top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Adalı bir Midas

Nagihan Kahraman, Ahmet Şimşek'in ikinci öykü kitabı Midas üzerine yazdı: "Aile, çocukluk ve gençlik sancıları, aidiyet isteği, göçmenlik gibi meselelere ilgisi olanlara ısrarla öneriyorum Şimşek’in öykülerini."


Kendilerini tarih kitaplarından tanıdığımız Hammurabi ve Midas, birer öykü kitabının baş köşesine oturursa ne olur? Edebiyatta her şeyin mümkün olduğunu bildiğimizden şaşırmak olmaz elbette buna. Bahsettiklerim, Ahmet Şimşek'in iki öykü kitabı. İlki Hammurabi, yazarı 2020 yılında KKTC'nin en çok okunanlarından biri yaptı. 2021 yılında Vacilando Yayınları tarafından basıldığında Türkiye'de de büyük ilgi gördü. Ancak Hammurabi adını öykülerdeki bir balıktan alıyor. Tarihsel kimliğiyle çıkmıyor karşımıza ve diğer öykülerin de öyle bir çizgisi yok aslında. Adalet sembolü olan Mezapotamya'daki Babil kralı Hammurabi'nin kanunları tarihin en eski kanunları olarak biliniyor. Bu klişe bilgi değil aslında bizi bağlayan. Yazarın da bir röportajında* dediği gibi öykülerde genellikle geçmişiyle hesaplaşmayı bir yargılama aracı olarak kullanan öyküler var ve bir öyküde de olanlara tanıklık eden cam fanusun içindeki balık; yani Hammurabi. Genel temayla uyum içinde olan bu isim tarihteki özelliğiyle de örtüşüyor böylece. Bunu bu yazıda bahsedeceğim geçtiğimiz günlerde çıkan Midas izledi.



Midas da yazarın ilk kitabı gibi yine bir öykü kitabı, toplam on bir öyküden oluşuyor ve daha en başta ismiyle dikkat çekiyor. Hammurabi'den sonra yine tarihte ikonlaşmış krallardan biri Midas; hatırlatmak gerekirse eşek kulakları ve dokunduğu her şeyi altına çevirmesi ile meşhur. Yazar bu kitapta da ilkindeki gibi kurulan bu çerçeve içinde dolaşıyor, benzer minvalde öyküler anlatıyor okura. Midas, bugün İç Anadolu'ya denk gelecek coğrafyada yaşamış Frigya kralı. Anlatılanlara göre, Midas kulaklarının doğuştan birbiriyle orantısız olması sebebiyle ülkesinde dalga unsuru oluyor ve aynı zamanda ülkede her şeyi dokunduğunda altına çeviriyor. Fakat bu zenginlik, bir noktadan sonra bir lanete dönüşüyor. Koskoca altın ülkede yapayalnız kalan Midas’a bu kadar bolluk, iyilik getirmiyor. Bu bilgiden hareketle başta "Kral Midas’ın Hikâyesi" öyküsü olmak üzere içindeki diğer öyküleri bir bağlamda düşünmek mümkün. Bu öykünün ana karakteri Davut'un, hamamda çalışmak üzere Hikaye Anlatıcısı'na emanet edilmesi ve merakının peşinden gitmesini okuyoruz. Diyebilirim ki kitabın en etkileyici öykülerinden biri bu. Diğer öykülerde hâli vakti, durumu yerinde olsa da ülkesinde Midas gibi kalan karakterleri okuyoruz hep. İlk öyküler gibi bunlar da yine Kıbrıs’ta geçiyor. Türkiye kökenli bir Kıbrıslı olan yazar (oradaki deyimle karasakal) okurlarını Lefkoşa başta olmak üzere Kıbrıs’ın sokaklarında gezdiriyor. Güney'e, Rum kesimine bazen geçirebiliyor, bazen geçiremiyor karakterleriyle birlikte okurlarını da. İnsanın boğazına bir şey takılıyor Güney'e geçemeyen her karakterle birlikte.


Böylece kendi ülkesinde göçmen olma hissini yaşatıyor adeta Şimşek. "Où va le monde", "Maria ve Madde 22" de bunu en iyi yaşatan öykülerden. Ayrıca "yevmiyelik zeytin" de göçü başka bir yönüyle ele alıyor. Aslında anlattıkları bilmediğimiz şeyler değil ama üzerine düşünmekten kaçılan mevzular ne yazık ki. Koskoca ülkede tek başına kalmanın, gidecek ya da kaçacak yer bulamamanın öyküleri bunlar çoğunlukla. Bir tür köksüzlük, yersiz yurtsuz hissetmenin somutlaşmış ya da kurguya dökülmüş hâli gibiler. Yazarın ailede, okulda, ülkede ve hatta sınırın ardındaki ülkede yalnız ve bir başına hissetme ile ilgili değindiğim meselelerin dışında bir de eğilimleriyle yalnız kaldığı, haksızlığa uğradığını düşünen karakterlerini anlattığı öyküleri de var kitapta. Açılış öyküsü örneğin, "Hoşça Kal Komşum, Hoşça Kal Sevgilim" eşcinsel bir ilişkinin inişlerini çıkışlarını anlatıyor. Toplumdan kaçma, bunu saklama mecburiyetini…"yevmiyelik zeytin" ve "Kral Midas'ın Hikâyesi" de yine bu minvalde. Yazarın öykülerinde, sakıncalı bulunan, üzerine konuşmaktan kaçılan mevzulara eğilen yönünü görmek de ilginç bir deneyim okurları için.


Genç bir yazar Ahmet Şimşek; 1994 doğumlu. İskenderun’da doğan ve çeşitli yerlerde bulunduktan sonra şu an hayatına Lefkoşa’da devam eden yazarın öyküleri de kendisi gibi çok sesli. KKTC'nin yani Ada'nın göçmen durumunda kalan insanları ve o çaresizlik hissine öykülerinde dikkat çekiyor sıklıkla. Temmuz ayında İthaki Yayınları tarafından yayınlanan Midas, henüz çok taze. Aile, çocukluk ve gençlik sancıları, aidiyet isteği, göçmenlik gibi meselelere ilgisi olanlara ısrarla öneriyorum Şimşek’in öykülerini. Hammurabi'yi Midas'ı okuduk sevgili yazar, şimdi sırada hangi kral var?


*Edebiyat Burada'da yayımlanan Mustafa Okumuş'un yazarla yaptığı söyleşi, https://edebiyatburada.com/ahmet-simsekle-mustafa-okumus-soylesti/


MİDAS

Ahmet Şimşek

İthaki Yayınları, 2023

104 s.

bottom of page