top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Yaşadığımızın Kanıtı: ÖYKÜ

"Hikayesi olmayanın yarını olmadığını biliriz. Yarınlarımıza sahip çıkmak için öyküye tutunuruz hep birlikte." Dünya Öykü Günleri Foça Buluşması'nda Polat Özlüoğlu yaşadığımızın bir kanıtı olarak öyküyü anlatıyor.


Polat Özlüoğlu



Asırlardır toplumsal yaşamda değişmeyen bir tek şey vardır o da sanatın, edebiyatın insan için hayati önemidir. Tarih boyunca her daim edebiyat, sanat olmadan yaşanamayacak günlerden geçtik, geçmekteyiz ve gelecekte de geçeceğiz. Özellikle zor zamanlarda, karanlık günlerde, kırılma anlarında, baskının, sansürün arttığı korku atmosferlerinde edebiyat aldığımız nefes gibi, yürüdüğümüz yol, baktığımız gökyüzü, içtiğimiz su, ağzımıza attığımız bir lokma ekmek gibi, girdiğimiz sokak, çıktığımız balkon, gölgesinde dinlendiğimiz söğüt, beklediğimiz dost, kucakladığımız evlat, sarıldığımız sevgili, döndüğümüz ana ocağı, sığındığımız bir ev, sustuğumuz çığlık gibidir.

 

Dar zamanlarda davetsiz misafirmişçesine peşine düştüğümüz yegane şeydir öykü. Doğduğumuz andan itibaren birbirimize anlattığımız, fısıldadığımız, mırıldandığımız öyküler olmasaydı nice olurdu halimiz. Her insan öyküsünü içinde, kalbinde, kucağında, sırtında, avucunda taşır. Kimi saklar kuşaklar boyu, kimi yazar kağıtlara, kimi dilden dile anlatır, kimi en kıymetlisine, kimi suya, kimi rüzgara bırakır.

 

Hikayesi olmayanın yarını olmadığını biliriz. Yarınlarımıza sahip çıkmak için öyküye tutunuruz hep birlikte.


Öykü devrimdir, barıştır, öykü çocuktur…

‘Bugünkü dünya sanki dünkü yangının külü’ demişti Borges. Öykü ne yangınların, ne ormanların, ne yoklukların, ne yalnızlıkların, ne kırgınlıkların, ne harabelerin, ne enkazların, ne ölümlerin, ne yasların ardından ete kemiğe bürünüp kanlı canlı karakterlerle önümüzde arzı endam ediyor hiç düşündünüz mü? Öykü; dünü, bugünü, yarını anlatıyor, hatta bu dünyayı, hiç ayak basamayacağımız öte dünyaları, dünyaların arasında salınıp duran arafları anlatıyor. Öykü bütün tanımlardan, etiketlerden, sıfatlardan azadedir. Öykü ölümün uykusu, hayatın rüyası, hakikatin düşü, bütün metinlerin melezi değil midir?

 

Ve öyküdür bizi hayata bağlayan, ölümsüzlüğün kapısını aralayan.

 

Dünya dönmeye başlayalı beri sanatın, tiyatronun, şiirin, romanın, öykünün öldüğünü ilan eden çok bilmişlere, hayal yoksunu akıllara, kendini bilmezlere, bağnazlara, gözleri değil dimağları körlere inat biz yaşadığımızın, düşlerimizin, sevdalarımızın, hayallerimizin, ekmeğimizin, emeğimizin kanıtı öykülere koşalım.

 

Öykü özgürlük demektir. Öykü dert sahibi olmak demektir, vicdan demektir. Öykü yalnızlıktır, yoksulluktur, diğerkamlıktır, yaradır, haysiyettir, mahcubiyettir. Öykü direnmektir. Öykü günden güne büyüyen yaramaz, gülümseyen bir çocuktur.

 

Öykü devrimdir, barıştır, öykü çocuktur…

 

bottom of page