top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

İkinci On Yıl

Aysu Önen


Nobel tartışmalarının nihayete yaklaşması, çeviri edebiyatın dünya edebiyatını yutması, Amerikan rüyasının yıkılışı, İskandinav melankolisinin yükselişi, keşfedilmeyi bekleyenler, yıldızı fazlasıyla parlayanlar, coğrafyasız, haritasız, merkezi iktidarsız, sadece dilde ortaklık kuran bir edebiyat hayaline inananlar...

Aysu Önen umut üzerinden dünya edebiyatının son on yılını değerlendirdi.


Edebiyat, geçen yüzyıl bu vakitler modernizmin etkisindeydi. Endüstriyelleşmenin, kentleşmenin ve sosyal mobilitenin değiştirdiği yaşamlar birbirinden uzaklaşıyor, yabancılaşıyor, öğrenilmiş sınıfsal ve ahlaki düzene sığmıyordu. Birinci Dünya Savaşı sonrası edebiyat küskün ve merdümgirizdi. Batının kültür ve uygarlık idealine karşı hayal kırıklığı içindeydi. Bu kırıklık ve parçalanma dile, biçeme ve imgelemeye yansır. Bir iyimserlikten söz edilemese de, insanlar birbirlerini anlamıyor olsalar da, savaş sonrasının çorağında yeni bir anlam, estetik ve metafor arayışı yayılır. Ortaya konan her eserde zor metinden anlam çıkarma, okurun yükü olacaktır.



Modernizmde edebiyat yalnızlık, noksanlık ve kendi kendine konuşmaysa; zamanı kavrama şekli de felsefi ve muğlak olmalı. T.S Eliot şiirindeki alçak sesli “cesaret edebilir miyim, rahatsız etmeye evreni?” sorusunu hatırlayın. 2010’lu yılların edebiyatına belki de bu sorudan bakmak gerek. Şimdi ve derhal aciliyetinde tetiklenen bir öfkenin, haklı bir ses yükseltmenin edebiyatı olma çabası var. Çeşitliliği, farklılığı, azınlığı, ötekiyi temsil eden; evreni rahatsız etmeye cesaret eden bir edebiyat. Kendi yankı odasında okurunu buldu, bir elin nesi var iki elin sesi var oldu belki 2010’ların edebiyatı. Ancak odanın dışında, hakikat sonrası gerçeklikte kutuplaşmış, algoritmaların yönettiği fikirleri değiştirmeye, popülist bir ifade özgürlüğünün nefret söylemine dönüşmesini engellemeye gücü yetmedi.


İngilizceyi araçsallaştırmak


Clarice Lispector

Kültür savaşları devam ediyorken, dünya edebiyatı İngilizce çeviri ile birbirine bağlanıyor. Buna post kolonyal eleştiriler sıralayabiliriz ama pragmatik olalım. Edebiy