Bengi Başaran ve Umur Talu’dan sofraya kurulan hafıza, direniş ve anlatı: Devrim Mutfağı
- Litera
- 22 Haz
- 3 dakikada okunur
Umur Talu ve Dr. Bengi Başaran’ın birlikte yazdıkları Devrim Mutfağı kitabı, okurlarını hem sofralara hem de tarihin meydanlarına çağırıyor. Politik belleğin, mutfak kültürünün ve insan hikâyelerinin iç içe geçtiği bu özel metin, geçmişi sadece hatırlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bugünün toplumsal duyarlılığına da cesurca sesleniyor.

Tarih kitaplarında büyük fikirlerle, savaşlarla, devrimlerle hatırladığımız liderlerin hiç bilinmeyen yönleri şimdi mutfakla kurdukları ilişkiler üzerinden anlatılıyor. Mutfak kültürü üzerine uzun yıllardır çalışan Dr. Bengi Başaran ile gazeteci ve yazar Umur Talu’nun birlikte kaleme aldıkları Devrim Mutfağı kitabında, tarihin sert zeminine ince bir mizah, ironik bir mesafe ve hayli iştah açıcı bir anlatıyla yaklaşıyor.
Alanında akademik çalışmaları olan Dr. Bengi Başaran ve Türkiye basınının güçlü kalemlerinden biri olan Umur Talu yeni kitabı Devrim Mutfağı ile okuru alışılmadık bir belleğe davet ediyor. Bu belleğin içinde yalnızca yemekler değil; tarih, direnç, kayıp, öfke ve umut da var. Devrim Mutfağı, bir anlatı kitabı olmanın ötesine geçerek, okuru hem düşünsel hem duygusal hem de toplumsal bir zemine çekiyor. Kitap “büyük siyaset” anlatılarıyla “küçük hayat”lar arasında keskin ama bir bağ kuruyor ve her bölüm, hem tarihsel bir portre hem de bu portreyi tamamlayan örnek bir yemek ya da içecek tarifiyle sonlanıyor. Tarifler mutfakla tarih arasında köprüler kuruyor.
Vedat Milor ve Mehmet Yaşin’den kitaba önsöz
Kafka Kitap etiketiyle yayımlanan kitap, yalnızca siyasi tarih değil; gastronomi, kültür ve toplum tarihi meraklıları için de özgün bir okuma deneyimi sunuyor. Kitabın önsözleri, Türkiye’nin gastronomi alanında en önemli iki ismi tarafından kaleme alındı: Vedat Milor ve Mehmet Yaşin. Milor, yemek kültürünün yalnızca damakla değil, siyasetle ve düşünceyle de bağlantılı olduğunu vurgularken; Yaşin, tarihin görünmeyen katmanlarını mutfak üzerinden keşfetmenin önemine dikkat çekiyor.
Marx’ın sade yeme içme anlayışındaki ideolojik yansımalar, Atatürk’ün sofrasında şekillenen cumhuriyet tahayyülü, Napolyon’un zamana karşı yarışan mutfağı ve Troçki’nin sürgün yıllarının kırıntılarla örülü tabakları… Kitapta, yakın tarihin biriktirdiği tüm çelişkili ve katmanlı deneyimler, mutfak üzerinden okunabilir hale geliyor. Yazar, yemeği yalnızca biyolojik bir ihtiyaç ya da kültürel bir zevk olarak değil, aynı zamanda bir siyasal anlatı, direniş aracı ve hafıza mecrası olarak konumlandırıyor. Tencerelerin kaynadığı yer yalnızca mutfak değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın kaynağı; sofralar ise yalnızca yemek masası değil, aynı zamanda çatışmanın, barışın, sessizliğin ve söylenemeyenin buluşma yeridir.
Devrim Mutfağı okurları Lenin’in Napolyon’un Atatürk’ün sofrasına davet ederken bir yemeğin sunuluşu kadar yokluğu da politik bir dile dönüşüyor. Kitap boyunca açlık sadece karna değil, adalete, hakikate ve tarihe duyulan bir açlık olarak resmediliyor. Bu yönüyle kitap, yalnızca gastronomik ya da nostaljik bir anlatı değil; aynı zamanda politik-psikolojik bir harita niteliği de taşıyor.
Devrim Mutfağı, yalnızca bireysel hafızaları değil, aynı zamanda kolektif belleği de katmanlandırıyor. Kitap, sofraların etrafında toplananların yalnızca insanlar olmadığını; hatıraların, fikirlerin, itirazların, kayıpların ve kırıntıya dönüşmüş büyük sözlerin de orada bulunduğunu hatırlatıyor. Sofralar burada birer anı mekânı, birer direnç alanı, birer hikâye evreni. Sadece gazetecilik ya da politika meraklıları için değil; toplumsal belleğe duyarlı her okur için bir okuma sunan kitap yemekle düşünce arasında bağ kuranlar, yemeğin tarihsel ve simgesel ağırlığını taşıyanlar için...
Arka Kapak Yazısından
İlginç alışkanlıkları, öngörülmesi güç hamleleri, zamanın ötesindeki fikir ve düşünceleriyle tarihin akışını değiştirmeyi başarabilmiş devrimcilerin sofralarında neler olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Onların yaptıkları, nerelere gittikleri, kimlerle görüştükleri, eylemleri ve düşünce dünyaları tarihin sayfalarını satır satır doldururken ne yiyip içtikleri üzerinde pek durulmamıştır...
Tabii bugüne kadar!
Bengi Başaran ve Umur Talu’nun titiz araştırmaları sonucu kaleme aldıkları Devrim Mutfağı’nda bazen büyük, görkemli, bazen de zorlu koşullarda ve kısıtlı imkânlarla kurulan küçük sofralara davetlisiniz.
Ve hepsinin ortak bir yönü var: Enfes görünüyorlar!
Marx’tan Napolyon’a, Fidel’den Atatürk’e, Deniz ve Mahir’den Mother Jones’a birçok devrimcinin sofralarında yer edinip damak tatlandırmış tarifleri bulabileceğiniz bu eserde, devrimci yaşamlara dair sıradışı bir anlatıyla da karşılaşacaksınız. Eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesinin kokularının sindiği
Devrim Mutfağı’na hoşgeldiniz!
DEVRİM MUTFAĞI
Bengi Başaran ve Umur Talu
Kafka Kitap, 2025
236 s.
Comentarios