top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLitera

Buram buram hayat kokan kitap: Sarıyaz

Özlem Söğütlü

Mahir Ünsal Eriş’in son öykü kitabı Sarıyaz, “bu dünya neden?...” sorusuyla başlıyor. Öyküleri okurken bir yandan da “bu dünya neden hep sarsıntılı?”, “bu dünya neden hep kötü?”, “bu dünya neden hep yaşanası?”, “bu dünya neden hiç adil değil?” gibi ilavelerle cümleyi tamamlamaya çabalıyorsunuz.


Yazar depremle yaşamların, ölümlerin, hayallerin, kahramanların, kayıpların üstündeki örtüyü açıyor. Tıpkı yerkürenin altında barındırdıklarını gün yüzüne çıkartması gibi.


Deprem gibi yıkıcı bir felakette ölümün olmaması üzerine kurulu bütün öyküler. Yazarın derdi, ölümler üzerinden seslenmek; göz önünde olduğu için de asla ortaya çıkmayacak bir sorumluyu aramak hiç değil. Yazar, deprem gibi güçlü bir metafordan yararlanarak, sıradan gibi gözüken hayatlarda deprem etkisi yaratan olayları göz önüne seriyor. Sevilen insanın kaybı, yabancı birinin aileye girmesiyle duyulan yalnızlık, hayalin yerle bir oluşu, erkekliğe ilk adım, yoksulluğun yarattığı çaresizlik, kapitalizmin doğayı tahrip etmesi, insanın para hırsıyla kirlenmeye başlaması, değişmeye başlayan siyasî ortam, duygusal açıdan bitmiş bir evliliğin partnerlerde yarattığı travmalar öykülerin merkezine yerleşmesiyle dikkat çeken konular oluyor.


Birbirine Dokunan Hayatlar


Öykülerin hepsi aynı mekânda, aynı zamanda, aynı atmosferde geçiyor. Önce şehrin üstüne sarı bir toz bulutu çöküyor, arkasından deprem gerçekleşiyor. Her öykü bir diğerine atıf yaparak aynı dünyayı paylaştığımızı, aynı havayı soluduğumuzu, şu veya bu şekilde hayatlarımızın birbirine dokunduğunu vurguluyor.


Bütün öyküler, Melih Cevdet Anday’ın şiirlerinden bir alıntı ile başlıyor. Bu alıntıyla yazar, konu hakkında okuruna belli belirsiz bir ipucu veriyor ve zekice tasarlanmış bir kurmacaya doğru adım attığınızı hissediyorsunuz. “Beyefendi” öyküsünde kasabanın yerel gazetesine yazı gönderen meçhul kişinin Melih Cevdet Anday olması hem yazının gücünü gösteriyor hem de ustayı selamlıyor. Kasaba halkı, dünyanın dört bir yanından bilgi veren yazılardan, yazarının kim olduğunu bilmeden, etkileniyor. Yazar, bu öyküyle okuruna “ustaların konuşma zamanı geldi” dedirtiyor.


Çok Katmanlı Cümleler