top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

Öykü: Japonya

"Haklısın. Sen de peşindesin iyi hissetmenin. Konuşamadığın dili, içinde olmadığın bir hâli, burada olmayanı istiyorsun, olana körsün."

Gizem Sayacan

“Niyetimiz iyi hissetmek değil, hissetmede iyileşmektir.”

diyor bir yazar. Sen de diyorsun ki marul, fransızca, filmler, Japonya..

Haklısın. Sen de peşindesin iyi hissetmenin. Konuşamadığın dili, içinde olmadığın bir hâli, burada olmayanı istiyorsun, olana körsün. Salatana yetiştirdiğin marullardan koyup hayata bağlanıyorsun. Bana da öneriyorsun. Ben de sana bazı şeyler öneriyorum, bak bir de şunu dene diyorum. Ben de biliyorum bu işi, az değilim. Salatalar çok güzel, o yönetmenlere bayılıyoruz, kuş seslerini dolduruyoruz yatak odalarımıza, incelikleri seviyoruz, hayata dair en lezzetli şeyleri bulup çıkarıyoruz. Boş vakitlerimizde iyi hissetmeye hazırlanıyoruz. Ten seviyoruz. Derinlik, zeka, şakalar, şarkılar... Peki his halihazırda varken biz tam olarak neredeyiz? Zaten diyorum. Her şey. Yeterince varken? Neredeyiz? Birine yoğun ve güzel şeyler hissetmenin itici ve utanç verici bulunabileceği ihtimaline karşı nasıl o kadar hızlı sahteleşebiliyoruz? Bu işte nasıl ustalaştık? Hepsi ve daha fazlası terapistlerimizin dosyalarında. Tane tane, inci gibi, nar gibi, mıh gibi oradalar. Yaşamı hissetmenin sofrasını kurup, o sofraya bir türlü oturamamanın tedavisi biraz uzun. Anladık ama hadi artık. Bak ben muhtemelen sana aşık değilim. Herhangi birine bir şey değilim. Değilsin, değiliz. Muhtemelen sen benim marulumsun, tenimdeki heyecansın, andaki coşkusun, daha canlı hissetmenin ihtimalisin. Zaten hep orada olanın, hepimize yetecek kadar aşk olanın meyvesisin. Ve bu ne kadar güzel! Bu yeterince güzel.

Bizi göbeğinde hoplatan, dallarını belimize dolayan, son poğaçayı bizim için saklayan, düştüğümüz yerden kaldıran, hep olan, seven, yumurtaya can veren yaşamın her daim hazır sofrasında sakince bırakabilir miyiz tüm peşindeliklerimizi? Salatalar hazırken, marullar tazeyken, ben sana hiç boş değilim demezden biraz evvel. Şimdi, şu an. Film burada, Japonya biziz.

bottom of page