Zamanının ötesinde, korkunun pençesinde bir edebi keşif: İlk gotik roman
“Yapıtın başarısı gotik unsurların ötesinde korku ve çaresizlik duygusunu zamanını aşan bir şekilde okuyucusuna geçirmesinde, ilk satırdan itibaren tüyler ürpertici bir ruh hali ile romansal atmosfer yaratabilmesinde yatıyor”. Geçtiğimiz günlerde yeniden keşfedilerek Latin harfleriyle Türkçeye kazandırılan ve ilk gotik romanımız olarak kabul edilen Canvermezler Tekkesi’nin keşfinin hikayesini ve romanın değerlendirmesini Oylum Yılmaz yazdı.

Oylum Yılmaz
Her yönüyle beklenmedik gelişmelere sahne olan unutulmaz 2020 yılı, edebiyat sahnesindeki kapanışını da önemli bir edebi keşifle yaptı. Kronolojik olarak yazılmış ilk Türkçe gotik roman tarihin karanlıklarının içinden aniden çıkageldi! Canvermezler Tekkesi! Bu beklenmedik keşfin sahibi, romanın üzerinden tarihin karanlık tozlarını ilk üfleyen kişi ise, bir çevirmen, Merve Köken.
Dolayısıyla söz konusu romanın iki hikayesi var artık anlatılması gereken; birincisi 2020 yılında nasıl keşfedildiği, ikincisi ise yazıldığı yılda ve onu takip eden en az yüz yıllık dilimde çok ama çok az benzeri olduğu halde, bir Osmanlı korku romanı olarak nasıl yazılmış olduğu.

Sondan başlamak istiyorum. Merve Köken, Kayıp Rıhtım'a verdiği dikkat çekici söyleşide, başlangıçta sadece Osmanlıca bir resimli roman bulmak ve çevirmek isteğinde olduğunu söylüyor. Bu istekle kaynak taraması yaparken bir sahaf sitesinde tesadüfen rastladığı beş kitaplık bir set ilgisini çekiyor. Ancak sahaf son anda kararını değiştirerek kitapları satmaktan vazgeçince, Köken bulduğu sette özellikle dikkatini çeken bir kitabın peşine düşmeye karar veriyor. Hiçbir yerde ismini bulamadığı yazar adının takma bir isim olduğunu anladığında ise keşif serüveni gerçekten başlamış oluyor. Merve Köken, Ahmet Kamil takma isimli esrarlı yazarla değil aslında edebiyatımızın devlerinden Abdülhak Şinasi Hi