Everest Yayınları sonbahar seçkisi!
2019 Booker Ödülü adayı Her Şeyi Gören Adam, hayatlarını yeniden kurmaya çalışan kadının zarif ve tutkulu mücadelesi; Yıkılmış Kadın, İspanya’nın yakın tarihindeki kritik bir anı ele alan kurmaca dışı bir roman; Bir Anın Anatomisi, Âşıklar Bayramı’nın ikinci perdesi Babamın Bağlaması, yazı yolculuğunun yirminci yılını geride bırakan Yiğit Bener'den Sakar Kalem, kırsaldaki İrlandalıların yaşantısını hicvedildiği Fakirlik Edebiyatı, geçmişle bugün, gelenekselle modern, mitlerle gerçekler arasında dikkat çekici köprüler kuran Yavuz Ekinci’den Bana İsmail Deyin okurlarıyla buluştu.

Her Şeyi Gören Adam
1988 yılında Abbey Yolu’nda Saul Adler’e bir otomobil çarpar. Adler düştüğü yerden kalkar, kız arkadaşı Jennifer Moreau’nun çektiği fotoğraf için poz verir. Adler zamana atılmış bir çentik olan bu fotoğrafı Doğu Almanya Cumhuriyeti’ne götürür. Ama geçmişin hayaletleri peşinde, henüz var olmayan bir geleceğin hem içinde hem dışında olduğu Doğu Almanya’da başı zamanla derttedir.
2019 Booker Ödülü adayı Her Şeyi Gören Adam, gördüklerimiz ve/veya göremediklerimiz, dikkatsizlik ve başkalarına verdiğimiz zararlar, tarihin ağırlığı ve onu görmezden gelmek için yaptığımız yıkıcı girişimler hakkında iddialı, eğlenceli ve heyecan verici bir roman.
Yıkılmış Kadın
Simone de Beauvoir, Yıkılmış Kadın’da çiftlerin başına gelen ve ilk kurbanın her zaman kadın olduğu içinden çıkılmaz durumların portresini çiziyor. İlk olarak 1967’de yayımlanan bu kitap, üç uzun öyküden oluşuyor: İlki yaşlanma sürecine, ikincisi yalnızlığa, üçüncüsü ise sevilen birinin artan kayıtsızlığına odaklanıyor. Varoluşsal bir kriz yaşayan 40 ila 60 yaşlarında üç kadın, hayal kırıklıkları, öfkeleri, yalnızlıkları ya da eşlerinin sadakatsizliği karşısında yaşadıkları acıları anlatıyorlar. Birinin hikâyesinde, diğerinin günlüğünde, ötekinin monoloğunda, hep aynı şeyi vurguluyor Simone de Beauvoir: Hayatlarını yeniden kurmaya çalışan kadının zarif ve tutkulu mücadelesi.
Bir Anın Anatomisi
“Bir Anın Anatomisi, İspanya’nın yakın tarihindeki kritik bir anı ele alan kurmaca dışı bir roman. Bu an, 23 Şubat 1981’de, Franco’nun ölümünden 6 sene sonra, 40 yıllık bir diktatörlüğün ardından İspanyol demokrasisinin ikinci başkanı seçilirken vuku buluyor. Bu an, askerlerin, darbecilerin, Frankocuların darbe yapmak amacıyla Temsilciler Meclisi’ne girdikleri ve ateş ederek tüm milletvekillerine yere yatmalarını emrettikleri an. Tüm milletvekilleri bu emri yerine getirdi, üç kişi hariç. Bu üç kişiden biri hükümetin lideri ve demokrasiye geçisin mimarı, ikincisi Komünist Parti’nin genel sekreteri, üçüncüsü ordu komutanıydı. Bu kitap işte bu anı, bu 3 isyankâr insanın ‘Hayır’ diyerek koltuklarından ayrılmamasını konu alıyor.”
Babamın Bağlaması
Beni bir ömür sekiz köşeli şapkasının gözünde taşıyan babamı başımın üstünde taşımak için yeniden uzun ve karlı yollara düştüm. Âşıklar Bayramı’nın ikinci perdesi Babamın Bağlaması’yla açılıyor.
Ödüllü yazar Kemal Varo