top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

"Hikâyelerin insanlığımızın özü olduğuna inanıyorum."

Çağla Dirice Çakır, Afgan asıllı Amerikalı çocuk doktoru, yazar ve aktivist Nadia Hashimi ile Afganistan'da kadın olmak ve Kabuğunu Kıran İnci kitabı üzerine söyleşti.


Çağla Dirice Çakır


Öncelikle bu güzel hikâyelerin arkasındaki ismi daha yakından tanımak isteriz. Nadia Hashimi kimdir? Kendinizi nasıl tanımlarsınız?


Aslında kendimi uzun uzun anlatmaktansa her zaman yaptığım işlerin benim adıma konuşmasını isterim. Ancak kısaca özetleyecek olursam hem çocuk doktoru hem de yazarım. Kadın hakları savunucusuyum, bu bağlamda birçok grupta, oluşumda gönüllü olarak çalışıyorum. Aynı zamanda dört kız annesi olan şanslı bir kadınım ve her şeyden öte bir kız evlat, kız kardeş ve eşim. Günlerim genellikle yeni hikâyeler dinleyerek ve yazarak geçiyor çünkü hikâyelerin insanlığımızın özü olduğuna inanıyorum.


Yazar olmak sizin için ne ifade ediyor? Bu serüvene nasıl başladınız?


Çocukken gecenin geç saatlerine kadar bir el fenerinin ışığı altında kitap okurdum. Kitaplar benim arkadaşlarım, başka dünyalara geçiş biletlerim ve öğretmenlerimdi. Afgan asıllı bir Amerikalı ve bir göçmen kızı olduğum için Afganistan’da yaşanan acıların ve bu acıların doğal bir sonucu olarak insanlara sirayet eden o yozlaşmanın her zaman farkındaydım. Öte yandan doktor kimliğim gereği sık sık hastanelerin acil servislerinde de bulunuyordum. Böylece birçok çocuğun hikâyesine ortak oldum. Yüreğim her zaman bunlarla doluydu.


Bir gün eşim kitaplarla olan o güçlü bağımı fark etti ve bir kitap yazmamı, içimdekileri kâğıda dökmemi söyledi. Benim henüz kendimde göremediğim ışığı, o fark etmişti. Eşimin bu tavsiyesi hem benim hem de onun hayatını değiştirdi. Bir de baktım ki hızla savaşa sürüklenen bir dünyada hayatta kalmaya çalışan bir Afgan ailesini anlatan ilk hikâyemin taslağını hazırlıyorum. Yazarken toplumsal kurallarla kişisel hikâyeler birbiriyle kesişiyor. İşte, bu yüzden yazıyorum çünkü kelimelerle açığa çıkarabildiğim sihri seviyorum. Kurgu, etrafımızdaki dünyaya ne kadar uyum sağlayabildiğimizi sorgulayabileceğimiz bir alan yaratıyor.


Hikâyelerinizde genellikle güçlü kadın karakterlere yer veriyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?


Ne gördüysem onu yazıyorum diyebilirim. Doğduğum andan itibaren hep güçlü kadınlarla çevriliydim. Annem Kabul Üniversitesi’nden mezun olmuş bir inşaat mühendisi. O yıllarda tamamen erkek işi gibi görünen inşaat mühendisliği gibi bir alandan mezun olmayı bırakın