top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

Bir zafer yenilgisi ancak bu kadar kazançlı olabilirdi

Sinan Kocaman, Andrew Heywood’ un, ‘‘diyalektik’’ kavramından yola çıkarak yazdığı, Hormonal Çıkarması adlı ilk kitabın ardından, bu kez daha farklı türde yazılmış olan Sarhoş Felsefesi adlı mizah ağırlıklı kitabıyla okuyucu karşısına çıktı.


Zafer sarhoşu olan ve aynı zamanda hikâyenin kahramanı da olan ‘‘Zafer’in’’ Balat’ın izbe bir yerinde ruhuyla karşılaşmasını konu edinen kitap, ‘‘gürültü’’ kavramını en geniş açıdan ele aldı.

‘‘Hayat bir gürültüden ibaretti ve her şey bir gürültünün sonucuydu. İnsan, yıllarca beraber yaşadığı için bu kadarını fark edemedi ama sadece bu kadarını… Fark edemiyordu aslında kendisinin de bir gürültü olduğunu.


İnsan, nefes çekmiyordu vücuduna; içinde gürültü karmaşası olan bir dünyayı hava zannederek soluyordu. Çektiği havayı bir gürültüyle bırakıyordu, yüzünü suyla değil bir gürültüyle yıkıyordu, kahvaltıda gürültü yiyordu, elinde tuttuğu gürültü ile gürültü yazıyordu, her sabah gürültü doğuyordu üstüne. Gürültülü aydınlık, gürültüyle batışa doğru gidiyordu.


Gürültüye âşık oluyordu insan, gürültüyle evleniyordu. Ömrünü bir gürültüyle geçirirken, gürültülü bir şekilde, başka bir gürültünün doğumuna sebep oluyordu. Yaşadığı ve yaşattığı tüm gürültüleri arkada bırakıp yine bir gürültüyle hayata veda ediyordu.


Evet, her şey gürültü dünyasındaki farklı seslerde gizliydi. Her sesin, ortama kavuşması ise varoluş göstergesiydi. Aynı cins, farklı materyaller, üç-beş sayı fark etmeksizin oluşan topluluk, aynı veya farklı renk, maddenin değişik hâlleri, yenen-yenmeyen değişik doğa ürünleri, irili ufaklı hayvanlar ve insanlar, insanlıktan çıkanlar… Hepsi aynı gürültü şemsiyesinin altına istiflenmişti ve hepsinin kendi içinde bir sesi vardı. Gürültü varsa, hayat vardı.


Bu bir hastalık değildi, yenilginin geride bıraktığı psikolojik yıkım da... Sadece ardını ya da kapalı olanı arama çabasıydı, yani Sarhoş Felsefesi!’’


SARHOŞ FELSEFESİ

Sinan Kocaman

KDY, 2021

Tür: Roman

254 s.

bottom of page