top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

İflah Olmaz Bir Yara: Katlanılmaz Sığırtmaç

İlke Kamar, yazdı: "Latin Amerika edebiyatının en önemli romancısı olarak gösterilen, eserleri birçok dile çevrilen Roberto Bolano’nun ölmeden önce yayına hazırladığı son kitabında yer alan Katlanılmaz Sığırtmaç, politikaların neden olduğu sosyal yabancılaşmayı anlatan en güçlü öykülerinden biri. Kitapta Bolano‘ya ait beş öykü ve iki deneme yer almakta."



Bitmeyen acılar vardır hayatta, nefes aldığınız süre boyunca sizi bırakmaz. Toplumlar için de durum değişmez. Siyasi hayatın şekillendirdiği ideolojik ve ekonomik düzen asla kapanmayacak yaralar açar. Ama söz konusu Latin Amerika olduğunda durum biraz daha değişir. Bu coğrafyada egemenler tarafından kurgulanan politikaların toplumsal yaşamı nasıl mahvettiği, daha görünür ve sıktır. İşte o hikayelerden biridir Katlanılmaz Sığırtmaç. Başarılı bir avukat olan Hector Pereda’nın karısının ölümünden ve Arjantin’de yaşanan derin ekonomik krizden sonra yaşamının nasıl değiştiği anlatılır. Bir avukattan sığır çobanına dönüşen Pereda’nın başına gelenler kıtada yaşananların da özetidir adeta.

Latin Amerika edebiyatının en önemli romancısı olarak gösterilen, eserleri birçok dile çevrilen Roberto Bolano’nun ölmeden önce yayına hazırladığı son kitabında yer alan Katlanılmaz Sığırtmaç, politikaların neden olduğu sosyal yabancılaşmayı anlatan en güçlü öykülerinden biri. Seda Ersavcı çevirisiyle Can Yayınları tarafından Türkçede yayımlanan kitapta Bolano ‘ya ait beş öykü ve iki deneme yer almakta. "Katlanılmaz Sığırtmaç", "Farelerin Polisi" ve "Alvaro Rousselot’un Seyahati" kitabın ana gövdesini oluşturan uzun öykülerdir.


Yeniden Pereda’nın hikâyesine dönecek olursak: Kendi rutininde giden bir hayatı vardır. Arjantin’de yaşanan ekonomik çöküş onun kaderini de dönüştürür adeta:

“Gelgelelim birkaç gün sonra Arjantin ekonomisi çöktü. Dolar hesapları donduruldu, sermayelerini (ya da birikimlerini) yabancı ülkelere taşımamış olanlar çok geçmeden bir-iki bono, tek bir bakışla bile insanın tüylerini diken diken eden, bir-iki senet, unutulmuş bir tangoya ve milli marşa eşlik edilirken galeyana gelip de verilen boş vaatler dışında hiçbir şeyleri kalmadığını öğrendi.”

Tencere ve tavalı protesto gösterileri

Pereda her şeyini kaybedenler arasındadır. Başlarda halkı dolandıranlara karşı sokaklarda bir araya gelen insanların arasına katılır, tencere ve tavalı protesto gösterilerinde yer alır almasına. Bu gösteriler onun bir şeylerin değişeceğine inanmasını sağlasa da zamanla inancını kaybeder. Değişen bir şey yoktur. Kimsenin aklına devrim yapma ya da hükümeti devirme girişimi gelmemesi tüm beklentilerini eritir.

“İşte o zaman Pereda taşraya dönmeye karar verir.”

Ailesinden ona kalan harap bir çiftlikte, sığırtmaçların ve yabani tavşanların arasında yeni bir hayata tutunmaya çalışır. Bu çaba çok öğretici de olur. Daha basit yaşamak için çalışmak zorundadır. Avlanmayı, takas yapmayı öğrenir. Bir avukattan bir sığırtmaca dönüşen Pereda’