İthaki Yayınları'ndan Ağustos kitapları
İthaki Yayınları Ağustos'ta çıkacak kitaplarını duyurdu.
Sandman: Uvertür
Efsanevi SANDMAN destanının öncesini anlatan UVERTÜR ilk kez Türkçede!
SANDMAN: UVERTÜR’le birlikte New York Times çoksatan yazarı ve modern fantazinin ustası Neil Gaiman neredeyse 20 yıl sonra ilk kez uzun bir Rüya Kral öyküsüyle geri dönüyor – orijinal SANDMAN efsanesinin öncesini anlatan nefes kesici öyküyü başarılı çizer J.H. Williams III ve renkçi Dave Stewart resimliyor.
Hugo En İyi Grafik Roman Ödülü Kazananı
Çeviri: Elif Ersavcı
Japon Balığı Kargaşası
“Hepimizin işleri ters gidiyor ve üzgünüz. Bazı şeylere sahibiz ama hep bir şeyler eksik... Bir de herkes yalnız.”
II. Dünya Savaşı öncesi Japonya’sındaki ilk kadın yazarlardan, Tanizaki ve Kavabata gibi isimlerden etkilenen Kanoko Okamoto eserlerinde dönemin sosyal yaşamını ve saplantılı ilişkilerini feminist bir bakış açısıyla kaleme aldı ve Japon feminist edebiyat geleneğinin öncülerinden biri oldu.
İlk kısa roman Japon Balığı Kargaşası'nda alt sınıftan, Japon balığı yetiştiriciliğiyle uğraşan Mataiçi, saplantılı şekilde âşık olduğu Masako’nun güzelliğine yakın bir canlı yaratmak için çaresizce “mükemmel” Japon balığını üretmeye çalışır. İkinci kısa roman “Yemek İblisi”nde zengin bir aile, kızlarına yemek yapmayı öğretmesi için yakışıklı bir şefi işe alır. Eğitimsiz ve yoksul bir genç olan Betsuşiro’nun arzusu, dahil olduğu bu yeni ortamda saygı görmek ve yemek sanatının “ustası” olarak anılmaktır.
Çeviri: Esmanur Yiğit, Esranur Yiğit
Nagasaki’nin Çanları
“Bilimin zaferi, vatanımın yenilgisiydi. Fizikçilerin sevinci, Japonların kederiydi. Karmaşık duygular yüreğimi yakarken atom bombasıyla kavrulan, sefil durumdaki topraklarda dolandım.”
9 Ağustos 1945’te Nagasaki’ye atom bombası atıldığında radyolog Takaşi Nagai, Nagasaki’de bir hastanede çalışıyordu. Kendisi de yaralanmasına rağmen şehirde hayatta kalanlara yardıma giden sağlık çalışanlarına katıldı ve harap olmuş Nagasaki’deki durumu raporladı.
Bu rapordan ve bombadan sonraki yaşamından hareketle kaleme aldığı, hem korkunç bir yıkımın biyografisi hem de travmatik bir yaşamın otobiyografisi sayılabilecek Nagasaki’nin Çanları, hakkında binlerce yazı ve belgesel olan Nagasaki’nin bombalanmasının gerçekleşme ânını, şehirdeki kaosu ve sonrasında yaşananları birinci ağızdan anlatıyor. Yazıldığı yıl Amerikan işgali altındaki Japonya’da yayımlanmasına izin verilmeyen ve ancak 1949’da yayımlanabilen Nagasaki’nin Çanları, insanlık tarihinin en trajik olaylarından birine yakından tanık olma fırsatı veriyor.
Çeviri: Esmanur Yiğit, Esranur Yiğit
Küp: Bulmacalarla Dolu Bir Hayat
Küp, gezegenimizin en ikonik bulmacası olan Rubik Küpü’nün inzivadaki mucidi Ernő Rubik’ten öğrendiklerine, merakına ve keşiflerine dair benzersiz bir ilk kitap.
Ernő Rubik bulmacalara gönlünü kaptırdığında henüz bir çocuktu. Zaman içerisinde bulmacaların insanların odaklanmasını, merak duygusunu, keşifçi ruhunu geliştirdiğini de fark etti. İcat edildiği 1974’ten bugüne tüm dünyayı saran ve popüler kültürün ayrılmaz bir öğesi hâline gelen küp de onun için yalnızca bir bulmaca değil, aynı zamanda bir yaratıcılık makinesiydi.
Küp’te Rubik yalnızca bu büyülü bulmacayı yaratma macerasını değil, her daim amatör bir ruha sahip olmanın sırlarını da açıklıyor, bir yandan da keşif süreci olmaksızın sorunların çözülemezliğini tartışıyor. Küp, yalnızca bu bilge ve mütevazı mucidin zihnine değil, bulmacanın kendisine de doğrudan bir bakış sunuyor.
Çeviri: Sinan Gürtunca
Saltanattan Demokratik Türkiye’ye: Kemalizm Tarihinin Ana Hatları
Anadolu’daki bağımsızlık mücadelesi için son derece kritik yıllar olan 1922-23 arasında Sovyet diplomatik kadrosunun bir üyesi olarak Ankara’da bulunan Georgiy A. Astahov, Sovyetler Birliği’nde yayımlanan Yeni Doğu dergisi için bu hareketli döneme dair izlenimlerini kaleme aldı.
Astahov’un 1936 yılında Saltanattan Demokratik Türkiye’ye başlığı altında bir araya getirilen makaleleri, savaşın taraflarına ve henüz oldukça genç bağımsızlık hareketinin hedef ve kazanımlarına dair çok yakından bir gözlemin eseri. Bu kitap Sovyetler’in Türkiye’deki toplumsal hareket ve iktidara olan bakışını sergilemesi açısından da ilgi çekici bir örnek.
Astahov’un özellikle cumhuriyetin ilan edilmesinin hemen öncesinde Anadolu ve Ankara’daki sınıfsal yapılanmaya dair yorumları ve yerinde takip ettiği İzmir İktisat Kongresi hakkındaki gözlemleri, genç cumhuriyette emekçi sınıfların durumu üzerine değerli birçok bilgi ve fikir içermekte. Bunun yanında Topal Osman Vakası, saltanatın kaldırılması, meclisteki ideolojik ayrışma ve Türkiye’deki komünist hareketin durumu da bu makalelerde kendilerine yer buluyor.
Çeviri: Hazal Yalın
Vathek
Korku edebiyatının öncülerinden William Beckford, tıpkı ilk gotik roman kabul edilen Otranto Şatosu’nun yaratıcısı Horace Walpole gibi bünyesinde gotik edebiyat ile gotik mimariyi buluşturan, gösterişli malikânesi ve yıkılan kulesiyle tanınan bir isim. Lord Byron’a, Poe’ya ve Lovecraft’a ilham veren Vathek ise gotik edebiyatın kurucu metinlerinden biri.
Abbasi soyunun dokuzuncu halifesi Vathek, babası tarafından yaptırılan saray yeterli gelmeyince buraya beş ayrı saray daha ekler ve her birini bir duyunun doyurulmasına tahsis eder. Cennet’in sırlarına vakıf olmak için, meleklerin de yardımıyla hızla yükselen bir kule yaptırır. Gecelerini bu kulede geçirirken uzaklardan gizemli bir yabancının geleceğine dair bir sezgiye kapılır. Onunla karşılaştıktan sonra Vathek’in hayatı altüst olacaktır.
Yerin altındadır bu gotik kulenin tepesi.
Çeviri: İsmail Yerguz
Faş
çıplak değilmişim gibi yapmayacağım
bu çıplaklığı ben tırnaklarımla kazıyarak
dişlerimi sökenlere minnet etmeden kazandım
işte bu dünyanın küfretme biçimidir
yani zaten senin olanı kazanmanı dayatmak
Comments