Özdemir’in moderatörlüğündeki Küçük Düşünürler Topluluğu adlı, çocuklarla bir soru ya da kavram üzerine felsefi tartışmalar yapan program, bu alandaki en iyi yapımlardan biri olup ilgililerine özellikle öneririm.
Son zamanlarda felsefenin hayatımızdaki önemini anlatmayı dert edinen gençlik kitaplarından birine değineceğim bu yazımda: Felsefe Direnişi Ekibi. Kitabın adından da görüldüğü üzere felsefe ve hep direniş yan yana anılan kavramlar. Robert Grant’ın 2021 yılında Londra’da The Philosophy Resistance Squad adıyla yayımlanan, Türkçe’ye ise geçtiğimiz Mart ayında Gökçe Yavaş tarafından çevrilen kitap, İthaki Çocuk Yayınları etiketiyle okurlarla buluştu. Kitabın yazarı Robert Grant’ın Trinity College Dublin’de felsefe alanında doktorası bulunuyor. “Toplumda Felsefe” projesinin de kurucusu olan Grant aynı zamanda okullarda, hapishanelerde ve çeşitli toplum merkezlerinde felsefe dersleri vermiş.
Bir gençlik romanı olan Felsefe Direnişi Ekibi, odağına felsefenin ne kadar önemli olduğunu, sorgulanmayan bir hayatın gerçek bir hayat olmayacağını alan; bir yandan da içinde bir grup arkadaşın bu yoldaki maceralarını ve atlattığı tehlikeleri anlatan sürükleyici bir eser. Bu yönüyle yalnızca küçük yaştaki okurlara değil yetişkinlere de hitap ediyor. Milo adındaki bir çocuk ve arkadaşları üzerinden ülkenin en havalı, en prestijli okuluna gitmenin ne kadar büyüleyici bir şey olarak görüldüğü ile başlıyor roman. Bundan en çok etkilenenler elbette çocuklardan çok veliler. Bu okul Yaşam Boyu İstihdam İçin Ortaöğretim Enstitüsü yani kısaca “Enstitü”. İrlanda’daki birçok ailenin çocuğunu bu okula göndermek için yanıp tutuştuğu esnada oğulları Milo’nun bu okula hak kazanması Moloney Ailesi için büyük gurur sebebi olur. Çünkü çocuklarının itibarlı bir okula gitmesi en çok ailelerin itibarları için önemlidir. Nitekim öyle de olur; yalnızca Moloney Ailesi değil pek çok aile büyük umutlarla çocuklarını yatılı okumaları üzere okula bırakırlar. Dünyaca ünlü bu okul kampüsü biraz ütopik hatta daha da çok fütürist bir yapıya sahip bir yerdir. Beş devasa prizmadan oluşan yerleşke, parlak ve eğimli cam tüneller aracılığıyla birbirine bağlanmaktadır. Yazarın deyimiyle İrlanda’daki bir ortaokuldan çok adeta bir uzay istasyonuna benzemektedir bu hâliyle. Enstitü’nün elbette belirli amaçları ve kuralları vardır ve Enstitü bunu başarılarının sebebi olarak addetmektedir: Eğitimde verim, disiplin, itaat ve fedakârlık. Bunlar bu okulda olan öğrencilerin hayatlarında olmazsa olmazlar olarak nitelendirilmektedir. Çocuklarının bir “Enstitü’lü” olmasından hareketle geleceğinin garanti altına alındığını düşünen ailelerse yaşanacaklardan habersiz çocuklarını gözleri kapalı bu olağan dışı okula teslim etmiş durumdadır. En başta güvendikleri isim ise İrlanda’nın gelmiş geçmiş en iyi eğitmeni kabul edilen Dr. Finnegus Pummelcrash’tır! Pummelcrash’a göre okulun müfredatını gerçekleştiren ise buluşları DOKEV; yani Dijital Olarak Kişiselleştirilmiş Eğitim Veritabanı. Tanımlamalarına göre, “yedi gün yirmi dört saat, anbean geri bildirim analizi veren aşırı zeki, teknolojik bir alet.” Bu bilgiler ışığında biraz bilim kurgu biraz da ütopya gibi görünen bu eserin kurmaca dünyasına daldığınız zaman işlerin biraz daha distopik bir hâl aldığını görmek uzun sürmeyecektir.
Milo, Enstitü’de edindiği arkadaşları Katie ve Sarah-Louise, kısa süre içinde okulda garip bir düzen olduğunu fark ederler. Bir ortaokul çocuğunun uyum sağlayabileceğinden çok daha disiplinli ve acımasızca işleyen bir düzendir bu. Okulda “Disiplinciler” vardır örneğin; en küçük bir hatada öğrencileri cezalandıran bir grup görevli. Sınıflar da bir çocuğun kendini çocukça ifade edebileceği ve ait hissedebileceği bir yer olmaktan uzak, “bilgi aktarım merkezi” olarak adlandırılan yerler. Ne var ki her şeyin son teknoloji olması, kollarında takmak zorunda oldukları saatlerinin bulunması, en başta gözlerini boyasa da bu organizmanın içine girince işlerin hiç de öyle parlak olmadığını kısa süre içinde keşfederler. Çünkü etraftaki teknolojik aletlerle -koltuklar, formalar, saatler ve kameralar- kalp atış hızları, göz hareketleri ve nefes alış hızları bile ölçülmekte ve eğer ders esnasında dikkatleri dağılırsa ya da herhangi bir sebepten dersi bölerlerse sistem tarafından anında cezalandırıldıklarını öğrenirler. Hatta dersler bile ezberleme tekniği üzerinden değerlendirilir sınıfta kim sonuncu olursa cezalandırılmaktadır. Kısacası bir çocuğun asla maruz kalmaması gereken ne varsa “eğitim” adı altında korkunç cezalarla çocuklara dayatılmaktadır Enstitü’de. Kısa zaman içinde bununla baş etmeleri gerekecektir ve Milo ile arkadaşları tehlikeli bir teknolojik maceranın içinde bulacaklardır kendilerini. Bu olurken ilginç bir keşfi olur Milo’nun: Bir çiçek bahçesi. Cezalandırılmaktan korkup kaçtığı bir esnada bir duvar boyunca üzeri tenteyle örtülü eski kitaplarla dolu raflar ve yarı bitmiş resimlerden oluşan bu bahçe okulun duvarlarıyla çevrilidir. İçeriden ise lavanta kokuları gelmektedir. Yeşil sarmaşıkların, içleri çiçeklerle dolu saksılardan oluşan bu bahçe yüksek teknolojik aletlerden oluşan bu okulun içinde saklı kalmış bir yerdir. Orda tanıştıkları Ursula Joy ile arasında geçen konuşmalar romanın gidişatını belirleyecek ana iskeleti oluşturmaya yetecektir. Çünkü Ursula ile felsefeyle tanışacaktır!
Ursula adeta lanetli bir öğretmendir, eski sistemde okulun felsefe öğretmeni olan bu kadın Pummelcrash tarafından cezalandırılmış fakat okuldan da kopamadığı için kendine böyle bir evren kurmuş, bu şekilde geçmişle ve felsefeyle arasındaki bağı koparmadan yaşamaya devam etmektedir. Romanın bundan sonraki kısımlarında Milo ve sonrasında arkadaşlarının Ursula’nın yanına her gidişlerinde gerçekleştirdikleri felsefi sohbetler çocukların ufkunu genişletecek ve Enstitü ile savaşlarını kazanmalarınındaki adımları atmalarını sağlayacaktır. Roman, yazarın yarattığı kurmaca dünyanın ve olayların dışında yalnızca Milo ve Ursula arasındaki felsefi sohbetler için bile okunmayı fazlasıyla hak ediyor. Öncelikle felsefenin ne olduğu üzerine konuşan bu iki yeni arkadaş ardından zaman geçtikçe şu sorulara yoğunlaşıyorlar: Bir şeyin haksızlık olduğunu nasıl anlarız?, Eşitlik ya da adalet nedir ve herkese aynı davranmak eşitlik midir?, İnsanın istemediği bir şeyi yapmamaya hakkı var mıdır?… Bunlar aralarında geçen pek çok konuşma ve sorgulamadan yalnızca birkaçı. Temelde ezberci ve dayatmacı eğitim sistemini eleştiren ve bunun asla felsefeden bağımsız gerçekleşemeyeceğinin altını çizen Robert Grant, yarattığı kurmaca dünyadaki karakterlerini de felsefe yoluyla mücadele ettirmiştir. Böylece ortaokul çağındaki bir öğrencinin kitabı okurken bir yandan maceraya kendini kaptırması sayesinde sürükleyici bir okuma deneyimi yaşarken bir yandan da belki de o ana kadar üzerinde hiç düşünmediği sorular hakkında kendisi de cevaplar aramaya başlayacaktır. En başta da dediğim gibi yalnızca çocuklara değil yetişkinlere de hitap eden okuması keyifli bir kitap Felsefe Direnişi Ekibi. İyi okumalar.
FELSEFE DİRENİŞ EKİBİ
Robert Grant
İthaki Çocuk Kitapları, 2025
Çeviri: Gökçe Yavaş
Comments