Dünyadan sonraki bir yere gitmeye gönüllü olan sizsiniz, yalnızca siz
- Litera

- 1 gün önce
- 4 dakikada okunur
Umut Kaygısız, Yelina Tayfur'un ilk kitabı Dünyadan Sonra Bir Yer üzerine yazdı: "Yazar, öykülerinde kâh kendinize bir türlü yaklaştıramadığınız zaaflarınızı görünür kılıyor kâh bilinçaltınızda saklanan yabancıyı odanıza getirip misafir diye takdim ediyor. Sonra… Susmayı bırakıyor birden. Soruyor, sorgulatıyor."

Pek çok kalbur üstü edebiyat dergisinde öyküleri yayımlanan Yelina Tayfur, ilk kitabı Dünyadan Sonra Bir Yer ile okurların iştahını kabartan bir açılış yaptı diyebiliriz. Kitabın ismini duyar duymaz iş başı yapan hayal gücümüz, genç kalemin klasik anlatıdan uzak, farklı bir tema ya da biçim denemeyi vaat ettiği hissiyle sarsıyor bizleri.
Odanın içinde konuşulan, mekânın dışına taşan, dudakları birbirine yapıştıran, gözleri en ehemmiyetsiz nesnelerde buluşturan ve hatta yüksek direnç isteyen bir kokuya kayıtsız kalanlarla, beğendiklerine dokunmaktansa hiçbir şeye ait olmamayı yeğleyen ve gerçeğin tadını aldıktan sonra iştahı kaçanların buluşma noktası Dünyadan Sonra Bir Yer.
Olabildiğince az ses çıkartmakla yetinmeyip devamlı boşluğa fısıldayan, kendine has bir dili var yazarın. Öykülerine sinen gizemli ve soğuk atmosferi tamamlayan, okurda bir sonraki adım için merak ve tekinsizlik uyandıran hissi tümüyle kucaklıyor yazarın anlatım biçimi. Kâh kendinize bir türlü yaklaştıramadığınız zaaflarınızı görünür kılıyor kâh bilinçaltınızda saklanan yabancıyı odanıza getirip misafir diye takdim ediyor. Sonra… Susmayı bırakıyor birden. Soruyor, sorgulatıyor. Düşünceleriniz kıyma makinesinden geçerken öylesine telaşlılar ki, birbirlerini ittiriyor iki öykü arasında kalanlar. Halbuki adres arayan onlar değil. Dünyadan sonraki bir yere gitmeye gönüllü olan sizsiniz, yalnızca siz.
İşte her şey, bütün hikâyenin kaza sonucu yere düşüp parçalara ayrılmasından sonra başlıyor diyebiliriz. Kırılan her parça evin farklı bir köşesine nasıl sıçradıysa, tam olarak aynı biçimde kitabın dört bir yanına dağılıyor Tayfur’un öyküleri. Toplarken canınız yanabilir, dikkat etseniz bile görünmeyen kesikler oluşabilir ruhunuzda hatta parçalar birbiriyle eskisi kadar birleşmeyebilir de. Ama hikâyeleri o şekilde dağınık bırakamazsınız. Çünkü onlar define haritası. Ancak bir araya geldiklerinde gösterebilirler dünyadan sonraki o yeri.
Elbette okura düşen görev belli. Haritayı önümüze açıp işaretlenen yolu sakince takip ediyoruz.
Kitabın ilk öyküsü Yok gibi, dramatik unsurlarının gücüyle çabuk ele geçiriyor bizi. Yazarın ortaya farklılık koyacağına dair verdiği müjdeyi, ilginçlik dozunun yüksekliğinden algılayabiliriz. Bilinmeyenin esrarengiz bir örtünün arkasından göz kırpıp durmasıyla heyecanı ve merak unsurunu üst sıraya taşıması dikkat çekici. Kısa öykülerdeki vurucu final etkisi de makul biçimde karşılığını buluyor.
Yaşayanların dünyasında ise ilk öykünün açtığı kapıdan içeri giren ve gizemli dokusunu göstererek göz boyamaktan geri kalmayan bir hikâye. Derinliklerine sakladığı psikolojik çözümlemeler ana karakteri tanımamızla birlikte yerine oturuyor. Ayrıca öyküye başarıyla harmanlanan, tadında flashback’ler sayesinde nitelikli bir dramla karşılaşıyoruz. Hikâye bitse de sona ermeyen boşluklar okuyucuda saklı kalıyor. Bu yönüyle düşünmeye, tahmin yürütmeye ve hatta empati kurmaya sevk eden bir çalışma.
Yazarın bireysel meseleleri incelikle işleme başarısını gösterdiği, göze çarpan bir başka hikâye de Başka yere gitme. Yelina Tayfur, rüzgârı arkasına alma gayreti içerisinde olmayan, bilakis kitabını özel kılan farklılıkların keşfedilmesini arzulayan bir yazar duruşu sergiliyor bu öyküsünde. Yine gizem ve merak unsuru baş köşede. Üstelik bu defa karakterlere dair özel ayrıntılar verilerek, öykünün uzamı oldukça genişletilmiş. İşin en keyifli tarafı ise, kurguyu anlamlı ve tılsımlı kılan parçanın finalde daha fazla göze batması ve okuru düşünmeye sevk edecek biçimde derinlik kazanması. Kitabın ismine yakışır biçimde dünyadan sonraki bir yere doğru yapılan, tekinsiz bir yolculuk tadında.
Hemen sonra pusulamızı takip ediyoruz ve Bekleyenleri bekleyenler, kurgudan ziyade gözlemlerin ön plana çıktığı bir öykü olarak kitabın içerisinde özel koltuğuna kuruluyor. İnsancıl durumların sömürülmeden, yalın biçimde anlatıldığı hikâye, tıpkı elem verici hadiselerden sonra hayatlarımıza kaldığımız yerden devam etme sakinliği göstermemiz gibi doğallığından ödün vermiyor. Rahatsız edici şeylerin, bizi incitmeden anlatılmasına edebi türlerde rastlamak zor. Bu özelliğiyle gücünü sessiz sedasız okuruna hissettiren bir öyküyle karşı karşıyayız.
Diğer taraftan Kuşak, yazarın kitaba kattığı farklı desenlerden. Geçmişte bırakılmış, unutulması zor anılardan bir tanesi koşarak gelirse bugüne… İlla ki gelmiştir. Olmadık anlarda kapımızı çalan davetsiz misafirlerden birini ağırlıyor bu güzel öykü. İnsanın kendini tanımakla birlikte içindeki boşluğu tamamlama uğraşı bir bakıma. Kuşak giyiyoruz belimizden kaymasın diye elbise. Sonra bir kuşakla bağlanıyoruz geçmişe. Ve yine bir kuşak, aratmıyor bir başkasını. Sonra tekrar… Tekrar… Kuşaktan kuşağa değişiyor huylar. Gerçek aynı, elbise benzer, zamansa herkese göre farklı.
Definenin kokusu yavaş yavaş çalınıyor burnumuza artık. Dünyadan Sonra Bir Yer için kısa bir özet sanki Döne döne dibe. Atmosferi, kitabın tamamına yayılan ruh halini bütünüyle yansıtıyor. Özellikle zamansal geçişler, vefat edenin hayattakilere bıraktıklarının nesnelerle sınırlamamasına yardımcı olacak kadar tesirli. Geride kalan davranışlar, kısa anları upuzun hale dönüştüren sihirli detaylar… Elde avuçta ne varsa, hepsi yaşayanların hafızasında. Evet, evet. Dünyadan sonra bir yer mevcut.
Dört başı mamur bir akşam yemeği düşünün. Soğuk ordövrler, çorbalar, ara sıcaklar, ana yemek ve de tatlı. Tam da buna benzeyen bir öykü Asil. Her parçası yoğun, tek başına lezzetli. Hepsi bir araya gelince menüyü de tamamlıyorlar bütün hikâyeyi de. Hayatın içinden koparılmış, gerçek bir karakteri solumamız sağlıyor kıymetli yazar.

Özel anlarınız için zarif ve büyüleyici bir deneyim ise ilgi çekici konusu ve Paul Auster’ı anımsatan olay trafiğiyle gerçekten etkileyici bir öykü. Ucu ucuna değen olay zincirlerinin, el yapımı bir kurgu tadıyla okurunu peşi sıra sürüklediği anlara zor rastlanır. Yelina Tayfur, sadece merak uyandırmakla yetinmiyor, güçlü bir karakter yaratıp arkasında upuzun boşluklar bırakıyor. Ama bu boşluklar tamamen okurun hayal gücüne emanet değil. Kıymetli yazar olay akışı içerisinde karaktere dair öyle ustaca ipuçları bırakıyor ki, bulmacayı öykü sonlandıktan sonra bile doldurmaya devam ediyorsunuz. Hatta öyküden doğma yeni bir öykücük bile açabilir gözlerini dünyadan sonraki bir yerde.
Sonra hızlı değil, yavaş. Gürültülü değil, gayet sakin. Gözünü yoldan ayırmıyor gibi gözükse de sık sık arkasını yokluyor. Çıplak gözle güneşe bakarken, vücudunu hep gölgede tutuyor. Yağmuru da seviyor terden ıslanan vücudunu duşun altına bırakmayı da. Karar veremiyor bir türlü. Ya da şikâyet etmeyi çoktan bırakmış, her duruma uyum sağlama, hayatta kalma uzmanı olup çıkmış o. Okurken şaşırmayın. Bu anlattıklarım Acil durumda camı kırınız adlı öykünün naçizane ruhsal tarifi. Farklı ama klasik dramatik yapının alışıldık tüm özelliklerini de bünyesinde barındıran bir öykü ile devam ediyoruz.
Ve bu değişik hissin arkasına saklanan Masaldaki yabancı, dünyadan sonra bir yer olduğuna bizi inandırıyor. Bu kez şaşırtmaca yok. Gözlemlenebilen bütün ayrıntıların, kuruması için ipe dizilip güneşte bekletilen meyve ya da sebzeler gibi sergilendiği bir hikâyeyi soluyoruz. Eşikte kalmışlığın sürüklediği bilinmezliği çarpıcı biçimde betimliyor kıymetli yazar. Hayal kurma mesafesinde anlatıyor öyküsünü. Tabii duymasını bilene… İşittiklerini birbirinden eksiltmek yerine toplamasını bilene…
Define haritası artık elimizde. Eninde sonunda kazar, çıkartırız o gömüyü. Bilmem hangi zaman olur ki, Yelina Tayfur küp küp altınları gömmüş o toprağa. Kitabın içinde gizemli bir dünya. Dünyanın içinde ulaşılmaz sandıklarımızın burnumuzun dibinde bitivermesi. Gel de şaşırma şimdi. İnsana korkuyu değil, kötülüğü savunmak için cesaretlenmenin zayıflığını gösteren ve dönüp dolaşıp illa ki içe bakış sağlayarak yolculuğu sonlandıran bir yazar Yelina Tayfur. Düşlerden ziyade gerçeğin askısında kalanlara… Keyifli okumalar dilerim.
DÜNYADAN SONRA BİR YER
Yelina Tayfur
İletişim Yayınları, 2025
Tür: Öykü
151 s.











































Yorumlar