top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Neredeyse sonsuz ya da sonsuzun dibi- I

  • Yazarın fotoğrafı: Litera
    Litera
  • 1 dakika önce
  • 3 dakikada okunur

Tarhan Gürhan, Literaedebiyat için kaleme aldığı Yazmamanın Çaresi yazı serisine "Neredeyse sonsuz ya da sonsuzun dibi- I" ile devam ediyor.


ree

“Sonsuz da bir zaman dilimidir. O kadar da önemsemeyin. Gelir, geçer…” m.e.e.g.


Siz bilmezsiniz benim yıllardır bu anı beklediğimi. Sır küpüm kırıldı. Kelimelerim kodese tıkılmış gibiydi. Kesik kesik konuşuyordum. Ne bir art niyet, ne de başka bir şey…

Tolstoy, “Anna’yı ben öldürmedim, o kendisi çok istedi.”, diyor. Ne bir dürüstlük, ne de başka bir şey.

Astronotların da göbek bağı gibi kordon bağları var. Ne bir palaska ne de başka bir şey.

Delik bir zaman diliminde anlattı derin acısını. Yoksa kolay kolay anlatmazdı. Ne bir sır saklamak ne de başka bir şey.

Ağzından ateş püskürten tek canlı ejderha. Ne bir cehennem ne de başka bir şey.

Oturdukları bankı seviyorlar. Soğuk havaya rağmen oturuyorlar gençliklerinin içinde. Ne tebdili mekân ne başka şeyler.

Ne bir aidiyet-i sanat ne de başka bir şey.

Sohbet muhabbet tam kıvamında, ne bir dipsiz kuyu ne de başka bir şey.

Erkek biraz heyecanlanmış, bu kadını istediğini tam anlatamamış. Ne bir açılma ne de başka bir şey.

Oğlan cebinden bir yüzük kutusu çıkarıyor. Yüzük erotik, hatta pornografik bir şey. Bir dairenin içine bir parmak giriyor. Ne bir ayazda kalmak ne de başka bire şey. 

Aralarında cebren ve hileyle bir şey yok. Bu çok açık. Ne bir aşk bağımlılığı ne de başka bir şey.

Ne bir dinginlik ne de başka bir şey.

O kadar şeffaflar ki uzaktan sanki iç yalnızlıkları görünüyor. Ne bir dedektiflik ne de başka bir şey. 

O kadar gençler ki şiddete o kadar meyilliler ki ölüme çok yakın gibiler. Ne bir sırasız ölüm ne de başka bir şey.

Esiyor, üşütmüyor ama kendini yoruyor rüzgar. Bu akşam bu kadar üfleyecek ne bir nefes fazla ne de başka bir şey.

Şehrin akşamları ve adamlarından biri duruyor karşısında. Dilsiz ve vesikasızlar.

Ne bir gizem ne de başka bir şey.

“Bu yaprakları çok seviyor demek ki”, diyor adam kadına, “Yediğine göre.” Ne bir açlık ne de başka bir şey.

Hep kırık dökük insanlarla ilgilendim. Antika işinde bile tamirat yaptım. Hep ezilmişlerle. Ne bir vefasızlık ne de başka bir şey.

Ölürken söylenen son sözler gibi çıkacak ağızlarından bir nefes kısa, kıpkısa. Ne bir ölümsüzlük ne de başka bir şey.

Birbirlerine avans veriyorlar. Eğer kendine avans vermiyorsan, kimse sana avans vermez. Ne bir bonkörlük ne de başka bir şey.

Birbirlerinin yalnızlığını tazeliyorlar, baştan kara hayatlarına bakarak. Ne bir film ne de başka bir şey.

Ismarlama erkek ya da kadın olmuyor. Ne bir beklenti ne de başka bir şey.

Telefon çaldığında anlamalıydı işin buralara geleceğini. Ne bir öngörü ne de başka bir şey.

Tombalanın içindeki en zor taşı çektiklerini bilmiyorlardı. Çinkosuzdular. Ne bir hile ne de başka bir şey. 

İte kaka değil, bile isteye yaşıyorlar. Ne bir seçenek ne de başka bir şey.

Bu gencecik yaşlarına rağmen, ölüme dair bir şeyler var aralarında. Ölüm insanı her seferinde eksiltir. Ne bir felaket ne de başka bir şey.

Bozkırdakinden kıyıdakine uzanan bir sevgi bu. Ne uçsuz bucaksız ne de başka bir şey.

Zaman zaman ibibik kesilmiş gibi konuşuyor genç erkek. Kadın ne kadarını dinliyor acaba? Ne bir bülbül ne de başka bir şey.

Bilseydim bana yeni bir sayfa açacağını, koşulsuz yeniden anlatırdım sana kendimi. Tamamı di’li geçmiş zaman. Ne bir yalan ne de başka bir şey. 

Hayatlarının hep ön jeneriğini yaşıyorlar. Belki bu yüzden genç kalıyorlar. Ne bir jön ne de başka bir şey.

İster istemez yaşadığımız deliliğin bir parçası onlar da. İçindeyiz hepimiz, hepimizin. Ne bir dışlama ne de başka bir şey.

Gidişgelişler var aralarında. Ne bir mutedil dalga ne de başka bir şey.

Moto kuryeler, sonuna kadar açtıkları müzik benzeri sesiyle kafalarımızın içinden geçiyorlar sanki. Ne bir müzik ne de çarpışma sesi.

İlkbaharda bile sonbahar hüznüyle açan ağaçlar var. Kimse görmez. İşte onların altındalar. Ne bir mevsimsiz ne de başka bir şey.

İçinden gelenlere akılları genellikle itiraz ediyor gibi. Ne bir sabit fikir ne de başka şeyler.

Çam dalları gibi sivri dilli insanlar değiller besbelli. Seviyorlar yaşadıkları anı. Ne bir iğneleme ne de başka bir şey.

Kendi çığlığıyla kavga edenlerden değiller. Kısık ve dingin bir ses tonuyla konuşuyorlar. Ne bir şiddet ne de başka bir şey.

İçlerinin çilesi, derdi neydi? Onu buradan kestirmek zor. Ama birbirlerine iyi geldikleri kesin.  Ne bir terapi ne de başka bir şey.

Bu anlattığım durumlar belirli zaman dilimlerinin içinde geçiyorlar, ama zamanı pek iplemiyorlar. Oysa üzerlerinde zaman baskısı var. Ne bir yaşanmışlık ne de başka bir şey… Son/ suzluk…


8 Eylül’ 2025 / Ankara

Aslında zamanla bir bütünüz, neden kovalamaya çalışıyoruz ki!?

Yorumlar


bottom of page