top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Öykü: Ciğerin Parelenmesi Zaman Alır

"O gün geldiğinde göğün yükünü bir kartal, yerin yükünü bir melek tutuyordu tuhaflık olarak."


Onur Güzeldiyar


“Umut…”

HOMEROS


Ali harika bir dövüşçüydü. Sert olmasa bile kombine vuruşlarla yıpratıyor ve hikayenin sonunu iz iz kuruyordu. Freizer ise ketum ve sağlamdı. Ali atlanan bir ip kadar hareketli, Freizer ise kara bir beton misali yumruklarıyla bekliyordu. 

Ali’nin annesi o gece sarhoştu ve Freizer’ın annesi sarhoşken ölmüştü, kafasını gazla çalışan bir fırına sokup derin derin nefes alarak, huzurla…

Freizer vurunca bir an yığıldı Ali, korkmuştu. Şampiyonluk ona kemiksiz ve dişsiz bir kafatası kadar korkuyla sunulmuştu… Yani bir hayaleti bekliyordu herkes…

Seneler sonra bir parkta oturmak için sözleştiler o gün, kimsenin haberi olmadan…

*

O gün geldiğinde göğün yükünü bir kartal, yerin yükünü bir melek tutuyordu tuhaflık olarak. Ceddine saygılı her ruhun yapması gerekeni yapıyordu tabiat.

Yaşlanışları ve tebessümleri benzer olsa da, saygıları birbirlerine daha derindi artık. Tıpkı ona muhtaç olduğu için zamanla birbirini sevip ayrılamayan insanlar gibi…

Parka önce Freizer geldi. Bir sigara yakıp beklemeye başladı. Bir süre geçti ve hasta adımlarla yavaşça ilerleyen Ali göründü ışıkta.

Yaklaştı ve tokalaştılar.

Sarılıp, ağlaştılar sonra…

*

Peki o son tokalaşmada son bir gayretle, hangisi diğerinin elini daha çok sıkmaya çalışmıştı?




bottom of page