top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

Kadının benliği ve hiçliği arasında: Cüce

Demet Eker

Toplumsal cinsiyet olgusu, kadın ve erkeğe sosyal anlamda biçilen rol ve sorumluluklardan gelmektedir. Biçilen rol ve sorumluluklar nedeniyle kadının bazı eşitsizliklerle karşılaştığı hemen herkes tarafından kabul edilecektir. Bu eşitsizlik toplumlara, yaşanılan çağa, eğitim durumuna göre azalıp çoğalsa da dünyanın hemen her yerinde karşılaşılabilecek bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.


Sanat ürünleri toplumlardan bağımsız düşünülemeyeceği için insanı ilgilendiren her sorun sanatın konusu haline gelmektedir. Edebiyatta da pek çok eserde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin nedenleri, sonuçları ve tarihsel süreciyle ilgili konular işlenir.


1950 sonrası edebiyatımızda ataerkil toplum düzenini eleştirerek kadın sorunları hakkında eleştirel yaklaşımla ürünler veren yazarlardan biri de Leyla Erbil’dir. Sadece yaşadığı ve tanık olduğu çağın sorunlarını değil kültürel miras olarak aktarılan eril bakış açısının sonuçlarını çoğu eserinde irdelemiştir. Bunu kendine has bir dil çözümlemesi ve dil yapısıyla ortaya koyan Leyla Erbil, kadın bir yazar olarak mevcut düzenin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine neden olan edimlerini yapıtlarında eleştirmiştir. Yazar olarak kadının edebiyat yapıtlarında işleniş ve ele alınış biçimiyle ilgili cinsel kabullenişlere karşı durmuş, kadını ikinci cins haline getirdiğini ve eşitliği engellediğini düşündüğü romantik yaklaşımları reddetmiştir. Eserlerinde kahramanların kadınlardan seçilmiş olması ve yazarın düşüncelerini dile getirmesi de elbette tesadüf değildir. “Tuhaf Bir Kadın”la başlayıp “Karanlığın Günü” ve “Mektup Aşkları”yla devam eden eleştirel tutum “Cüce” romanında bu kez kadın-erkek ayrımının tarihsel ve atalardan kalan yargılarına eleştiri biçiminde kendini gösterir. Koca bir insalık tarihinin erkekleri kılıç boyundaki erkeklik organlarıyla gözü dönük cücemsi yaratıklar olarak tasvir edilir:


“…Kendisi karakalemle, bodur şövalyeler, kılıç ve kılıç boyunda erkeklik organı desenleriyle kenar süsleri de çiziktirmişti bazı sayfalara. Hangi savaştan söz ettiği hiç anlaşılmıyordu.” (s. XV)



Cüce’de başki