top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıLitera

Sıradan bir ailenin evrensel hikâyesi

Nobel Edebiyat Ödülü’ne sahip ilk kadın yazar Pearl S. Buck’ın sıradan bir çiftçi ailesinin 1920’lerde Çin’deki yaşamının izini süren üçlemesinin ilk kitabı Mübarek Toprak, okurla buluşuyor.

Wang Lung ihtiyar babasıyla birlikte yaşayan, doğup büyüdüğü köyde hayatını topraktan kazanan fakir bir çiftçidir. Bir süre sonra bir kadının ve kadının ona doğuracağı oğlanların bereketli hayaline kapılarak O-lan adında bir köle kadınla evlenir ve onunla bir aile kurar. O-lan güzellikten uzak ebleh ifadesi, eski sahibi tarafından “kıt” olduğu iddia edilen aklı ile pek göz kamaştırmasa da sadakati ve çalışkanlığıyla, Wang Lung toprağına nasıl bağlanıyorsa öyle bağlanır.

Wang Lung, oğullarının ve azminin getirdiği şans ve bereketle zenginleşir, hırslarının ve arzularının giderek artması anlamına gelir bu. Ancak “yüze gülen tanrılar adama sırtını bir kez döndü mü bir daha yüzüne bakmaz”. Wang Lung ve ailesi hayatta kalma mücadelesi verirken Mübarek Toprak, hayatını toprağa veren insanların korkularını, hırslarını, öfkelerini anlatan muazzam anlatımıyla dünya edebiyatının en güçlü eserlerinden biri olur.

İlk olarak 1931 yılında yayımlanan ve yayımlanmasından kısa süre sonra Pulitzer Ödülü’ne layık görülen Mübarek Toprak, tarihin akışına kapılmış sıradan bir ailenin hikâyesini anlatırken, yıllar geçmesine rağmen büyüleyiciliğinden hiçbir şey kaybetmiyor.


Pearl S. Buck (1892–1973) çoksatan kurgu ve kurgudışı kitaplar yazan, Çin’deki taşra hayatına ilişkin ezber bozan tasvirleri okurlar tarafından olduğu kadar eleştirmenler tarafından da beğeniyle karşılanan, Nobel ödüllü bir yazardır. Ünlü romanı Mübarek Toprak (1931) yazara Pulitzer Ödülü ve William Dean Howells Madalyası kazandırmıştır. Kaleme aldığı eserlerle 1938 Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Buck, bu ödülü alan ilk Amerikalı kadın olmuştur.

1892 yılında, West Virginia’nın Hillsboro şehrinde doğan Buck, ömrünün ilk kırk yılının büyük bir kısmını Çin’de geçirdi. Zhenjiang’da konumlanan Presbiteryen misyonerlerin kızı olarak, hem İngilizce hem de yerel Çince lehçesini konuşarak büyüdü. Bazen Çince ismi Sai Zhenzhju’yu da kullandığı olurdu. Randolph-Macon Woman’s College’da öğrenim görmek için Birleşik Devletler’e taşındıysa da, ilerleyen yıllarda hasta annesiyle ilgilenmek için Çin’e geri döndü. 1917’de ilk kocası John Lossing Buck ile evlendi. Çift, önce Anhui şehrinin küçük bir kasabasına yerleştikten sonra on üç yıl boyunca yaşayacakları Nankin’e taşındılar.

Buck, 1920’lerde yazmaya başladı. Türkçeye önce Şark Rüzgârı Garp Rüzgârı, daha sonra Doğu Rüzgârı Batı Rüzgârı adıyla çevrilen ilk romanı (East Wind: West Wind) 1930 yılında yayımlandı. Ertesi yıl yayımlanan ikinci kitabı Mübarek Toprak (The Good Earth) milyonlarca kopya sattı ve ilerleyen yıllarda filme çekildi. Bu kitap “Good Earth” üçlemesinin ilk kitabıydı; bu ilk romanı Sons (1933) ve A House Divided (1935) başlıklı devam kitapları izledi. Çığır açan bu kitaplar 2. Dünya Savaşı’nın arifesinde Batı dünyasının Çin’e sempati duymasına, Japonya’ya ise husumet beslemesine neden olmuştur.

Buck ilerleyen yıllarda başka birkaç roman daha yayımladı; bu kitapların çoğu Çin Kültür Devrimi’ne ve hızla değişen ülkenin farklı yönlerine değiniyordu. Çin’de büyümüş ve hem Boxer Ayaklanması’ndan hem de 1927 Nankin Katliamı’ndan etkilenmiş bir Amerikalı olarak, o zamanlar büyük ölçüde yanlış yorumlanan bir kültürün Batı’daki anlayışlı ve bilgili sesi oldu. Kitaplarında yalnızca Çin’den söz etmedi; Kore (Living Reed), Burma (The Promise) ve Japonya’da (The Big Wave) geçen hikâyeler de yazdı. Buck’ın kitapları Doğu ile Batı, geleneksellikle çağdaşlık arasındaki farkları irdelemekte, toplumsal çalkantıların yaşandığı dönemlerde yoksullaşan halkın çektiği sıkıntıları ele almaktadır.

Buck hem Çin’deki siyasi istikrarsızlıktan kaçmak hem de nadir görülen ve ağır seyreden bir zekâ geriliğinden ötürü New Jersey’deki bir akıl hastanesine yatırılan kızı Carol’a yakın olabilmek için 1934 yılında Birleşik Devletler’e taşındı. 1935’te eşinden boşanan Buck, John Day Company’deki yayıncısı Richard Walsh ile evlendi. Bu ilişkinin, Buck’ın fevkalâde eserlerinin daha da tanınmasını sağladığına inanılır.

Buck hayatı boyunca kadın hakları, insan hakları ve engelli bireylerin sağaltımı gibi çeşitli insani meseleleri destekledi. 1950’de kızı Carol’la yaşadığı hayatı anlatan The Child Who Never Grew adlı hatıra kitabını yayımladı. Bu samimi anlatı, öğrenme güçlüğü meselesinin tartışılmasının önüne geçen toplumsal tabunun yıkılmasına yardımcı oldu. Farklı ırka mensup anne-babalardan doğan çocukların, özellikle de savaş kurbanı olan yetimlerin, evlat edinilmesinin önüne geçen uygulamalara karşılık olarak 1949 yılında ABD’nin ilk uluslararası, ırklar arası evlatlık kurumu Welcome House’u kurdu. Pearl S. Buck International adlı kâr amacı gütmeyen kuruluş ise Asya’daki çocuk meseleleriyle ilgilenmektedir.

Buck 1973 yılında Vermont’ta akciğer kanserinden öldü. Mübarek Toprak Amerika’da büyük bir başarı kazandıysa da Çin Devleti Buck’ın ülkenin kırsal yoksulluğuna dair çizdiği sert tasvire karşı çıktı ve 1972’de Buck’ın ülkeye dönmesini yasakladı. Buck bütün bunlara rağmen Çin’in ilk başbakanı Zhou Enlai’nin tabiriyle hâlâ “Çin halkının dostu” olarak görülmektedir. Zhenjiang’daki eski evi yazarın mirasını yaşatan bir müzeye çevrilmiştir.

MÜBAREK TOPRAK

Pearl S. Buck

Kafka Kitap, 2023

Çevirmen: Merve Sevtap Ilgın

Tür: Roman

354 s.

留言


bottom of page