top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Konya’nın ilk ve tek çocuk kitapçısı ile tanışın: Mırmır Çocuk

Seda Aksoy Evren, Litera Edebiyat için bağımsız kitapçılarla yaptığı söyleşilere, Mırmır Çocuk ile devam ediyor.


ree

Mırmır Çocuk, düşünüp gözlemleyen ve çocukluğundan beri kitaplarla iç içe olmayı seven Dilek Hanım’ın ikinci yuvası.

Eğer siz de listelerden bağımsız o “özel kitapların” peşindeyseniz, o zaman doğru adrestesiniz.


"Mırmır” fikri nasıl ilk ne zaman oluştu? Kuruluş hikayenizi duymayı çok isteriz.

Açıkçası bu soruya ”Çocukluk hayalimdi” diyerek cevap veremiyorum. Çocuklarım olmasaydı böyle bir ișe kalkışır mıydım ondan da emin değilim:) Yanlış anlaşılmasın pișman değilim:) Çocukluğumdan beri kitaplarla iç içe olmayı hep sevdim. Düşünmek, not almak, sorgulamak ve gözlemlemek…Beni regüle eden kıymetli şeyler oldu hep. 

Mırmır’ı açmadan önce aile danışmanlığı yapıyordum.  Ebeveynlere yönelik eğitimler, farkındalık buluşmaları, online akademik tabanlı kitap tahlilleri kitaplarla bağımı çok daha derinleştirdi ve yönelimim çocuk kitaplarına doğru oldu. Mırmır'ı açmadan önce şu anda 7 yaşında olan ikizlerim için zincir kitapçılardan ve e-ticaret sitelerinden çok kitap alıyordum. Ebeveyn eşlikli okunacaklara, farklı kategorilere göre olanlara ve adeta reçete edileceklere hakimdim. Fakat merak edip incelemeden aldığım kitaplar içinden geri dönüşüme gönderdiğim çok kitap oldu. Çocuklarıma inceleyerek dokunarak koklayarak kitapları almak daha çok tercih ettiğim bir yöntemdi. Hala seyyar seven esnaf seven bir yapım var çünkü :) 

Güvenilir ve güncel yayınevleriyle dolu kitabevlerini bulmak da hem bulunduğum şehirde hem de ülkenin birçok yerinde oldukça sınırlı olan bir durumdu. Sosyal medyadan takip ettiğim bağımsız çocuk kitapçıları vardı. Yaptıkları çok hoşuma gidiyor, o kitap sıcaklığına erişme hissi beni heyecanlandırıyordu. Danışmanlık için yeni bir ofis arayışında olduğum o günlerde ani bir kararla çocuk kitapçısı olmak istediğimi dile getirdim. Referans aldığım o arkadaşlara mesaj attım merak ettiğim şeyleri sordum. Eksisi artısı günlerce süren bir karar verme aşamasından sonra Mırmır'ı açtım.

En başta kendi çocuklarımı bazı kitaplardan korumak zorundaydım. Her güzel kitap her popüler olan kitap her çocuk için uygun olmak zorunda değil. Bir fark yaratmalıydım. Bu sayede hem ebeveynler hem eğitimciler ve en önemlisi de çocuklar Mırmır’da buldukları kitapları iç rahatlığıyla okusunlar.  Her zaman söylediğim bir şey var. Çocuk kitapçısı açmak romantik bir hayal ilk başta. Biliyorsunuz ki sadece hayal ederek ilerlemek imkânsız. Arkada bunu maddi ve manevi destekleyici gerçekçi unsurların olması gerekiyor. Benim en büyük motivasyonum çocuklarım ve eşim oldu çünkü çocuklarımla kitapların dünyasına girmek müthiş keyifliydi.

Eşim ve ailem de büyük destek oldu. Eşim, Mırmır'ın her aşamasında yanımdaydı. Ailemin diğer üyeleri olmadan iki tane küçük çocukla bulunduğum şehirde hiç yapılmayan bir şeyi yapamazdım. Onların desteği sayesinde bu yolda ilerleyebildim.

Bu arada “Mırmır” ismini de çocuklarım koydu.


ree

Mırmır Çocuk" dendiğinde en çok hangi özelliğin akıllara gelmesini istersiniz?

“Mırmır Çocuk” dendiğinde iki şeyin akıllara gelmesini isterim. 

Biri canım çocuklarım…Ailesi tarafından desteklenen, nitelikli kitapları seçmek üzere gönüllü, kitapçı kültürü oluşmuş, eleştirel becerisi yüksek, dingin, özgüvenli, sınırlarını bilen, kitaplara dokunan, bana sonsuz güvenen ve kitapların yoldaş olduğunu kavramış Mırmır çocuklarım. 

Diğeri ise yarattığım bu yerin, kültürel değeri kitaplar üzerinden yaymaya çalışan, entelektüel birikime sahip çocuklar yetiştirmek için organizasyonlara ev sahipliği yapan, şehrin kültür merkezlerinden sayılan, eğitim yuvası olan, insanın insana yurt olduğunu hissettirecek bir mekan olarak hatırlanmasını…



Türkiye'de bağımsız bir kitapçı açmak gibi iddialı bir işe girişmenin ne gibi zorluklarını yaşıyorsunuz? 

Kalbimi çok kıran bir soru. Ne kadar nitelikli kitap okuyalım seçelim ulaştıralım desek de maddi meseleler her daim önümüzü tıkıyor. Yayınevleri bize bir liste veriyor ve o liste üzerinden kitapları satıyoruz. İnternetle yarışmamızı isteyen salt çoğunluk var. Ama buradaki dükkân masrafları çoğunlukla görülmüyor. Bağımsız çocuk kitapçısı olmanın en baştan beri beni zorlayan en büyük tarafı sadece kitapların niteliğine bakarak bu işi götürmek. Güncelde “Çok Satan” “Çok Meşhur” diye adlandırılan kitaplardan öte “Çocuğa Görelik” ilkesini sürdürebilmek zorluyor. Çünkü çoğunluk sadece meşhur olanı, çok bilineni kitaplıklarına koymak istiyor. Hiç bilinmemişi, görülmemişi anlatmak manevi anlamda çok keyifli lakin maddi olarak bazen de kayıp oluyor.

Tüketim kültürü kitapları da etkilediği için çok satan kitapları barındırmamak zararımıza olabiliyor. Bir de ideolojik durumlar var. Mutlaka bir yerde olmalısınız. Mutlaka bir tarafa yatkınlığınız olmalı gibi bir algı var. Hayır asla…Bağımsız bir kitapçıda kimliklerden önce raflardaki kitaplar; kitaptaki cümleler konuşulmalı. Bu da zorlayıcı durumlardan ama sanırım inatçı ve sert duruşum bu bakış açısını yavaş yavaş yıkıyor:)

Buradan tekrar altını çizerek belirtmek isterim ki Mırmır’ın kapısı herkese açık:) Açılalı 5 yıl olmasına rağmen hala bir çocuk kitapçısı varlığını anlamlandıramayan yetişkinler var. Dükkana girip kitap almak isteyen fakat almak istediği kitabın sadece sınava hazırlık kitabı olduğunu ileten ciddi bir kesim mevcut. Kitapları seven, çocukları varsa onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak isteyen, öğrencilerine güvenilir listeler sunmak isteyen eğitimciler Mırmır’ı zaten sıklıkla ziyaret ediyor. 

Kısacası kitaba dokunmak isteyen ve taze kağıt kokusunu içine çekmeyi tercih edenlerin iç rahatlığıyla kitap aldıkları bir yer Mırmır…


ree

Mekanınızda bir hafta nasıl geçiyor? Bize anlatır mısınız?

11:00-18:00 aralığında çalışıyorum. 

Her gün kitapların yerleri düzeltilir ve mutlaka okunmamış birkaç kitap incelenir. Hafta içi akşamlarımız bazen yoğun geçiyor. Yetişkin kitap tahlillerimiz ve psikoloji okumalarımız için buluşuyoruz. Kadınların dolar/altın günü gibi “Kitap Günü” yapıyoruz. 70 çocuğumla birlikte kitap tahlilleri yapıyoruz.

Cumartesi ve pazar onlarla geçiyor. Sıklıkla yazar buluşmaları, edebiyat söyleşileri ve kitaba dair her şey için Mırmır’dayız. Orası benim ikinci yuvam. 



Çocuklara okuma alışkanlığı öğretmek isteyenlere tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için öncelikle bebeklikten itibaren gözlerinin önünde her zaman kitapların olmasına dikkat edeceğiz. Oyuncaklar gibi, hatta oyuncakların içinde veya evin her köşesinde…Çocuğa görelik ilkesi mühim. Aylarına yaşlarına göre seçkiler oluşturmak kıymetli. Çocuklar yaparak, yaşayarak öğrenir. 

Çocukların kitaplarla dokunmasına, kitapları karıştırmasına izin vermeliyiz. En önemlisi de tekrar…Çocuklar deneyimledikleri ve gördükleri şeyin tekrar edildiğini fark ettiklerinde onu içselleştirirler. Ailede kitaba saygı çok önemli. Bakın sadece anne babasının elinde kitap görsün demiyorum. Çünkü bunu çoğunlukla aileler yapmıyor. 

Hala az bir yetişkin kesim gerçekten kitap okuyor. Okumasalar da kitaplara saygı duyacaklar. Çocuklar incelerken okurken eşlikçi olacaklar. Kitapçı ve kütüphanelerde büyüyen çocuklar gerçekten iyi okurlar oluyor bir zaman sonra. Çocukların hazır bulunuşluklarına göre kitap seçkileri oluşturmak önemli. Hele bu seçkileri çocuklarla yapmak…onlar için büyük bir fayda. 

Kitap inceleme gruplarının çok faydası görüyor velilerim. Çocuklar bu sayede bazen istemedikleri kitapları da okuyorlar ve neden sevmediklerine dair fikirlerini iletiyor. Bu eleştirel beceri açısından kıymetli bir öğreti.

Yorumlar


bottom of page