top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Yaşamdan özler toplayan öykülere dair

Neslihan Karahan, Sibel Oğuz’un ilk kitabı, Annem Zeytin Ve Çay üzerine yazdı: "Kitabın edebi dili okuyucuya esnek ve fasih bir anlatım sunarken şiirsel tasvirlere dokunması okuyucuyu kelimeler arası terennüme davet ediyor."


Neslihan Karahan



“Bir yolunu bulup kendimle konuşuyorum. Dertleşiyorum bir bakıma. Varsın deli desinler, benim açımdan bir önemi yok. Beni en iyi anlayanın kendim olduğunu nereden bilecekler!”

Bu paragraf dostum Sibel Oğuz’un ilk kitabı, Annem Zeytin Ve Çay'daki “Atlar Beklemez” öyküsünden. Sosyoloji mezunu olan yazar bu öyküde toplum içinde dış menfezlere itilen bir anlamda ötekileştirilen bireyi kurguya katar. Çağımızın iletişimsel sorunu olan anlaşılamamak kavramını sözcüklerle dile getirmeye çalışır. 2023 yılında, Eksik Parça Yayınları ile okuyucuya taze bir merhaba diyen kitap, tematik yapı olarak ayrı ancak kurgu olarak birbirinden oldukça farklı on sekiz öyküden oluşuyor. Kitabın edebi dili okuyucuya esnek ve fasih bir anlatım sunarken şiirsel tasvirlere dokunması okuyucuyu kelimeler arası terennüme davet ediyor.


Birbirinden bağımsız üç unsurun tema olarak birbiri etrafında dönmesiyle iç içe geçmiş konu bağlantıları kitap boyunca devam ediyor.

Öykülerdeki ana karakterlerin kaçınılmaz hayat maceralarını yaşaması da yine bu üç unsur etrafında şekilleniyor. Her bir unsur, ayrı ayrı değer atfediyor öykülerdeki karakterlerin içsel serüveninde.


Karşılıksız aşklar, insanın zaafiyeti, toplumsallığın içindeki bireysel direnişler, insanın insana menfi kıyımları, beraberinde müspet kazanımlar, maddiyat unsurunun insanın mahiyetini/statüsünü belirleme hususundaki menfilik, ötekileştirme ve benzeri konular kurgu yoluyla irdeleniyor. Aşk demişken yazar, karşılıklı aşkın sürdürülebilir oluşunun sağlıklı iletişim kurmaktan geçtiğini “Beyaz Mermerli Ev” öyküsüyle izâh ediyor. Oğuz, temaları ağırlıklı olarak ben diliyle işlerken kimi zaman da sen diliyle anlatıyor. Serüvenlere genelde bilinç akışı yöntemi eşlik ediyor. Zaman zaman iç monolog seyri de görülüyor öykülerde.

Öyküler arasından bazı perdelerde tatlı bir çocuk bize göz kırparak anılarını anlatıyor. Anılar kurgu yoluyla toplumsal iletilere çağrı yapıyor.


Gelenekselliğin beraberinde getirdiği, ait olunan toplumun bireye biçtiği rollerin çıkmazlarında içsel yok oluşlar, var olmaya çalışırken kişisel yıkımlar çokça vurgulanıyor. 

Oğuz, okuyucuya anlatımlarında dozunu kaçırmadan cümle cümle şiirsellik içiriyor: “Topa vurdukça dünya dönüyor, ben ise etrafında…” 


İnsanın var olmak ile var olamamak arasında çetrefilli gidiş gelişlerinin kurgu sanatına bürünmüş halini yansıtıyor, Oğuz'un öyküleri. Çatışmalar arasından sosyal psikolojiye vurgu yapan tahliller mevcut. Örneğin gelenekselliğin içerisinde, toplum tarafından insana sunulan hazır rollerin bireysel özgürlüğü kısıtlamasının beraberinde ortaya çıkan içsel çatışmaların mücadelesini “Matruşka” adlı öyküde izah ederken odak noktasını şu paragrafta topluyor:

“Kendime karşı büyük bir mücadele başlattım. Bu kazananı olmayacak bir çatışmaydı. İç sesim ayaklandıkça Raskolnikov'un baltasıyla tepesine vurdum. Ya ben tecrübeli katil değildim ya da derinlerde büyüttüğüm öfkem dokuz canlıydı.”

“Atlar Beklemez” öyküsüne burada tekrar dönecek olursak, öyküde, Bedia isminde bir çiftlik sahibinin çalışanını emir altında bulundurması konusu ele alınıyor. Bedia’nın kendi içsel eksikliklerinin bir anlamda beşerî zaafını eyleme dönüştürmesi çalışanlarına emir vermesiyle örneklendiriliyor. “Boşluk” adlı öyküsünde, hayaline rüyalar ile tutunmaya aslında bir manada benlik inşa etmeye çalışan birey modeli, “Fanus” öyküsünde, ihtimal dahilinde olması mümkün olanın ihtimalden uzaklaşması gibi mefhumları metaforik olarak çağrımda bulunuyor: "İçimdeki dürtüye engel olamıyordum. Ele geçirme arzusu kıvılcımken öğretilmişti." 


Yazarın anlatımını kelimelerin fonografisine yakın olması okuyucuyu öykünün mekânında hissettiriyor adeta.

Hatta kelimeler bazen daha da somutlaşarak sinematografi etkisine girebiliyor.

Dostuma nice eserlerle başarılarının virgül timsali devamını diliyor ve sözümü noktalıyorum. 

Sevgilerimle...


ANNEM ZEYTİN VE ÇAY

Sibel Oğuz

Eksik Parça Yayınları, 2024

Tür: Öykü

bottom of page