top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Tolstoy’un kalbini yoğuran kadın: Toinette Teyze

S. Serdar Yegül, bizi, Tolstoy’un yazılarına yansıyan vicdanın sessiz mimarlarıyla tanıştırıyor: “Toinette teyze ahlakı öğretmez, yaşardı.”

Bir çocuğun hayatına yön veren kişi, çoğu zaman en az konuşan, en çok hissedilendir. Tolstoy’un "küçük Benjamin" olarak anıldığı çocukluk günlerinde, ona sessizce vicdanı öğreten biri vardı: Toinette Teyze. O zaman gelin, Tolstoy’un çocukluk dönemine daha yakından bakalım.


Masumiyetin eşiğinde 

28 Ağustos 1828’de, Moskova’nın 175 kilometre güneyindeki Yasnaya Polyana’da, ailenin dört oğlan çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya gelen Lev Tolstoy, ailesi tarafından çok sevilir. Annesi onu, “mon petit Benjamin” – Benim küçük Benjamin’im – diyerek bağrına basar. Lev’in duygusal yapısı nedeniyle babası ona, “Lyova-Ryova” (Sulugöz Lyova) der. 

Tolstoy’un çocukluğu, sözcüklerden çok bakışlarla, nasihatlerden çok örnek davranışlarla geçer. Annesi, bir köle kadının özgürleşmesini konu alan bir öykü kaleme alır; bu hikâye, adeta Tolstoy’un vicdanına bırakılmış ilk pusula gibidir. Annesi nazik, içine kapanık, alçakgönüllü bir kadındır; sinirlenince kızarır, ağlamadan konuşamaz.


İki yaşında annesini, yedi yaşında babasını; birer yıl arayla ise babaannesi babuşka ve halası Aline’yi kaybeden Tolstoy’a, sonraki otuz yıl boyunca Toinette (okunuşu, Tıynniyet) teyzesi “anne-baba”lık yapar. Toinette teyze yetim bir çocukken, Tolstoy’un dedesi tarafından aileye alınmış ve ailenin bir ferdi olarak büyümüştür. Tolstoy, nereye giderse gitsin Toinette teyzesine uzun uzun mektuplar yazar ve onun fikirlerini alır. Tolstoy’un iyi bir yazar olacağının ilk keşfeden yine Toinette teyzesidir. Çünkü Tolstoy, mektuplarında, karşısında konuşuyormuş gibi yazmaktadır.


Gülüşüyle yol gösteren kadın: Toinette Teyze

Fransızcayı Rusçadan daha iyi konuşan ve mükemmel piyona çalan Toinette teyze, aynı zamanda güçlü bir iradeye ve derin bir merhamete sahiptir. Kölelere uygulanan bedensel cezaları reddeden Toinette teyze, kimseye kötü söz söylemez ve kendine ait ayrıcalıkları başkalarına hizmet etmek için kullanır.


Tolstoy’un hayatına yön veren değerler, öğretilmiş değil, yaşanmış deneyimlerin ürünüydü. Toinette teyze, ahlakı öğretmez; hal ve hareketleriyle ahlakı yaşar. Nezaketle yol gösteren Toinette teyzenin, yumuşak ve telaşsız bir hali ve sessizliğiyle konuşan bir iradesi vardır. Tolstoy’un vicdanı onun yanında gelişir.


Babası ise, vakar sahibi, sanatla ilgilenen, oğluna devretmek üzere büyük bir kütüphane kuran bir insandır. Babuşkası her gece torunlarıyla birlikte hikâyeler dinler ve öyle uyur. Halası Aline ise, sınıf farkı gözetmeksizin herkese saygı gösteren zarif bir kadındır. İşte Tolstoy’un çocukluğu, bu kadınların ve babasının sessiz şefkatiyle geçer.


Yasnaya Polyana’dan Kazan’a: Bir çocukluğun yitimi 

Lev Tolstoy’un halası Aline vefat ettikten sonra Lev ve diğer çocukların velayetleri küçük hala Polina’ya geçer. Polina hala, eşinin işi nedeniyle Kazan’da yaşamaktadır. Dolayısıyla tüm çocuklar, Yasnaya Polyana’nın yaklaşık sekiz yüz kilometre doğusundaki Kazan’a taşınmak zorunda kalır. Kazan’da geçirdikleri beş yıl boyunca, Lev Tolstoy ve kardeşleri şehir hayatıyla ve toplumsal düzenin gerçekleriyle karşılaşır ve sonunda masumiyetlerini yavaş yavaş kaybederler. Elbette Toinette teyzenin gülüşü, küçük Lev’in iç dünyasını aydınlatmaya devam eder.


Güzel örneklerle büyüyen bir yazar

Tolstoy’un hayatı boyunca tekrar ettiği bir söz vardır: “Asli konularda birlik, tali konularda özgürlük; her hususta da sevgi.” Tolstoy’un bu ve benzeri düşüncelerinin oluşmasında onun yakın çevresinin birer sessiz pusula olduğu düşünülebilir. Yalnızca büyük sözlerle değil, büyük örneklerle de büyüyen Tolstoy, kendi iç sesini o muhteşem eserlerine yansıtırken, kendiliğinden Toinette teyzenin sessiz gülüşünü de katmış olabileceğini düşünmeden edemiyorum.


Kaynak

Bartlett, Rosamund. Tolstoy: Bir Rus Hayatı. Everest Yayınları, 2017.

Comments


bottom of page